Tarih
Tarihte KiKkya adıyla bilinen Çukurova bölgesi çok eski çağlardan beri çeşitli halklara yurt olmuştur. Yöredeki kazılarda açığa çıkarılan ve Cilalı Taş Devri'nden (Neolitik Çağ) kaldığı anlaşılan buluntular, bu yörenin tarihöncesi çağlarda bile önemli bir tarım ve yerleşme merkezi olduğunu gösterir. Sonraki çağlarda tarımsal ürünlerin ticaretine başlayan bu halklar, o çağların ticaret yollan üzerinde büyük kentler kurdular. Zamanla kentler gelişti, küçük krallıklara dönüştü. Mısır ve Mezopotamya ile ticaretlerini geliştirebilmek için Orta Anadolu'dan Akdeniz kıyılanna inmeyi amaçlayan Hititler İÖ 1530 yılında bu Adana'da, Seyhan Irmağı üzerindeki ünlü Taş Köprü Romalılar döneminden kalmadır.
krallıkları egemenlikleri altına alarak Çukurova'ya yerleştiler. Bugün Adana'nın Kadirli ilçesi içindeki Karatepe ve Domuztepe'de yapılan kazılar, bu tepelerin yaklaşık üç yüzyıllık Hitit döneminde kurulan iki eski yerleşme olduğunu ortaya koymuştur.
Bereketli toprakları ve zengin bir kereste kaynağı olan ormanlarıyla yöredeki öbür krallıkların ilgisini çeken, üstelik önemli ticaret yollarının kavşağı olan Kilikya o tarihten sonra sürekli el değiştirdi. Hititler'den sonra Asurlular'ın, Persler'in, Makedonya Krallığı'nın ve Selevkoslar'ın (Selefkiler) egemenliğine girdi. İÖ 12'den, imparatorluğun parçalandığı İS 395 yılına kadar bu topraklar, büyük Roma İmparatorluğu'nun bir parçasıydı. İmparatorluğu besleyen büyük çiftliklerin kurulduğu, bugün Yakapınar adıyla anılan Misis başta olmak üzere kentlerin büyüyüp geliştiği Roma döneminden sonra Adana yöresi Bizans egemenliğine girdi İkiye ayrılan Roma İmparatorluğu'nun doğu kanadı olan Bizans döneminde tarım ve dokumacılıkla zenginleşen Adana topraklarına Müslümanlar'ın yerleşmesi 651 yılına rastlar. Yörede Emeviler ve Abbasiler döneminden kalma birçok yapı vardır. Adana ve Çukurova kültürünün en renkli öğelerinden biri olan Türkmenler de ilk kez bu dönemde bu yöreye yerleşmeye başladılar. 1071'deki Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'ya giren Selçuklular, Haçlı Seferleri' ne kadar Çukurova kentlerini ellerinde tuttular. Daha sonra, bu yörede yerleşmiş olan Ermeniler'den Memlûklar'a geçen Adana toprakları, 1350'lerde Anadolu Beylikleri'n-den Ramazanoğullan'nın egemenliğine girdi.
Adana kentindeki Ulucami, 16. yüzyılda, Ramazanoğullan'nın son döneminde yapılmış en ünlü yapılardan biridir.
1517'de Osmanlı yönetimine girerek bu yönetimin bir sancağı (bugünkü anlamıyla il örgütü) oldu. Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu Mısırlı İbrahim Paşa 1833'te yöreyi denetimi altına aldı. 1840'ta yeniden Osmanlı yönetimine giren Adana, özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra bir tarım ve sanayi merkezi olarak hızla gelişti.
Ekonomi
Adana ilinin ekonomik gelişmesinde en büyük pay pamuk tarımınındır. Hemen her çeşit tarıma elverişli olan bu alüvyonlu ovalarda çok eskiden beri buğday ve pamuk yetiştirilir. Ama özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında, dünya pazarlarının pamuk gereksinimini karşılamak amacıyla gerçekleştirilen atılımlar pamuk tarımını hızla ön plana geçirdi. Tarımda makineleşme, sulama, gübreleme ve yüksek verimli pamuk türlerinin seçilmesiyle başlayan bu gelişme ilin toplumsal yapısını da etkiledi. İl nüfusu bu yoğun tarım için gerekli işgücünü karşılayamaz duruma gelince, Adana çevresine büyük bir mevsimlik işçi göçü başladı. Son yıllarda pamuk tarımına ayrılan alanlar yerini büyük ölçüde buğdaya bırakmış, bir yandan da turunçgil üretimi ve seracılık yaygınlaşmıştır.
