Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
19 Eylül 2008       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Ad:  bilgisayar1.jpg
Gösterim: 2610
Boyut:  14.0 KB
BİLGİSAYAR
, sayılar, sözcükler, resimler ve başka makinelerden gelen sinyaller gibi veri­leri aldığı komutlar uyarınca işleyerek çeşitli sonuçlara ulaşabilen bir makinedir. Ö/neğin, bilgisayar sayıları kullanarak hesap yapabilir; sözcükleri bir araya getirerek bize bilgi vere­bilir; resimlerdeki şekilleri ya da bir müzik parçasındaki farklı öğeleri algılayabilir ve başka makineleri denetleyebilir.
Bilgisayarlar üzerinde çalıştıkları konuyu çok çabuk çözümleyebilirler. Normal olarak, buldukları sonuçlar her zaman doğrudur. Elektronik makineler oldukları için, örneğin bir otomobil motorundaki gibi hareketli par­çaları yoktur. Bu nedenle de aşınmazlar ve hemen hemen hiç yanlış yapmazlar. Bilgisa­yarların çoğu değişik alanlarda iş görebilecek ve bir görevden öbürüne kolaylıkla geçebi­lecek biçimde tasarlanmıştır. Bu özellikleri nedeniyle, günümüz dünyasındaki önemleri büyüktür. İnsan yeteneklerinin ötesinde he­saplama becerileri olan bu makineler, dur­maksızın yineleme gerektiren bazı basit işlem­leri bıkmadan, usanmadan, hatasız olarak sürdürebilirler. Büro ve fabrikalarda her gün yinelenen sıkıcı işleri üstlenebilirler. Ayrıca her alanda bilgi ve becerimizi artırmada bize yardımcı olurlar.
Buharlı makinelerin ve fabrikalarda kulla­nılan öbür makinelerin icadı insanlara, iş yapmada yardımcı olacak büyük bir fiziksel güç sağladı. Makineler Sanayi Devrimi'ne olanak verdi. Fabrikalar 1800'lerde yaygınlaş­tı ve insan yaşamı önemli ölçüde değişti . 20. yüzyılın sonlarında geli­şen bilgisayarlar ise bize büyük bir zihinsel güç kazandırdı. Makinelerin kendi gücümüzle yapmamız gereken işleri üstlenmeleri gibi, bilgisayarlar da bizim için düşünüyor, pek çok bilgiyi belleklerinde saklıyor ve anımsıyorlar. Daha şimdiden yaşama ve çalışma biçimleri­mizi değiştirdiler. Bu değişim, Sanayi Devrimi'nde olduğu gibi, yaşamımızı doğrudan etkilediği için zaman zaman"Bilgisayar Dev­rimi" diye de adlandırılıyor.
Bilgisayar alanında hızlı bir gelişme gözle­niyor; nerdeyse her gün yeni bir ilerleme gerçekleşiyor; yalnızca birkaç yıl içinde bilgi­sayar dünyası bütünüyle değişebiliyor. Bu maddede bilgisayarın ne olduğu, nasıl çalıştığı ve nasıl geliştiği anlatılmaktadır.

Bilgisayar Türleri
Bilgisayarlar süper bilgisayarlar, ana bilgisa­yarlar, minibilgisayarlar ve mikrobilgisayarlar olarak dört ana türe ayrılır. Bilgisayarların büyüklüğü arttıkça yapabilecekleri işlerin önemi, miktarı ve çalışma hızları da artar. En güçlüleri ve büyükleri süper bilgisayarlardır. Bir süper bilgisayarda, aynı anda belli bir işin farklı bölümleri üzerinde çalışabilen çok sayıda küçük bilgisayar vardır. Bir süper bilgisayar saniyede 100 milyondan fazla işlem yapabilir.
Süper bilgisayarlar, ivedi olarak yapılması gereken ve büyük sayıda hesaplamayı gerektiren zor işlerde kullanılır. Örneğin, hava tahminlerinde hızlı davranılması zorunludur, yoksa daha bir tahmin yapamadan her şey olur biter. Süper bilgisayarlar, uzay araçlarındaki motorlar gibi makinelerin tasarımlarının ne sonuç vereceğini görmek için de kullanılır. Mühendisler farklıtasarımlara uygun çok sayıda makine üreterek bunları tek tek denemek yerine, bu denemeleri doğrudan bilgisayarda yapıp sonucu görebilirler.
