Afyonkarahisar
Ege Bölgesinin İç Batı Anadolu bölümünde yer alan Afyonkarahisar ili, doğal yapı ve ulaşım açısından İç Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgeleri arasında bir geçit oluşturur. İç Anadolu'nun Ege'ye açılan kapısı olan Afyonkarahisar tarih boyunca çeşitli kültürlerin buluşma ve geçiş yeri olmuştur. Büyük Taarruz bu cephede başlamış, Kurtuluş Savaşı'nın son ve kesin çarpışmaları bu ilde geçmiştir. Afyonkarahisar'ın afyon çıkarılan haşhaşı, şifalı kaplıcaları, madensuları, mermeri, kaymaklı şekeri ve lokumu çok ünlüdür.
Afyonkarahisar İline İlişkin Bilgiler - YÜZÖLÇÜMÜ: 14.230 km2. NÜFUS: 666.978 (1985). İL TRAFİK NO: 03.
- İLÇELER: Afyonkarahisar (merkez), Başmakçı, Bayat, Bolvadin, Çay, Dazkırı, Dinar, Emirdağ, ihsaniye, İscehisar, Sandıklı, Sincanlı, Sultandağı, Şuhut.
- İLGİ ÇEKİCİ YERLER: Frig kaya anıt mezarları; Afyonkarahisar Kalesi; Gazlıgö! ve Sandıklı kaplıcaları; Ulu-cami; Gedik Ahmed Paşa Külliyesi; Arkeoloji Müzesi; Kocatepe ve Zafer anıtları.
Doğal Yapı
Afyonkarahisar ilinin topraklan, Ege Bölgesi' nin denize dik uzanan dağlan arasında sıkışıp kalmış bir yayla görünümündedir. Bu toprakların yarıya yakını dağlıktır. Güneyde Toroslar' m uzantısı olan Sultan Dağlan'nın Afyonkara-hisar sınırlarına giren ucu, İsparta ile doğal sınır oluşturan Karakuş Dağları'yla 90°'lik bir açı yaparak kesişir. Emir Dağları ile Sultan Dağları arasında, Akşehir ve Eber göllerinin yer aldığı kapalı bir havza vardır. Sandıklı Dağlan güneyde Afyon Ovası'na kadar uzanır. Sultan Dağlan üzerindeki Topraktepe doruğu 2.581 metreyle ilin en yüksek noktasıdır.
Deniz düzeyinden 1.000 metre kadar yükseklikteki ovalar il topraklarının yaklaşık beşte birini kaplar. Akarsu vadileriyle yarılmış, tarıma elverişli olan bu ovaların başlıca-ları Dinar, Dombayova, Sandıklı, Küçük ve Büyük Sincanlı, Şuhut ve Afyon ovalarıdır.
İl topraklarını sulayan küçük akarsuların en önemlileri Kufi Çayı ile Akarçay'dır. Bu çayların ve kollarının taşıdığı alüvyonlarla zenginleşen ovalar verimli tarım alanlarıdır. Kufi Çayı Sandıklı-Dinar ovalarının sularını toplayarak Büyük Menderes'e boşaltır. Taşıdığı su miktarı mevsimlere göre değişen bu çay yazın iyice yatağına çekilir, yağışlı mevsimlerde ise taşkınlara yol açar. Afyonkarahi-sar kapalı havzasından çıkarak Eber Gölü'ne dökülen Akarçay ise, Şuhut Ovası'ndan doğan Kali Çayı ile Sincanlı Ovası'ndan doğan Bacak Deresi'ni alır. Yaz aylarında kuruyacak duruma gelen Akarçay ve kolları da ilkbaharda taşkın tehlikesi yaratır. Kali Çayı üzerinde Selevir Barajı, çok küçük bir akarsu olduğu halde baharda iyice kabaran Seyitler Çayı üzerinde de Seyitler Barajı kurularak sel sularının zararları önlenmiştir.