Buğday karşısındaki bu gerilemeye karşın, pamuk bugün de Adana ilinin en önemli ürünü ve sanayileşmesinin çekirdeğidir. Bu süreç, pamuğu çekirdeğinden ayırmak için kurulan ilk çırçır fabrikalarıyla başlamış, büyük dokuma fabrikalarıyla gelişmiştir. Bugün Adana ilinde pamuklu dokumanın yanı sıra kimya, makine, metal eşya, lastik, gıda ve içki dallarında büyük sanayi kuruluşları vardır.
Toplum ve Kültür
Bir yandan Çukurova'da yeşermiş büyük uygarlıklar, öte yandan bu yörede yurtlanmış Türkmen ve Yörük oymakları Adana iline zengin bir kültür mirası bırakmıştır. Kıl keçisi besleyip hayvancılıkla geçinen ve büyük çadırlarda yaşayan bu yarı göçer oymakların dokuduğu renk renk kilimler ve çadırlar birer sanat yapıtıdır. Gene bu yörede yetişmiş Karacaoğlan ve Dadaloğlu gibi büyük halk ozanları da sözlü edebiyat geleneğinin en özgün yapıtlarını vermişlerdir. Karacaoğlan' ın sevda dolu, duyarlı şiiri ile Dadaloğlu' nun başkaldıran, yürekli dizeleri bugünkü toplumun da simgesi sayılabilir. Adanalılar için en büyük erdem yiğitlik, dostluk ve dürüstlüktür. Ölülerin ya da büyük acıların ardından yakılmış ağıtlar, efsaneler, yiğitlik destanları, büyük değer verilen at üstüne söylenmiş tekerlemeler ilin edebiyat geleneğinde zengin bir yer tutar. Bugün il nüfusu büyük ölçüde kentleşmiş, eski gelenek ve göreneklerinden oldukça uzaklaşmıştır. Çok sıcak bir iklimde yaşadıkları halde bol acılı yemeklerden hoşlanmaları, kırsal kesimde yaşayanların kavurucu sıcakta bile koyu renk ve kalın giysiler giymeleri Adanalılar'ın ilginç özellikleridir. Adana köylerinden birinde doğan Yaşar Kemal ile Adana kentinde doğan Orhan Kemal, romanlarında Adana ve Çukurova insanının yaşamını anlatmışlardır.
İl Merkezi: Adana
Adana ilinin merkezi olan Adana, Türkiye'nin dördüncü büyük kentidir.
İlin güneyinde, Seyhan Irmağı üzerinde kurulmuş olan Adana büyük ve kalabalık bir sanayi kentidir. Efsaneye göre, gök tanrısı Uranos'un oğlu Adanos tarafından kurulmuş, adını da buradan almıştır. Çok önemli bir kavşak noktasında bulunan ve Çukurova yöresinde egemenlik kurmuş çeşitli ulusların yönetimine girmiş olan kentte pek çok tarihi yapı vardır.Adana, 1950'lere kadar yalnızca tarım ürünlerinin pazarlandığı bir ticaret merkeziydi. O tarihten sonra hızlı bir sanayileşmenin odağı oldu ve önce tarım, sonra sanayi işkollarında büyük bir işçi göçüne uğradı. Bu göç hareketinin yarattığı konut darlığı, bugüne kadar süren yoğun bir gecekondulaşmanın temel nedenidir. Adana kenti bir yandan çağdaş yapılarıyla gelişirken, bir yandan da Türkiye'nin en geniş gecekondu yerleşmesini barındıran kentlerinden biri olmuştur. Bugünkü Adana, 1973'te kurulan Çukurova Üniversitesi ve uluslararası havalimanıyla aynı zamanda bütün Akdeniz Bölgesi'nin eğitim ve ulaşım merkezidir.
Kentin nüfusu 777.554'tür (1985).
MsXLabs.org & Temel Britannica