Ana bilgisayarlar (mainframe) süper bilgisayarlardan sonra gelen en güçlü bilgisayarlardır. Bir ana bilgisayar birbiriyle bağlantılı bir çok bağımsız birimden oluşur. Genellikle bütün bir odayı kaplayabilecek büyüklüktedir ve çalıştırılması için birkaç kişiye gerek vardır. Ana bilgisayarlar büyük şirketler ve devlet kuruluşlarınca kullanılır. Büyük şirket ve kuruluşlar, karmaşık işlerini yürütebilmek ve ayrıca sanayi alanında üretim süreçlerini denetleyebilmek için, çok fazla bilgiyi işleyebilecek büyük bilgisayarlara gereksinim duyarlar. Bir ana bilgisayar birbirinden bağımsız görevleri aynı anda yürütebilir. Sürekli olarak bir işten öbürüne geçer ve işleri küçük parçalara bölerek sırayla sonuçlandırır.
Minibilgisayar'lat ana bilgisayarların küçültülmüşü olarak tanımlanabilir. Birbiriyle bağlantılı birkaç bağımsız birimden oluşurlar; bir ya da iki kişi tarafından işletilebilirler. Mini-bilgisayarlar ana bilgisayarlar kadar güçlü değildir; iş yaşamında ya da kamu kesiminde daha küçük ölçekli işler için kullanılırlar.
Mikrobilgisayarlar en küçük bilgisayarlardır. Çoğu bir yazı makinesi büyüklüğündedir; ama ceket cebine sığacak büyüklükte olanları da vardır. Mikrobilgisayarlar fazla bilgiişlem gücü gerektirmeyen işlerde, örneğin küçük işletmeler, okullar ve evlerde kullanmak için çok elverişlidir. Birçok mikrobilgisayarı kullanırken, televizyon ya da yazıcı gibi bazı ek birimlere bağlamak gerekir.
Bilgisayarlar giderek küçülüyor ve güçleniyor. Böylece ana bilgisayarlarla mini ve mikrobilgisayarlar arasındaki fark da giderek kayboluyor. Yeni bir mikrobilgisayar birkaç yıl önc üretilmiş bir ana bilgisayar kadar güçlü olabiliyor.
Bilgisayarlar kullanımlarına göre, "genel amaçlı" ve "özel amaçlı" olmak üzere iki gruba ayrılır. Genel amaçlı bir bilgisayar, gücüne bağlı olarak, ayrı türden bir çok iş yapabilir. Öte yandan, özel amaçlı bir bilgisayar, örneğin çamaşır makinesi ya da torna tezgâhı gibi bir makineyi denetlemek üzere, yalnızca bir tek özel görev için tasarlanmıştır. Özel amaçlı bilgisayar genellikle, denetleye-ceği makinenin içine yerleştirilmiş bir mikrobilgisayardır ve belli bir iş için ayrılmış (dedi-cated) bilgisayar olarak da bilinir
Elektronik hesap makinelerinin çalışması da bilgisayarlara benzer , ama yalnızca aritmetik ve bazı matematik işlemlerini yapabilirler. Onun için, cep hesap makineleri gerçek bilgisayarlar kadar güçlü ve yararlı değildir.

Bilgisayarın Çalışması
Ne kadar büyük ya da güçlü olurlarsa olsunlar bütün bilgisayarlar aynı biçimde çalışır. Bir bilgisayar dört temel birim ya da parçadan oluşur. Bunlar girdi, ana işlem, bellek ve çıktı birimleridir. Bilgisayarın beyni ana işlem birimidir (AİB) ve öteki üç birim AİB'ye bağlıdır.
Girdi (input) birimi verilerin bilgisayara girildiği bölümdür. "Veri" (data), bilgisayarın bir hesaplama ya da başka türden bir işlemi sonuçlandırabilmek için gerek duyduğu sayılar, sözcükler ya da benzeri bilgilerdir. Girdi birimi kullanılarak bilgisayara girilen veriler kümesini AİB alır ve bellek birimine aktarır. Veriler burada AİB'nin kullanımına hazır bulundurulur. Bellek biriminde ayrıca bir komutlar kümesi vardır. AİB bellekten bu verileri ve komutları alır; verileri komutlara uygun bir biçimde kullanarak işi, örneğin bir hesaplamayı sonuçlandırır. İşlemin sonucu, gerek duyuluncaya kadar saklanmak üzere belleğe geri döner. AİB sonucu bellekten alır ve bilgisayarın çıktı (output) birimi'ne gönderir. Sonuç çıktı biriminde görülür ve kullanıma sunulur.
AİB'de işlemlerin belli bir biçimde yürütülmesini sağlayan komutlar kümesine program denir. Bilgisayarın farklı işleri yapabilmesi, belleğinin farklı programlarla beslenmesine bağlıdır. Örneğin bir ev bilgisayarına, hesap yapmak, bilgisayar oyunları oynamak, kişinin belli bir konudaki bilgisini sınamak, telefon numaraları listesini tutmak gibi işler için farklı programlar yüklenebilir. Bir ev bilgisayarının girdi birimi genellikle bir klavye, çıktı birimi de bir televizyon ekranı ya da bir yazıcıdır. Klavye belli bir program için gerekli verilerin bilgisayara girişinde kullanılır. Örneğin, bölünmesi istenen iki sayı ya da bir sınavdaki soruya verilen yanıt klavye kullanılarak bilgisayara girilir. AİB, bellek biriminden aldığı ilgili program komutlarını izleyerek istenen bölme işlemini yapar ya da verilen yanıtı bellekteki doğru yanıtla karşılaştırır; doğru mu yanlış mı olduğuna karar verir ve sonucu ekrana ya da yazıcıya gönderir.
Günümüzün bilgisayarları şaşırtıcı çeşitlilikte işler başarabiliyorlar. Sayıları ve sözcükleri kolayca kullanabiliyor, sesleri anlayabiliyor, yazıları okuyabiliyor, yüzleri tanıyabiliyor ve hatta çevrelerinde olup biten bazı şeyleri, örneğin ısıdaki değişiklikleri algılayabiliyorlar. Sonra da elde ettikleri bu verilere göre iş yapabiliyor; sayı ya da sözcükleri ekranda gösterebiliyor, kâğıt üzerine yazabiliyor; ekranda sesli, hareketli, renkli görüntüler üretebiliyor; kâğıt üzerine şekiller çizebiliyor; elektronik olarak üretilmiş bir sesle konuşabiliyor; makineleri otomatik olarak çalıştırabiliyorlar. Bilgisayarların tüm bu işlemleri gerçekleştirme yordamı yapay zeka olarak adlandırılmaktadır. Gerçekten, yakın bir gelecekte kendi başlarına "düşünebilecek" kadar otomatik çalışan bilgisayarlar bile yapılabilir. Bütün bu farklı işleri tek bir makine nasıl başarabiliyor?

Bilgisayar Kodları
Çeşitli verilerin, komutların ve sonuçların her biri bilgisayarın içinde bir koda, yani özel bir simgeye dönüştürülür. Bu bir "ikili kod"dur ve "iki tabanlı sayılar sistemi"ndedir O'dan 9'a kadar 10 rakamdan oluşan onlu sayı sisteminden farklı olarak, ikili sayı sisteminde yalnızca 0 ve 1 rakamları vardır. En sağdaki basamak l'ler, onun solundaki ise 2'ler basamağıdır. Daha sonraki basamaklar 2'nin 4, 8, 16, 32 gibi
A/B Ana işlem birimi bilgisayarın beynidir.
BASIC Çoğunlukla mikrobilgisayarlarda kullanılan bir bilgisayar dili. "Yeni Başlayanlar İçin Genel Amaçlı Simgesel Komut Kodu" anlamına gelir.
Bayt Sekiz "bit"Iik bir grup. Yalnızca 0 ve 1'leri kullanarak birbirinden farklı 256 tane sekizli grup oluşturulabileceği için, bir bayt O'dan 255'e kadar olan ondalık sayılardan herhangi birini temsil edebilir.
Bit Bilgisayarda kullanılan ikili sayı sistemine göre yazılmış ikili kodda 1 (kapalı) ya da 0 (açık).
Çevre birimi Bir bilgisayarın ana işlem birimine bağlanabilen ayrı bir girdi, çıktı ya da bellek birimi.
Donanım Bir bilgisayar sisteminde ana makine ile bilgisayara bağlanan disk sürücü, bant okuyucu gibi ek birimlerin tümü.
Ekran Bilgisayarın sonuçları üzerinde gösterdiği, televizyona benzer bir görüntüleme birimi.
K Bilgisayarın bellek kapasitesini ya da bir programın uzunluğunu göstermek için kullanılan ölçü birimi. K, "kilobayfın simgesidir ve 1.024 bayta eşittir.
RAM Rasgele erişimli bellek, geçici program ve verileri gerekli olduğu sürece saklayan bellek birimidir. Programdaki komutlar ya da veriler bu belleğin herhangi bir bölümünden anında sağlanabilir.
ROM Salt okunur bellek, kullanıcının değiştiremediği kalıcı programları içeren bellek birimidir.
Sayısal bilgisayar Sayısal bir makine rakamları kullanarak çalışır. Örneğin, sayısal (dijital) bir saat zamanı rakamlarla gösterir. Bilgisayarların çoğunda her şey rakamlardan oluşan kodlar biçiminde ele alınır ve bunlara sayısal bilgisayarlar denir.
Yazılım Belli bir görevi yerine getirebilmesi için bilgisayara yüklenen ya da daha önceden içine yerleştirilmiş programların tümükuvvetlerini gösterir. Örneğin, 5 sayısı ikili sistemde 101 olarak yazılır; çünkü 5 içinde bir 4, bir de 1 vardır. Bilgisayarlarla ilgili olarak, ikili sayı sistemindeki bir sayının her bir basamağına bit (ikil) adı verilir. Bilgisayara yüklenmiş tüm bilgiler burada "bit kodları" biçiminde bulunur, ama bu kodlar, 0 ve İTerden oluşmaz. Bilgisayarlarda kodlar kablolardan ve elektronik devre elemanlarından geçen elektrik sinyallerinden oluşur. Bir kod sinyali elektrik devresini açar ya da kapar. Burada elektriğin geçtiği yani devrenin "kapalı" olduğu konum ikili sistemdeki l'in; elektriğin geçmediği yani devrenin "açık" olduğu ko-num ise O'ın karşılığıdır. Örneğin ikili sayı sisteminde 101 olarak gösterilen 5 sayısının bilgisayarda "kapalı-açık-kapalı" biçiminde kodlanacağı söylenebilir. Gerçekte bilgisayarın kullandığı kodlar bunlardan çok daha karmaşıktır.
Bilgisayara sayılar, harfler, sesler, şekiller, sinyaller biçiminde giren veriler, girdi biriminden AİB'ye aktarılırken bit kodlarına dönüşürler. Program komutları da bit kodlarına dönüştürülerek bellek biriminde elektriksel ya da magnetik olarak depolanır. AİB makinedeki programlar yardımıyla, 0 ve 1 biçimine dönüşmüş verilerin ne anlama geldiğini öğrenir. Bellekten gelen komutları da tek tek inceler ve bunları izleyerek veriler üzerinde gerekli işlemleri yapar.
Uygulamada tüm veriler ikili sayı sisteminde kodlandığı için, AİB yaptığı aritmetik işlemleri yine bu sistem içinde yürütür. Bir hesaplama ikili sistemde yapılan çok sayıda toplamadan oluşur. İkili sistem aritmetiği çok basit olduğu için, bilgisayar toplamaları olağanüstü bir hızla yapar. Her bir toplama işlemi saniyenin milyonda birinden bile daha az bir zaman alır. Elde edilen sonuç yine ikili sistemde yazılmış bir kod olarak çıktı birimine gider ve orada, bizim anlayabileceğimiz bir biçime yani onlu sayı sistemine, sözcüklere, seslere, resimlere ya da bir makineyi işletecek denetim işlemlerine dönüşür.

Mikroçip
Mikroçipler günümüzde bilgisayarların, güve-nilirliklerinden hiç bir şey yitirmeden, çok küçültülebilmesine olanak sağlamıştır. Mikroçipler çok küçük elektronik devrelerdir. Bunlar bit kodlarının yerine geçen elektronik sinyallerin geçmesine ya da tutulmasına olanak veren çok küçük ve ucuz aygıtlardır.
Bilgisayardaki AİB, bellek ve girdi birimleri gibi bit kodlarını işleyen ve saklayan bölümler mikroçiplerden oluşur. Bilgisayarın içindeki mikroçipler kenarlarına dizi dizi bağlantı iğneleri tutturulmuş olan küçük siyah kutular biçimindedir. Görünümleri, yan yana dizilmiş dikdörtgen biçimindeki kırkayakları andırır. Asıl mikroçip kutunun içindedir ve yaklaşık küçük bir tırnak ucu kadar ufaktır. Mikroçipler genellikle silisyum gibi yarıiletken bir malzemenin ince bir diliminden yapılır.
Bir mikroçipin içinde, tabakalar halinde üst üste yerleştirilmiş çok küçük binlerce elektronik devre elemanı bulunur. Elektronik devre elemanları, transistor, direnç, kapasitör gibi minik elektronik aygıtlardır.Mikroçipin içindeki devre elemanları birbirlerine çok yakın oldukları için elektrik yükünün bir elemandan ötekine geçmesi çok az bir zaman alır. Bir bilgisayarın çok hızlı çalışmasının nedeni de budur. 'Cip çok sayıda kodu da depolayabilir; böylece bilgisayar pek çok bilgi ve program komutunu belleğinde tutabilir. Bir mikroçip ne kadar çok elektronik devre elemanından oluşmuşsa, gücü de o kadar büyüktür. AİB'nin ve bellek biriminin işlevlerini üstlenen mikroçipe mikroişlemci denir. Bilgisayarları daha küçültmek ve güçlendirmek için, mikroçiplere gittikçe artan sayıda elektronik devre elemanı sıkıştırılmaktadır.

