Afrika Yaşama Biçimleri MsXLabs.org &Temel Britannica
Nijerya'da, Sokarta yakınlarındaki pazar yerinde satışa sunulan toprak testi ve çömlekler.
Her devletin, siyasal kurumlara, yaşama biçimine, doğum, topluluğa kabul edilme, evlenme ve ölüm törelerine sıkı sıkıya bağlı bir dini vardı. Afrika topluluklarının çoğunda ataların kendi soylarından gelen insanları sevdiğine ve koruduğuna inanılır, onlara kurbanlar sunulurdu. Büyücülere inanış da çok yaygındı. Geleneksel inanca göre büyücüler kızdıkları ya da kıskandıkları kişilere büyü yaparak zarar verebilecek yetenekteydiler (bak. Büyü ve Büyücülük). Kuzey ve Batı Afrika devletlerinin çoğu erken tarihlerde İslam dinini benimsemişti. Akdeniz kıyılarından Sahra'nın güneyine ve otlaklardan Atlas Okyanusu kıyılarındaki ormanlara kadar uzanan bir alanda Müslüman devletleri kuruldu. 14. ve 16. yüzyıllarda kurulmuş olan Mali ve Songay krallıkları ile Kuzey Nijerya'daki Hausa Krallığı bunlar arasındadır. Bugün Müslümanlık Batı Afrika'da hâlâ yayılmaktadır. Sömürge döneminde-Avrupalı misyonerler (din adamları) Afrika halklarına Hıristiyanlığı aşılamaya çalıştı. Başlangıçta Afrikalı halkların birçoğu bu dini benimsedi. Ama sonradan.- Afrikalı Hıristiyanlar kitlesel olarak misyonerlerin kiliselerinden koptu ve Hıristiyanlık ilkeleriyle geleneksel Afrika dinlerinin karışımı olan kendi "bağımsız" kiliselerini kurdular. Afrika'da geleneksel olarak bir erkek birden çok kadınla evlenebilirdi. Ama bu uygulama zenginlerin harcıydı; çünkü Afrika topluluklarının çoğunda erkek, gelin için başlık parası öderdi. Başlık olarak kızın babasına sığır ya da bakır süs eşyası gibi değerli armağanlar sunulurdu. Bazı topluluklarda ise erkek kendi evini kurmasına izin verilinceye kadar uzun bir süre kayınbabasının işlerinde çalışmak zorunda kalırdı. Çocukların dünyaya gelmesi her zaman mutlu bir olay olarak karşılanır, çocuksuz olmak en büyük felaketlerden biri sayılırdı. Afrika'nın kimi yörelerinde bu gelenekler hâlâ sürdürülüyor. Gene de, paranın kullanılmaya başlaması, tarım ve sanayi ürünleri ticaretinin artması, göçmen işçilerin yaygınlaşmasıyla artık en uzak köyler bile değişmeye başlamıştır. Kadınların büyük ölçüde bağımsız olduğu Afrika topluluklarının sayısı pek azdır. Yoru ba'da (Nijerya) kadın tüccarların kendi hesaplarına çalışarak zengin oldukları biliniyor. Kimi devletlerde ise kadınların azımsanama-yacak siyasal etkinlikleri olmuştur. Ama kadınların ezici çoğunluğu hâlâ babalarının ve kocalarının denetim ve baskısı altındadır; pek çoğu da babalarının seçtiği erkekle evlenmek zorundadır. Bazı Afrika ülkelerinde artık kadınlara erkeklerle eşit eğitim olanakları tanınmaktadır. Bu ülkelerde kadınların durumunun eskisi kadar umutsuz olmadığı söylenebilir.
Kamış işçiliği gibi geleneksel köy sanatları Afrika'nın yerel ekonomisinde bugün de önemini korumaktadır
Sanat ve Müzik Afrika halkları çeşitli sanatlar aracılığıyla duygularını anlatmakta çok başarılıdır. Resim ve heykel sanatlarının çok eski bir geçmişi vardır. Taş Devri'nden kalma binlerce yıllık kaya resimleri ve oymaları anlatım gücünden hiçbir şey yitirmemiştir. Batı Afrika'nın özgün heykel geleneği çağdaş batı sanatını alabildiğine etkilemiştir. Nok'ta bulunan 2.000 yıllık küçük kil heykelciklerden, dünyanın en güzel tunç heykelleri sayılan İfe ve Benin'deki büstlere kadar, en zengin oyma ve heykel sanatı ürünlerinin Nijerya'da olduğu kabul edilir. Afrika'ya özgü aletlerle çalınan geleneksel Afrika müziği karmaşık ritmiyle ünlüdür. Bu müzik dinlemekten çok dans etmek içindir ve çeşitli ritimlere uygun pek çok dans biçimi doğmuştur. Afrikalı kölelerle Amerika'ya taşınan Afrika müziği, bugün bütün dünyada beğeniyle dinlenen caz ve benzeri müzik türlerinin de kökenidir. Kaynak: MsXLabs.org &Temel Britannica