Arama

Agâh Efendi - Tek Mesaj #1

KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
22 Eylül 2008       Mesaj #1
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Agâh Efendi, (1832-1885) Türkiye'de gaze­teciliğin öncüsü sayılır. Yedi yıl tıp öğrenimi gören Agâh Efendi okulu bitirmeden ayrıldı ve Fransızca çevirmeni olarak Babıâli Tercü­me Odası'nda çalışmaya başladı. 1852-54 ara­sında, Paris elçiliğine atanan Rıfat Paşa'nın sekreterliğini üstlendi. Yurda dönüşünde Şinasi ile tanıştı ve 1860'ta Tercüman-ı Ahval (Durumların Sözcüsü) gazetesini birlikte yayımlamaya başladılar (bak. ŞİNASİ). Altı ay sonra Şinasi'nin ayrılması üzerine gazeteyi tek başına çıkarmayı sürdürdü. Özel sermayeyle çıkarılmış ilk Türk gazetesi olan Tercüman-ı Ahval bir haber gazetesi olmakla kalmayıp, ülkenin o dönemdeki birçok ekonomik ve toplumsal sorununu tartışmaya açtı. Halkın kolay anlayacağı bir dil kullanılmasına özen gösteren gazete eğitime de önem verdi. Eği­timdeki bozuklukları eleştirdi, çağdaş eğitim anlayışını savundu. Bu anlayışa uygun yayınları nedeniyle bir süre kapatıldı. Agâh Efen-di'nin başyazarlığını yaptığı Tercüman-ı Ah­val Türk basın tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı oldu.

Agâh Efendi 1861-65 arasında gazeteciliği­nin yanı sıra posta bakanlığı görevini de sürdürdü. İstanbul'da güçlü bir posta örgütü kurdu ve 1863'te Türkiye'de ilk kez posta pulu kullanımını başlattı. Bu uygulamayla posta işlemleri büyük ölçüde basitleşti ve çeşitli yanlışlıklar, yolsuzluklar önlendi.
Agâh Efendi yenilikçi aydınların kurduğu Yeni Osmanlılar Cemiyeti'nin 1865'teki ilk üyelerindendir. Bu örgüt Osmanlı aydınları arasından seçilecek üyelerle bir meclis toplan­masını ve ülkenin bu meclisten çıkan yasalarla yönetilmesini savunuyordu. Namık Kemal, Ziya Paşa gibi aydınlar bu örgütün önderle-rindendi. Padişahın baskıları sonucu Agâh Efendi ve öteki örgüt üyeleri yurtdışına kaçtı­lar. 1867-71 yılları arasında Fransa. İngiltere ve Belçika'da yaşayan Agâh Efendi Paris'te arkadaşları ile birlikte Muhbir (Haberci) ve Hürriyet gazetelerini yayımladı. Siyasal etkin­liklerden çok gazetecilikle uğraştı.

1871'de padişahın çıkardığı afla yurda dö­nünce bir süre devlet memurluğu yaptı. Ama II. Abdülhamid padişah olunca görevinden alındı: Önce Bursa'da, daha sonra Ankara'da altı ay sürgün yaşadı. Bağışlandıktan sonra Rodos ve Midilli mutasarrıflıklarına getirildi. 1885'te atandığı Atina elçiliği görevinin ilk aylarında öldü.

Kaynak: MsXLabs.org &Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Gerçekçi ol imkansızı iste...