Bilgisayarın Kullanılması
Bir makineyi denetlemek gibi tek bir iş yapan bilgisayarlar genellikle, içlerindeki bir çipe yerleştirilmiş programı uygularlar ve dışarıdan bir karışma gerekmeksizin görevlerini yerine getirirler. Öte yandan, genel amaçlı bilgisayarların bir işi yapabilmeleri için daha önce programlanmaları zorunludur. Program bir programcı tarafından yazılarak bilgisayarın belleğine yüklenmelidir. Bir dizi komut içeren program ilk kez, genellikle klavyeyi kullanarak makineye yüklenir. Bu komutlar AİB' nin denetiminde gerekli bit kodlarına çevrilir.

Akış Çizelgesi ve Bilgisayar Programı
Bir sonuç alabilmek, örneğin, oyun oynamak, hesaplama yapmak ya da bir resim üretmek için bilgisayara program denen komutlar verilir. Ayrıca, bilgisayara konuyla ilgili bilgi (veri) de verilmelidir. Program bilgisayara, sonuca ulaşmak için verilen bilgileri nasıl işlemesi gerektiğini açıklar. Program, yapılması gereken işlemleri adım adım açıklayan bir komutlar ya da kurallar dizisidir. Düzgün çalışan bir program yazmak için önce bir akış çizelgesi hazırlamak çok yararlıdır. Akış çizelgesi, izlenecek yolu evet ya da hayır biçiminde yanıtlanacak sorulara ve bu yanıtlara göre uyulacak komutlara indirger. Sorular eşkenar dörtgenlere, komutlar ise dikdörtgenlere yazılır. Örneğin, rafadan yumurta yapmak için gerekli işler bir akış çizelgesi içinde şöyle ve belleğe aktarılır. Yazılan program denenir ve gerekirse doğru çalışıncaya kadar düzeltilir. Hazırlanan program, kullanılacağı zaman doğrudan bilgisayarın belleğine yüklenmek üzere magnetik bant ya da disklere kaydedilir.
Bilgisayarlar yalnızca bit kodlarıyla iş görebildikleri için programcının programı açık ve kapalı kodlarıyla yazması gerekir. Bu programcının çalışmasını çok güçleştirdiğinden, programlama sırasında kodlar yerine bilgisayar dilleri kullanılır. Komutlar, anlaşılması ve kullanılması çok daha kolay olan onlu sayılar, harfler ve işaretlerle yazılır. Birçok bilgisayar dili ve bu dillerin her birinin kendine özgü değişik komut türleri vardır. Ev bilgisayarlarının çoğunda kullanılan BASIC dilinde olduğu gibi, bilgisayar dillerinde komutların çoğu basit İngilizce sözcükler ve işaretlerden oluşur. Belleğe daha önceden yerleştirilmiş özel programlar bilgisayar dilindeki bu komutları, AİB'yi çalıştıracak ve elektrik devrelerini açıp kapayacak elektrik sinyallerine dönüştürür.
Program bilgisayara, belli bir işi tamamlayabilmesi için yapması gerekenleri söyler. Makinenin kendisinden isteneni yapabilmesi için, girdi, bellek ve çıktı birimlerine de gereksinim vardır. Önce, bilgisayara gerekli verileri vermek gerekir. Girdi birimi bunu yapmamızı sağlar. Klavyeyi kullanarak sayı ve sözcükleri bilgisayara yükleyebiliriz. Program klavye tuşlarından başka türlü yararlanmamızı da sağlayabilir. Örneğin, bir oyun programında "A" tuşu "ateş" anlamına gelebilir ve bu tuşa basarak ekranda görülen bir uçağa ateş edilebilir.
Başka türden girdi birimleri ışık, ses ya da görüntü biçimindeki verileri kullanır. Örneğin, girdi birimi olarak televizyon kamerası kullanıldığında bilgisayar resimlerdeki şekilleri kod sinyallerine dönüştürebilir. Bu yolla, bilgisayar denetimindeki bir robota nesneleri "görme" ve "tanıma" yeteneği kazandırılabilir.
Bilgisayarlar "görebildikleri" gibi "işitebilirler" de. Ses ayırt etme birimleri sesleri elektrik sinyali biçimindeki ikili kodlara dönüştürür. Bazı sözcüklerin kodları daha önceden bellekte depolanmıştır. Girdi biriminden gelen bir kod bellektekilerden birinin aynıysa, bilgisayar sözcüğü tanır. Böylece bilgisayar sözlü komutları anlayarak gereğini yerine getirebilir.
