Eski yazılı belgelerin çoğu vergilere, yasalara, din kurallarına, krallara ve yöneticilere ilişkin bilgiler verir. Bunlar bize o dönemin insanlarının yaşamlannı açıklamaz. Oysa kazılar yaparak, sıradan insanlann yaşadıktan evlerin kalıntılannı, krallannın saraylannı, ölülerini koyduklan mezarlan ve tannlanna tapındıktan tapınakları bulabiliriz.
Böyle keşifler hem eski insanlann yaşamla-nna ışık tutar hem de bir arkeologun başanlı olması için meraklı olması gerektiğini gösterir. Avrupa'nın bazı bölgelerinde geniş toprak tümseklere rastlanır. Arkeolojik çalışmalardan önce, bu tuhaf tümseklerin devlerin, perilerin ya da şeytanın işi olduğu sanılırdı. Ama ilk arkeologlar diyebileceğimiz kişiler bu açıklamalarla yetinmediler; tepelerin sırn-m çözmek için araştırmaya başladılar ve sonuçta bunların eski insanlann ölülerini gömdükleri yerler olduğunu anladılar.
Yüzyıllar boyunca insanlar, Meksika'daki ve Mısır'daki piramitler, Atina'daki Akropol gibi ilginç yapılan hayranlık ve ilgiyle izlediler. Arkeoloji, bazı kişilerin daha fazla meraklı olup, bu yapılan yakından incelemeye başlamalanyla doğdu.
Eskiden kalma büyük yapılan görmek kolaydır; ama toprağın derinliklerinde saklı kentleri bulup ortaya çıkarmak oldukça zordur. Bazen yerin üstünde de bir duvar kalıntısı, kınk bir sütun ya da heykel görülebilir. Kimi zaman arkeologlar bir tarlada buldukla-n kınk çömlek parçalarıyla araştırmalanna başlarlar. Günümüzde uçaktan çekilen fotoğraflar da arkeologlar için çok yararlı olmaktadır. Tarlalardaki ürünlerin büyüme biçiminden, toprağın altında eski duvarlann ya da hendeklerin bulunup bulunmadığı anlaşılabilir.
"Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica"