Arama

Luis Bunuel - Tek Mesaj #3

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Eylül 2008       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Luis BUNUEL (1900-1983)

Ünlü İspanyol sinema yönetmeni Luis Bunuel Çalanda ken­tinde doğdu. Gerek bu kent, gerek büyüyüp yetiştiği Zaragoza kenti Katolik inançlarına sıkı sıkıya bağlı insanların yaşadığı yörelerdi. Varlıklı bir ailenin yedi çocuğundan en büyü­ğü olan Bunuel ilk ve ortaöğrenimini din eği­timi veren bir okulda tamamladı. Çalışkan ve başarılı bir öğrenci, şakacı ve dinsel inanç­ları alaya alan bir çocuktu. Bu özelliği filmle­rinde de göze çarpar.
1917-25 yılları arasında Madrid Üniversite-si'nde felsefe öğrenimi gördü. Federico Gar­da Lorca, Salvador Dali, Rafael Alberti gibi ünlü sanatçılarla tanışıp dostluk kurdu. Öğ­rencilik döneminde şiirle ilgilendi, yazdığı şiirler dergilerde yayımlandı. Öğrenimini bi­tirdikten sonra 1925'te Paris'e yerleşmesi sanat yaşamında bir dönüm noktası oldu. Burada Gerçeküstücülük Akımı'nın öncüle-riyle tanışarak topluluklarına katıldı. Bu dönemde bir izleyici olarak sinemayla ilgileniyor, bir dergide film eleştirileri yayımlıyordu, ama Fritz Lang'ın Der müde Tod (1921; "Yorgun Ölüm") filmi­ni görünceye kadar, yönetmen olmayı düşün­müyordu. Bunuel, Son Nefesim (mon Derier soupir; 1982) adıyla yayımladığı anılarında sinemaya başlamasında bu filmin çarpıcı etki­sinden söz eder.
Sinemayı öğrenmek için bir süre Jean Epstein'in yanında asistanlık yaptı. Ama, yapılan filmleri beğenmiyor, düşlerini filme aktarmak istiyordu. Bu düşüncesini arkadaşı Salvador Dali'ye açtığında coşkuyla karşılan­dı ve ortak bir senaryo çalışmasına giriştiler. Senaryolarını psikolojik, kültürel ve mantık­sal hiçbir açıklamaya olanak vermeyen konuş­ma ve görüntüleri temel alarak oluşturdular. Bunuel ortaya çıkan senaryoyu annesinden aldığı parayla filme çekerek ilk çalışması Bir Endülüs Köpeği'm (Un chien andalou; 1928) tamamladı. Bu film Gerçeküstücülük Akımı'nın sinemadaki ilk örneklerinden biriy­di. Bilinçaltının dışa vurulmasından kaynak­lanan bir dizi gülünç ya da ürkütücü görüntü­den oluşan filmin yarattığı yankı ve coşku sürerken Bunuel, senaryosu gene ortak çalış­manın ürünü olan ikinci filmi Altın Çağ'ı (L'Âge d'or; 1930) gerçekleştirdi. Bu filminde kural tanımayan aşk temasını işliyor, topluma egemen olan yerleşik değer yargılarına şiddet­le karşı çıkıyordu. Filmin gösterimi tutucu kimselerin tepkisiyle karşılaşmış ve sonunda film yasaklanmış; bu yasak 1980'e kadar sürmüştür. Bunuel daha sonra Las Hurdes yöresindeki yoksulların yürekler acısı yaşamı­nı konu alan Las HurdeslTierra Sin Pan'\ (1932, "Las Hurdes/Ekmeksiz Toprak") adlı belgeseli çekti. Bu filmde kilisenin görkemli zenginliğinin yanı sıra halkın hastalık ve umutsuzluk içindeki yaşamını görüntülemişti. Sonraki yıllarda İspanya'da ve ABD'de bir süre film yapımcısı olarak çalıştı. 1947'de Meksika'ya yerleşti ve orada Los olvidados (1950; "Yitikler") adlı filmini yaptı. 1951'de Cannes Film Şenliği'nde en iyi yönetmen ödülünü kazanmasını sağlayan bu filminde Meksiko kentinin kenar mahallelerinin ço­cuklarını ele alıyor, onların suça itilme neden­lerini ve toplumdaki şiddet eğilimini dile getiriyordu. Meksika sinemasını da etkileyen ve yönlendiren Bunuel, artık ustalığı tartışıl­maz bir yönetmen olarak ünlenmişti.
Bunuel, 1980'de son filmi Cet obscur objet du desir'e ("Arzunun O Belirsiz Nesnesi") kadar birçok film yönetti. Bu filmlerin başlı-caları şunlardır: Bir papazın yaşamından yola çıkarak Hıristiyanlık'ı eleştirdiği Nazarin (1958); bir rahibe adayının yaşamını konu alan, toplumun değer yargılarına yönelttiği alay ve taşlamalarla dolu Viridiana (1961); soyluların yaşamını yergili bir dille anlattığı Le Journal d'une femme de chambre (1964; "Bir Oda Hizmetçisinin Günlüğü"); zenginle­rin yaşamındaki ikiyüzlülüğü yansıtan Gün­düz Güzeli (Belle de jour; 1967). Yarattığı iki başyapıt olarak El ângel exterminador (1962; "Mahveden Melek") ve Le Charme discret de la bourgeoisie (1973; "Burjuvazinin Gizli Çe­kiciliği") adlı filmleri gösterilebilir. El ângel exterminador,da. yemekli bir toplantı için bir evde bulunan bir grup zengin, anlaşılmaz bir nedenle bir daha evden dışarı çıkmazlar. Başlangıçta aralarında ölçülü, kibar bir ilişki vardır. Bu ilişki zaman geçtikçe kabalaşır ve işi neredeyse birbirlerini yemeye kadar vardı­rırlar. Le Charme discret de la bourgeoisie'âz gene zenginler konu edilir.
1983'te Meksiko'da ölen Bunuel, filmlerin­de işlediği toplumsal adaletsizlik, dinsel tutu­culuk, vahşet ve cinsellik gibi konularla üze­rinde en çok tartışılan yönetmenlerden biridir. Toplumca yasak sayılan konular üzerindeki açık sözlülüğü ve cesareti ile sinemaya büyük katkıda bulunmuştur.

MsXLabs.org & Temel Britannica