Afyonkarahisar ilinin sınırları içinde üç göl vardır. İlin doğusundaki Eber Gölü, kıyıları sazlık ve kamışlık olan sığ bir göldür. Denizden 995 metre yükseltideki bu göl sularını küçük bir akarla Akşehir Gölü'ne boşaltır. Yarısı Konya, yarısı Afyonkarahisar sınırları içinde kalan Akşehir Gölü'nün suları ise tuzludur. Burdur çöküntü havzasında oluşan Acı Göl, Denizli ile Afyonkarahisar arasında sınır çizer.
Afyonkarahisar'ın iklimi, kışlarının soğuk ve kar yağışlı, yazlarının sıcak ve kurak olmasıyla Ege Bölgesi'nden çok İç Anadolu'nun bozkır iklimine yaklaşır. İlkbahar ve sonbaharda yağışlar yağmur biçiminde gerçekleşir. İlin ortalama yıllık yağış miktarı 455 milimetredir. En çok yağış mayıs ayında, en az yağış ağustos ayında düşer.
İklim koşullarının etkisiyle ilin bitki örtüsü de daha çok bozkır özellikleri gösterir. Dağların batıya bakan yamaçlarında ormanlıklar yer alırken, yaylalar bozkır görünümündedir. Ormanlar il topraklarının yüzde 10'unu oluşturur.
Afyonkarahisar Tarih
Ege Bölgesi'ndeki Afyonkarahisar ilinin yüzey biçimleri ve iklimi, bu bölge ile iç Anadolu ve Akdeniz bölgeleri arasında bir geçiş özelliği taşır.
Afyonkarahisar Tarih, Sandıklı'nın güneyindeki Kusura kalıntılarında yapılan kazılarda, bölgede ilk yerleşmenin İÖ 3000 yıllarına uzandığı saptanmıştır. Yöre o zamandan bugüne kadar sürekli yerleşim yeri olmuş, çeşitli uygarlıkların etkisine girmiştir. İÖ 1800 yıllarında ilin toprakları Hitit Krallığı'nın sınırları içindeydi. Daha sonra bu topraklarda, İÖ 1000 yıllarında Trakya'dan gelen Frigler ve İÖ 700 yıllarında Lidyahlar egemen oldu. Sonraki dönemlerde Persler, Romalılar ve Bizanslılar Afyonkaralîisar bölgesini kendilerine bağladılar.
Selçuklular Malazgirt Savaşı'yla Anadolu'ya girdikten sonra, 1115'te Afyonkarahi-sar'ı topraklarına kattılar. 14. yüzyılın ortalarında il topraklan Germiyanoğullan'nın egemenliğine girdi. 1428'de de Osmanlı topraklanna katıldı.
Kurtuluş Savaşı sırasında iki kez Yunan işgaline uğrayan Afyonkarahisar 27 Ağustos 1922'de işgalden kurtuldu (bak. Kurtuluş savaşı).
Afyonkarahisar kentinin ortasında, 226 metre yükseklikteki sarp kayalar üzerinde kurulmuş olan Afyon Kalesi Hititler'den kalmadır. Kaleye, kayaların üzerinde oyulmuş basamaklardan tırmanarak çıkılabilir.
Ekonomi
Tarım ve hayvancılık ilin başlıca geçim kaynağıdır. Ekilebilir toprakların en az üçte ikisinde başta buğday ve arpa olmak üzere tahıl yetiştirilir. Daha çok yöre halkınca tüketilen bu tahılların dışında ilin gelir getiren en önemli tarımsal ürünü haşhaştır. Türkiye haşhaş üretiminin yansını Afyonkarahisar sağlar. Haşhaş kapsüllerinden tıpta yararlanılan afyon, tohumlarından ise yağ çıkarılır. Küspesi de hayvan yemi olarak kullanılır. Şekerpancarı, ayçiçeği ve patates de ilin başlıca tarımsal ürünleridir.
İldeki hayvan varlığının yarıya yakınını koyun oluşturur. Yünü değerli olan tiftik keçisi yetiştiriciliği de gelişme yolundadır.
