Arama


BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
14 Eylül 2008       Mesaj #4
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Amsterdam

Parlamentonun Lahey'de (Hollanda dilinde Den Haag) olmasına karşılık Hollanda'nın başkenti Amsterdam'dır. Sivri kuleleri, iki yanı ağaçlıklı kanalların üstündeki küçük köprüleriyle şirin, eski bir kenttir. Aynı zamanda önemli bir iş merkezidir ve modern bir limanı vardır.

Bir bataklıkta yer alan adaların kanallarla bağlanmasıyla kurulan Amsterdam'da bazı semtler deniz düzeyinin altındadır. Limanın güneyindeki eski kent, C biçiminde, birbirinin içine geçen dört kanalla bölünmüştür. Hollandaca kuşak anlamında "Singel" olarak adlandırılan en dıştaki kanal 16. yüzyıla kadar kenti kuşatmaktaydı.

Ana kanalları küçük kanallarla birbirine bağlandığı için, Amsterdam "Kuzey'in Venedik olarak da bilinir. Ana yollar çeşitli köprülerle kentin yeni bölümlerine açılır. Yaklaşık 1610'da başlatılan genişletme planlan gereğince, kentin yayılabilmesi için yarım daire biçiminde üç yeni kanal yapılması önerildi.

Yarım yüzyılda sonuçlanan bu girişim gerçek bir planlama ve mühendislik başarısı oldu. Kanallar kazma kürekle kazıldı; kenarları çamur, kil ve kumla sıvandı. Ardından kent duvarları, köprüler ve denizin basmasını engellemek için setler yapıldı.

İskandinavya'dan denizyoluyla getirilen keresteler bataklıklarda yapılacak binaların temelinde kullanıldı. 1746'da mimar van Campen tarafından yapılan yeni Belediye Sarayı'nın temeli için 13.651 direk kullanıldı. (Kentin merkezindeki bu yapı günümüzde kraliçenin sarayıdır.)

Amsterdam'ın 17. ve 18. yüzyıldan kalma yüksek evlerinin taş merdivenlerinden süslü antrelere girilir. Bu evlerin vitrayları ve çatı pencereleri ayrı bir özellik taşır. Eskiden bu evlerde kentin zengin tüccarları otururdu; bugün ise çoğu hükümet binası olarak kullanılıyor.

Tarih

Eski adı Amsterdam olan Amsterdam, Ams-tel Irmağı kıyısındaki bir ortaçağ balıkçı kentinin büyümesiyle ortaya çıktı. Hollandalı tüccarların Baltık limanlarıyla ticaret yapmaya başladıkları 14. yüzyılda gelişti. 16. yüzyılda Amsterdam'ın ticarette en büyük rakibi Belçika limanı Anvers'di. 1585'te Anvers İspanyollar'ın saldırısı sırasında yıkıldı.

Buna karşılık Amsterdam'lılar kenti su altında bırakmak pahasına bentleri açtılar ve İspanyol saldırısına karşı koydular. Anvers'in gerilemesi Amsterdam'ın yararına oldu.

17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa'nın en zengin kentlerinden biri durumuna gelen Amsterdam, Kuzey Avrupa'da başta buğday olmak üzere pek çok malın ticaret merkezi oldu. Gemiler doğunun ve Batı Hint Adaları'nın zenginliklerini kente taşırlarken, İspanya'dan göçen Yahudilerin başlattığı elmas sanayisi de dünyaca ün kazandı.

Zenginliğinin artmasında köle ticaretinin de payı oldu. İspanya, Fransa ve Belçika'dan dini inançları nedeniyle kaçan tüccar ve meslek sahibi göçmenlere Amsterdam kapılarını açtı. 1685'te kentin nüfusunun 150.000 dolaylarında olduğu sanılmaktadır.

Bu dönemde sanat alanında da büyük bir gelişme gözlendi. 19. yüzyılda yapılan büyük sanat müzesi Rijksmuseum'da, en ünlüleri Rembrandt (1606-69) olan 17. yüzyıl ressamlarının değerli tabloları yer alır.

18. yüzyılda İjssel Denizi'nin ağzı kille dolduğu için büyük gemilerin limana girmesi zorlaştı ve Amsterdam'ın şansı büyük ölçüde döndü. Kenti Kuzey Denizi'ne bağlayan kanalın açıldığı 1876 yılına kadar bir durgunluk yaşandı. O tarihten sonra deniz ticareti yeniden canlandı.

II. Dünya Savaşı sırasında Alman işgal güçleri limanı tahrip ettiler. Savaştan sonra liman onarıldı ve 1952'de Amsterdam'da Ren Irmağı'na bağlayan yeni bir kanal açıldı.

Ne var ki bugün Amsterdam dünyanın en canlı limanlarından biri olan Rotterdam'ın çok gerisinde kalmıştır. Ama hâlâ önemli bir iş merkezidir. Ayrıca her yıl on binlerce turist gelir. Kentin nüfusu 679.140'tır (1986).

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica