Arama

Kutsal Yerler - Kudüs - Tek Mesaj #2

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
17 Eylül 2008       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Ad:  Kutsal Yerler - Kudüs2.jpg
Gösterim: 1317
Boyut:  53.4 KB
Kudüs

İsrail Devleti'nin merkezine yakın bir yerde bulunan Kudüs, Müslüman, Yahudi ve Hıristiyanların kutsal saydıkları çok eski bir kenttir. Ülkenin doğu sınırı üzerindeki Lût Gölü'nün 24 km batısında, Akdeniz'in de 50 km kadar doğusundadır. Şeria Irmağı'nın akaçlama havzasında bulunan kentte yazlar kuru ve sıcak, kışlar serin ve yağışlı geçer. Kara ve demiryoluyla Tel-Aviv-Yafa'ya bağ­lanan Kudüs'ün nüfusu 518.200'dür (1987).

Tarih


Kudüs'ün fırtınalı bir tarihi vardır. Bir zaman­lar Mısırlıların yönetimi altında kalan kenti, İÖ 1000 dolaylarında ele geçiren Hz. Davud, Kudüs'ü Yahuda Krallığı'nın başkenti yaptı. Hz. Davud'un oğlu Hz. Süleyman İÖ 957'de burada Kudüs Tapınağı'nı kurdu. Daha son­raki yüzyıllarda Kudüs birçok kez saldırıya uğrayarak yakılıp yıkıldı. İÖ 63'te Roma İmparatorluğu'nun koruması altına giren kentte büyük çapta bayındırlık girişimleri başlatıldı. Ne var ki, İS 66'da Romalılara karşı bir ayaklanma başlayınca kentin büyük bir bölümü Roma ordusunca yıkıldı. Yahudilerin İS 132'de ikinci kez ayaklanışı üzerine Kudüs'ü yerle bir eden Romalılar, Yahudilerin girmesinin yasak olduğu yeni bir kent kurdular. 614'te Sasaniler'in saldırısına uğ­rayan ve yeniden yıkılan Kudüs, Hz. Ömer' in halifeliği sırasında Arapların eline geçti ve uzun bir süre Arap yönetiminde kaldı. 10. yüzyılda Fatımiler Kudüs'ü ele geçirdi. 130 yıllık Fatımi egemenliğinden sonra 1099'da kenti yağmalayan Haçlılar, Kudüs Krallığı'nı kurdu. 1187'de Selahaddin Eyyubi Kudüs'ü ele geçirdi. 13. yüzyıl ortalarında Yahudiler yeniden kente gelip yerleşmeye başladı.

1516'da Yavuz Sultan Selim'in Kudüs'ü almasıyla kent Osmanlı egemenliğine girdi. Kanuni Sultan Süleyman eski kentin surları­nın büyük bölümünü yeniledi. 1918'de İngiliz birliklerinin işgal ettiği Kudüs, İngiliz manda yönetimine bırakılan Filistin'in başkenti oldu. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Birleşmiş Mil­letler Kudüs'ü uluslararası bir kent durumuna getirmeyi önerdi. Bu karara İsrail ve bölgede­ki Arap devletleri karşı çıktı. 14 Mayıs 1948'de İsrail Devleti'nin kuruluşundan sonra İsrail, kentin batı bölümünü topraklarına kattı. Surlarla çevrili eski kent ve tarihsel Yahudi yapılarının bulunduğu doğu bölümü Arapların elindeydi. 1950'de İsrail Kudüs'ün batısının ülkenin başkenti ve yasama organı knesset'mmerkezi olduğunu ilan etti. 1967'deki Arap-İsrail Savaşı'nda, kentin 1948'den beri Ürdün'ün elinde olan doğu bölümü de İsrail'in eline geçti. İsrail bütün kenti başkent ilan etti. Ne var ki, başta Arap devletleri olmak üzere dünyada pek çok devlet bunu tanımadı.

Eski Kent


Sarp tepeler ve vadilerle çevrili yüksek bir düzlük üzerinde kurulu olan eski kent, kaba­ca her kenarı 1 km uzunluğunda bir kare biçimindedir. Dört yanını çevreleyen surların büyük bölümünü 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman eski surların üzerine yaptırmıştır. Eski kentte Müslüman, Hıristiyan, Ermeni ve Yahudi mahalleleri ile çok sayıda tarihsel yapı bulunur. Güneydoğu köşesinde Tapınak Dağı adı verilen yüksekçe bir düzlük vardır. Müslümanların Hare mü Şerif adını verdiği Tapınak Dağı'ndaki en önemli yapıt Hz. İbrahim'in kurban kestiğine inanılan Sahra (Hacer-i Muallak) adlı taşın üzerini örtecek biçimde yapılmış olan Kubbetü Sahra'dır. Tapmak Dağı'nın 25 metre batısında Kudüs Tapınağı'nın batı du­varlarının kalıntıları görülür. Ağlama Duvarı adı verilen bu kalıntılar, Yahudilerin dua etmek için geldikleri, kutsal bir yerdir. Hz. Muhammed'in miraç gecesi göğe çıktığına inanılan Mescid-i Aksa da Tapınak Dağı'nın güneyinde bulunur.

Eski kentteki Hıristiyan kutsal yapıları arasında en önemli olanı Kutsal Kabir Kilise-si'dir. Kuzeybatıda bulunan bu kilise, Hz. İsa'nın çarmıha gerildikten sonra gömüldüğü­ne inanılan yerde yapılmıştır. Hıristiyan dini­ni kabul eden ilk Roma imparatoru olan I. Constantinus'un 330 yıllarında yaptırdığı bu yapı, daha sonraları birkaç kez onarıldı. Hz. İsa'nın çarmıha gerilmeden önceki son saatle­rini geçirdiği Zeytin Dağı eski kentin doğu surları dışındadır. Hıristiyan inancına göre Hz. İsa Zeytin Dağı'nın eteklerindeki Getse­mani Bahçesi'nde tutuklanmış ve yargılanma­ya götürülmüştü. Getsemani Bahçesi'nde baş­layıp Kutsal Kabir Kilisesi'ne uzanan yolun, Hz. İsa'nın çarmıhını sırtında taşıyarak geçtiği yol olduğuna inanılır.

Modern Kudüs


19. yüzyıl ortalarına kadar Kudüs kenti tümüy­le surların içinde yer alıyordu. O yıllarda eski kentin batısında Tel-Aviv-Yafa'ya giden yol boyunca Yahudi göçmenlerin kurduğu yeni mahalleler gelişmeye başladı. Böylece Kudüs'ün batı bölümü yeni yapıların ve çeşitli işyerlerinin yer aldığı modern bir kent duru­muna geldi. Kudüs'te elmas kesimi, basın yayın, mobilya, kimyasal madde ve dokuma sanayileri ön plandadır. Ayrıca turist ve hacı adaylarının çokluğu kentte turizmin gelişme­sine yol açmıştır. Kudüs İbrani Üniversitesinde başka ülkelerden de gelen pek çok Yahudi öğrenci öğrenim görür.

Şeria Bölgesi


Şeria Irmağı'nın batı yakasın­daki yamaçlarda, Kudüs'ün 8 km güneyinde eski Beytlehem kenti yer alır. Beytlehem, kireç badanalı kerpıc ya da taş evleriyle, Doğu Akdeniz ülkelerinin belirgin yapı özel­liklerini taşımaktadır.

Kentin çevresinde tahıl, incir, zeytin ve üzüm yetiştirilir; yamaçlarda koyun ve keçi beslenir.Hıristiyanlar, Kutsal Kitap'ta (Tevrat-İncil) adı geçen bu kentin Hz. İsa'nın ve Davud peygamberin doğum yeri olduğuna inan­maktadır Beytlehem, Hz. İsa'nın doğum yeri olması nedeniyle, Nasıra (Nazareth) ve Kudüs gibi, Katolik, Protestan ve Rum Ortodokslar'ca hac kenti olarak kabul edilmiştir. Roma'nın ilk Hıristiyan İmparatoru I. Constantinus'un annesi, Hz. İsa'nın doğduğu sanılan kent yakınlarındaki mağaranın üzerine bir kilise yaptırmıştır.

Kudüs Krallığı'nı kuran ilk Haçlı Seferi'nin önderi I. Baudouin 1100'de bu kilisede taç giydi. Kent, 1187'de Kudüs Krallığı'nın düş­mesinden sonra Araplar'ın ve Türkler'in yö­netimine geçtiyse de, Hıristiyan dünyası için önemini her zaman korudu. Beytlehem, I. Dünya Savaşı sırasında Türkler'den geri alı­nınca, Filistin topraklarıyla birlikte İngilte­re'nin koruması altına verildi, ama 1948' de yeniden Ürdün topraklarına katıldı.
1967'deki Arap-İsrail Savaşı'nın sonunda.İs rail, Ürdün'ün Batı Şeria bölgesi ile birlikte Beytlehem kentini de ele geçirdi.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica

Son düzenleyen Safi; 8 Aralık 2016 02:55
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....