Makineleri çalıştıran bilgisayarların, makinenin çevresini gözleyen ya da çalışmasını izleyen algılayıcıları vardır. Bilgisayar bu algılayıcıların gönderdiği sinyaller yardımıyla, makinenin düzgün çalışması için ne yapması gerektiğini anlar.
Bilgisayardaki bellek cipleri ikiye ayrılır: ROM (Read Only Memory: Salt Okunur Bellek) cipleri daha önceden makineye yerleştirilmiş kalıcı programlar içerirler ve bunları dışarıdan değiştirmek olanaksızdır. Bilgisayarın çalışması için gerekli bilgilerle donatılmış olan ROM cipleri çeşitli birimlerin işlemlerini denetler. RAM (Random Access Memory: Ras-gele Erişimli Bellek) cipleri ise, belli bir işi yapabilmek için gereken program ve verileri saklar. Gerektiğinde RAM çiplerindeki bu program ve veriler hızla silinebilir ve değişik bir iş için yeni bir program ve veriler yüklenebilir. Bu yüklemede girdi birimi kullanılabilir, ama çoğunlukla dış bellek birimlerinden yararlanılır. Yeni programlar ve veriler, AİB'ye ya da iç belleğe yüklenmek üzere, bilgisayara bağlı olan ya da bağlanabilen dış bellek birimlerinde hazır tutulur.
Onun için bir bilgisayar çoğunlukla, program ve verileri magnetik bant ya da disklere kaydeden bir dış belleğe bağlıdır. Programlar ve veriler bant ya da disk yüzeyine magnetik olarak, kapalı-açık kodları biçiminde kaydedilir. Bant ve diskler istendiği sürece saklanabilir ve daha sonra bunlar bir bant okuyucu ya da disk sürücü aracılığı ile bilgisayara yeniden yüklenebilir. Ev bilgisayarlarında genellikle "kaset" ya da "disket" (küçük esnek diskler) kullanılır. Daha büyük makinelerde özel bilgisayar teypleri ve kullandıkları diskler için büyük disk sürücüler vardır. Özel kuruluşlar ve kamu kurumları çok büyük miktarlarda bilgiyi bilgisayar bant ve disklerinde saklamaktadır.
Çıktı birimi bilgisayarın yaptığı işin sonucunu verir. Bu çıktı bir televizyon ekranı üzerinde izlenebilen bir resim, çizelge, sayı sütunları ya da sözcük satırları biçiminde görsel olarak sunulabilir. Kalıcı bir kayıt için sayılar ve sözcükler kâğıt üzerine yazılabilir. Buna "yazılı çıktı" denir. Yazıcılar çeşitli biçimlerde çalışır ve bilgisayardan çok hızlı yazılı çıktı alınmasını sağlayabilirler. Çizim elde etmek istendiğinde bilgisayar bir çiziciye bağlanabilir. Çizim yapılabilmesi için, çizicide bir ya da birkaç kalem kâğıt üzerinde öne ve arkaya doğru hareket eder. Bazı çizicilerde ise hareket eden kalem değil kâğıttır.
Bilgisayarlar ses de üretebilir. Kodlar bilgisayar içindeki ses birimine iletilerek elektrik sinyallerine dönüştürülür. Bu sinyaller gene bilgisayarda bulunan bir hoparlöre gönderilerek müzik ya da ses biçiminde çıktı elde edilir. Çıktı birimi bir makineyi, örneğin bir robotu ya da trafik ışıklarını denetleyen bir birim de olabilir. Robotun hareketleri ya da trafiğin akışı, bilgisayarın çıktı birimince ilgili programlara uygun olarak denetlenir.
Bilgisayarın çeşitli birimlerinin birbirlerine yakın olmaları zorunlu değildir. Birçok durumda, girdi ve çıktı birimleri (çoğunlukla klavye ve ekran) bulunan terminallerle, bilgisayarın dünyanın başka bir yerindeki öbür birimleri arasında telefon ya da telsiz bağlantısı kurulabilmektedir. Örneğin, havayollarındaki yer ayırma sistemi böyle çalışır. Bilgisayar ve terminalleri bir bilgisayar ağı (network) oluşturur. Bağımsız çalışan bilgisayarlar da, aralarında program ve veri alışverişinde bulunmak için, bilgisayar ağı oluşturacak biçimde birbirlerine bağlanabilirler.

Bilgisayarlardan Yararlanma

Uygun girdi ve çıktı birimleriyle donatılmış bir bilgisayar hemen her görevi yerine getirebilecek biçimde programlanabilir. Bilgisayarlar geliştikçe kullanılabilecekleri alanlar da artmaktadır. Burada, bilgisayarların kullanım yerlerine ilişkin birkaç örnek verilecektir.
