Arama


sedat sencan - avatarı
sedat sencan
VIP VIP Üye
22 Eylül 2008       Mesaj #2
sedat sencan - avatarı
VIP VIP Üye
Simya,16. ve 17. yüzyıllarda Avrupa’nın derebeyi saraylarında oldukça yaygındı.Bu durum,elementlerin birbirine dönüştüğü inancının yıkılmasına dek sürdü.17.yüzyılda kimyanın sanat mı yoksa bilim mi olduğu hala tartışılıyordu.Aslında uygulamalı ve kuramsal kimya ayırımı vardı. Kemiatri,metalurji kimyası, madencilik ve demircilik kimyası uygulamalı kimyanın içindeydi.Kuramsal kimya ise betimlenebilen tüm doğa bilimleri anlamına gelen ‘physica’nın alanındaydı.Betimlemek,bir şeyin tasarımını söz ya da yazı ile yapmak veya tasvir etmek anlamına gelir.
Bu bakımdan kuramsal kimya daha çok felsefe alanında kalmıştı.Diğer taraftan deneyin doğa araştırmasındaki bilimsel önemi gitgide hissediliyordu.Mevcut olan kimyada madde ve bileşikler,sadece beklenen son ürün açısından önemliydi.Çeşitli reçeteler,beklenen sonuca götüren bir araçtı.Oysa eski düşünce ve bilgilerin denetlenmesi gerekiyordu.Bu ise ancak kimyasal tepkimelerin gözlenmesi ve tepkime sürecinin incelenmesi ile mümkündü.