Johannes BRAHMS (1833-1897)
Besteci Brahms'ın yaşamının sonuna doğru çekilmiş bir fotoğrafı
Opera dışında her türde beste yapmış olan büyük Alman besteci Johannes Brahms'ın yapıtlarında klasik güzellik, romantizm ve dinginlik egemendir. Ne var ki, bu dinginliğin ardında güldürüden trajediye kadar varan büyük bir anlatım gücü sezilir.
Müzik Brahms'ın ailesinde önemli bir uğraştı. Almanya'da Hamburg tiyatro orkestrasında kontrbasçı olan babası, yaşamını müziğe adamak üzere evden kaçmıştı. Ailesi Brahms'ın yeteneklerini fark etmekte gecikmedi. Yedi yaşındayken, bulundukları yerde müzik öğretmenliği yapan F. W. Cassel'den ders almaya başladı. 10 yaşına geldiğinde öğrenimini önde gelen müzik ustalarından Eduard Marxsen üstlendi.
Brahms olağanüstü yetenekte bir piyanistti. Bir süre gece kulüpleri ve gemici meyhanelerinde piyano çalarak ailesinin geçimine katkıda bulundu. 20 yaşındayken Macar kemancı Remenyi ile birlikte çalmak üzere bir konser turnesine çıktı. Bu turnede ünlü kemancı Joseph Joachim ile tanıştı. Joachim, Brahms' ın yorumundan öyle etkilendi ki, besteci Franz Liszt ve Robert Schumann'a genç müzisyeni tanıtıcı mektuplar yazdı. Brahms zaten besteler yapıyordu ve görüşmelerinden hemen sonra Schumann onun müzikte bir deha olduğunu ileri sürdü. Brahms Schu-mann'la derin bir dostluk kurdu. Ne yazık ki, Schumann çok geçmeden bir akıl hastanesine kapatıldı. Schumann'ın 1856'da acıklı ölümünden sonra eşi Clara Schumann, Brahms' in birinci piyano konçertosunu ilk kez halk önünde çaldı. Clara Schumann ile Brahms'ın dostluğu Clara ölünceye kadar sürdü.
Brahms'ın müziğinde biçim ve uyumluluk kaygısı ağır basar. Klasik biçim ve tekniklerde uzmanlaşan Brahms sağlam ve tutarlı bir yapı, uyumlu bir bütün oluşturmaya önem verdi. Bir yandan da çağının romantik eğilimleri yapıtlarına yansıdı. Müzikte geleneksel kalıpların kırıldığı Romantik çağda, Brahms klasik geleneklere bağlılığıyla bir karşı akım oluşturdu. Bu nedenle ünlenmesi zaman aldı. 1868'de annesinin ve Schumann'ın ölümünden etkilenerek koro ve orkestra için bestelediği Alman Requiem'i ile hak ettiği üne kavuştu.
Brahms, Almanya'da Detmold ve Hamburg'da, İsviçre'de Zürich'te ve 1872'de yerleştiği Avusturya'nın başkenti Viyana'da çeşitli orkestraları yönetti. Dürüst, içten, açık sözlü, zaman zaman hoyrat olan ve gösterişsiz bir yaşamı yeğleyen Brahms'ın kişiliği zengin ve ünlü olduktan sonra da değişmedi.
Brahms en iyi yapıtlarını Alman Requiem inden sonra yazdı. Bunlar dört senfoni, 1878'de Joachim için bestelediği olağanüstü güzellikteki keman konçertosu, iki piyano konçertosu, 200'e yakın şarkı, koro için besteler, piyano parçaları ve çok sayıda oda müziği parçasıdır. Brahms, Macar Danslarfnda olduğu gibi birçok bestesinde sevdiği halk ezgilerini kullandı. Bir öyküye eşlik edecek bir müzik değil, başlı başına güzel ve doyurucu bir müzik yaratmak için besteler yaptı. Brahms, Bach ve Beethoven'le birlikte "Üç B'ler" olarak anılır.
Brahms çok sevdiği Clara Schumann'ın ölümünden kısa süre sonra Viyana'da öldü. MsXLabs.org & Temel Britannica