Fabrikalarda, üretilen ürünlerin niteliğinin denetlenmesinde bilgisayarların büyük önemi vardır. Sürekli yinelenen sıradan işlerde bu işleri hatasız ve hiç sıkılmadan yapabilen, bilgisayar denetimindeki robotların kullanılması gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Bilgisayarlar yeni makinelerin tasarımında da kullanılmaktadır. Bilgisayar grafikleri yardımıyla yeni tasarlanan bir makinenin farklı koşullarda nasıl çalışacağı görülebilir. Ulaştırma alanındaki uygulamalar bu konuda iyi bir örnek oluşturur. Bilgisayar destekli tasarım ve üretimin bilgisayarlarca denetlenmesi, uçaklarda ve otomobillerde yeni gelişmelere yol açmış, güvenilirliklerini artırmış, yakıt tüketimlerini azaltmıştır. Bilgisayarlar uçuşun ve hava trafiğinin denetiminde de önem taşır. Benzer biçimde, bazı başka motorlu araçların çalışmaları da bilgisayarla denetlenebilmektedir.
Bilgisayarlar bilgileri işleme ve kullanıma sokma alanında da büyük katkıda bulunmuştur. Büyük işyerleri bilgisayarları "bilgiişlem" işinde kullanmakta, yani ücret bordrolarının hesaplanması, faturaların gönderilmesi, ödemelerin denetlenmesi ve genel gidişin izlenmesi gibi işleri bilgisayarlara gördürmektedirler. Bilgisayar bütün bu konularla ilgili olarakkendisine verilen bilgileri inceler ve işin daha etkin olarak nasıl yürütüleceğini gösterebilir.
Bilgisayarlar, veri ya da bilgi bankası denen bilgi stoklarını da saklayabilirler. Bilgisayar kendisine verilen bilgileri sınıflandırabilir ve bilgisayarı kullanan kişi istediği bilgiye hızla ulaşabilir. Bazı ülkelerde yerel televizyon ve telefon ağlarından yararlanılarak sunulan "bilgisayarla bilgi verme hizmetleri", bilgisa¬yar ağları aracılığıyla, kişilere ve kurumlara her türlü bilgiyi sağlamaktadır. Bu bilgiler güncelliğini sürekli korumakta, dünyanın çeşitli yerlerindeki veri bankalarından doğrudan evlere ulaştırılabilmektedir.
Bilginin bu yoldan edinilebilme olanağı eğitimde yardımcı olmaktadır. Bilgisayarlar, öğretimde de önemli bir rol oynarlar. Eğitime yönelik bir bilgisayar programı öğrenciye öğretmenlik edebilir, bilgisini sınayabilir ve programın ilerleme hızı her öğrenciye göre ayarlanabilir.
Bilgisayarların en önemli kullanım alanlarından biri de tiptir. İnsan vücudunun herhangi bir yerinde hastalık olup olmadığını anlamak için kullanılan tarayıcılarda bilgisayardan yararlanılır.
Bilgisayarlar hastalık nedeninin saptanmasında da yardımcı olabilirler. Hastalara, hastalıklarının belirtileri konusunda sorular yönelten bilgisayar, doktorun yüklediği verilere bakarak, olasılığı en yüksek hastalık nedenini bulabilir. Bilgisayarlar has-talıklara karşı kullanılacak yeni ilaçların bulunmasında doktorlara yardım edebilirler. Bilgisayar denetimli aygıtlar, fiziksel özürlü ve sakat kimselere yardımcı olarak daha iyi bir yaşam sürmelerini sağlayabilirler. Örneğin, özel bir bilgisayar görme özürlülere kitap okuyabilmektedir.
Bilgisayarların işlevleri yalnızca günlük yaşamla sınırlı değildir. Modern savaşlarda kullanılan, şaşmadan hedefi bulan çok duyarlı çeşitli ateşli silahların, savaş gemilerinin, tankların ve savaş uçaklarının geliştirilmesin-de bilgisayarlardan yararlanılmaktadır. Belki de, gelecekte çıkabilecek bir savaşın sonucu hangi tarafın bilgisayarlarının daha iyi olduğuna bağlı olacaktır. Bilgisayarların varlığı uzayın daha ayrıntılı olarak keşfedilebilmesi-ne olanak vermiştir. Bilgisayarlar olmasaydı uzay araçlarının yörüngelerinin hesabı ve mo-torlarının doğru rotayı izlemelerini sağlayacak biçimde denetimi gerçekleştirilemezdi .