Yurdun her yanına bağlanan kara ve demiryollan üzerinde olmasına karşın Afyon-karahisar'da sanayi gelişmemiştir. En büyük kuruluşlar devlet yatmmlan olan çimento ve şeker fabrikalandır. Demiryolu yapımında kullanılan beton travers, ilaç sanayisi için afyon sütünü işleyen alkaloit, et ve süt hayvanı yetiştiriciliğini geliştirmek için kurulan yem, göllerin saz ve kamışlannı değerlendiren selüloz, malt, halı ipliği, Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu'nun tereyağı ve peynir fabrikalan ile et kombinası ilde yer alan öteki sanayi işletmeleridir. 2.000 yıllık tarihi olan mermercilik bugün de il ekonomisi için önem taşır.
Afyonkarahisar'ın şifalı yeraltı suları efsanelere konu olmuştur. Örneğin bir söylenceye göre Kral Midas'ın güzelliğiyle ünlü kızı vücudunda çıkan yaralarla çıldırmış, ama Afyonkarahisar'ın şifalı sularıyla yıkandıktan sonra iyileşmiştir. İlin hemen her yerinden fışkıran bu yeraltı suları günümüzde de içme ve kaplıca olarak değerlendirilir. Özellikle Gazlıgöl ve Sandıklı kaplıcalannda sağlık turizmi gelişmektedir. Mineraller yönünden zengin olan Afyonkarahisar maden suyu Kızılay işletmelerinde şişelenerek tüm yurtta satılır.
Haydarpaşa'dan güneye inen demiryolu (eski adıyla Bağdat Demiryolu) ili bir uçtan öbür uca keser. İl merkezi tam anlamıyla bir kavşak yeridir. Ankara ve İstanbul'dan gelen trenler burada batıya ve güneye yönelir. Karayolları açısından da hemen hemen bölgedeki bütün yolların birleştiği yerdir.
İl Merkezi: Afyonkarahisar
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Karahi-sar-ı Sahib adıyla anılan Afyonkarahisar kenti bugünkü adını ürettiği afyondan ve kara taşlardan yapılmış görkemli kalesinden (hisar) almıştır. Kent, üzerinde Afyonkarahisar Kalesi'nin bulunduğu tepe ile Cerit ve Ortasivri Kayası adı verilen kayalık tepelerin ortasında, Taşpınar Deresi boyunca kurulmuştur. Güneyinde ise Hıdırlık Tepesi bulunur. Kentin neresinde olursanız olun, başınızı kaldırıp baktığınızda bu tepelerden birini görürsünüz.
Avusturyalı heykelci Heinrich Krippel'in 1936'da yaptığı Zafer Anıtı, Afyonkarahisar'ın Yunan işgalinden kurtuluşunu simgeler.
İlin simgesi olan kale İÖ 1350'de Hitit Kralı II. Murşil tarafından yaptırılmıştır. Bugün yıkık durumda olan kale kentin tarihinde önemli bir yer tutar. Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad devlet hazinesini bu kalede saklamıştır. Kalenin Kız Kulesi denilen iç bölümünde cami ve saray, üç erzak ambarı, cephanelikler ve sekiz su sarnıcı bulunur. Öbür önemli tarihi yapılar Ulucami, Kabe Mescidi ve Gedik Ahmed Paşa Külliyesi'dir.
Kente ün kazandıran bir başka yapıt da Kurtuluş Savaşı'nı simgeleyen Zafer Anıtı' dır. Anıta, Atatürk'ün "Bütün ezilmiş uluslar, ezenleri bir gün mahv ve perişan edecektir" sözü yazılmıştır.
Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesi'nde Kusura, Yazılıkaya ve Hacılar'dan çıkarılmış tarihöncesi buluntular ile Hitit, Frig, Lidya, Roma ve Bizans dönemlerinin yapıtları yer alır. Gedik Ahmed Paşa Medresesi'nde ve Afyonkarahisar Etnografya Müzesi'nde de Türk-İslam sanatından örnekler ve Afyonkarahisar çevresinden derlenen etnografya yapıtları sergilenir.
Kentin nüfusu 87.033'tür (1985).
Kaynak: MsXLabs.org &Temel Britannica