Bilgisayarların Tarihi
Bilgisayar, aritmetik işlemlerini dişli çark ve çubukları döndürerek yapan mekanik hesap makinelerinin evrimi sonucu ortaya çıkmıştır. İlk mekanik hesap makinesi, Fransız mucit Blaise Pascal tarafından 1642'de yapıldı . Daha sonraki 200 yıl boyunca, Pascal'ın hesap makinesi geliştirildi ve 1833'te İngiliz matematikçi Charles Babbage değişik aritmetik işlemlerini yapacak biçimde "programlanabilen" bir makinenin tasarımını gerçekleştirdi. Komutlarını delikli kartlardan alan bu hesap makinesine "çözümleyici makine" adı verildi. Makinede mekanik girdi, işlem, bellek ve çıktı birimleri bulunuyordu. Babbage bilgisayarın çalışma ilkelerini anlamıştı, ama "çözümleyici makine" hiçbir zaman tamamlanamadı. Çünkü, zamanının teknikleri makinenin parçalarının istenen duyarlıkta yapılmasına olanak vermiyordu.
Yüzyılı aşkın bir süre sonra Babbage'in düşüncesinin doğruluğu kanıtlandı. 1944'te ABD'de elektrikle çalışan mekanik bir bilgisayar yapıldı. Bundan bir yıl önce İngiltere'de ilk elektronik bilgisayar icat edilmişti. "Colos-sus" adı verilen bu bilgisayar düşman şifrelerini çözmede kullanıldı ve II. Dünya Savaşı'nda Almanya'nın yenilgiye uğratılmasında önemli rol oynadı. Colossus, Amerikalılar'ın mekanik bilgisayarından çok daha güçlüydü ve o tarihten sonra yalnızca elektronik bilgisayarlar yapılmaya başlandı.
Colossus özel amaçlı bir bilgisayardı ve yalnızca şifre çözmede kullanılabiliyordu. Değişik görevleri yerine getirmek için programlanabilen elektronik bilgisayarlar, II. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD ve İngiltere'de geliştirildi. Bunlardan ilki, ABD'de 1946'da tamamlanan ENIAC'tı. Bu ilk bilgisayarlar geniş odaları kaplayan ama güçleri günümüzdeki cep bilgisayarları kadar bile olmayan dev makinelerdi. Yapımlarında kullanılan elektron lambalarının çalışırken ısınması ve sık sık yanması bilgisayarları güvenilmez kılıyordu.
Lambalı bilgisayarlar, "birinci kuşak" bilgisayarlar olarak bilinir. 1940'lardan bu yana üç kuşak bilgisayar daha geliştirildi. 1950'lerde transistörler lambaların yerini aldı. 1960'larda ise, birçok transistorun bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş tüm-leşik devreler transistörlerin yerine geçti. Bunların ardından da, 1970'lerde mikroçip-lerle birlikte dördüncü kuşak bilgisayarlar ortaya çıktı. Bütün bu gelişmeler bilgisayarları daha güçlü, daha güvenilir kıldı. Aynı zamanda çok daha küçük ve ucuz bilgisayarlar yapılmaya başlandı. 1980'lerde Amerikan ve Japon teknolojilerinin elektronik ve küçültme alanındaki ürünü olan ev bilgisayarları ortaya çıktı.
Günümüzde, 1990'lardan başlayarak bilgisayar teknolojisine egemen olması beklenen beşinci kuşak bilgisayarlara doğru bir ilerleme görülüyor. Çok daha güçlü olacağı düşünülen bu bilgisayarlar büyük olasılıkla, bugünkülere göre çok daha fazla insan beynine benzer bir biçimde çalışacaklar (bak. BEYİN). Bunun için de kendi deneyimlerinden öğrenebilmeleri gerekecek. Beşinci kuşak bilgisayarlar insanlarla konuşabilecek, onları dinleyebilecek ve belki de düşüncelerini bile anlayabilecekler. Böylece bilgisayarlar yapay zekâlarını daha da geliştirebilecekler. "Düşünen" bilgisayarların yardımıyla, robotlar bizim için daha çok iş yapacak. Görme, duyma, dokunma gibi yeni duyular kazanacak ve konuşabilecekler. Çeşitli alanlardaki uzmanların bilgileri bir araya getirilerek "uzman sistemler" üretilebilecek. Bu tür sistemler, birleştirilmiş uzmanlık bilgilerini problemleri çözmek için kullanacaklar. Bütün bu gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, neden bir "bilgisayar devrimi"nden söz edildiği daha iyi anlaşılabilir.


MsXLabs.org & Temel Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 11 Nisan 2016 18:08
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....