Arama

Dünya Kentleri: Brüksel - Tek Mesaj #2

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Eylül 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Brüksel

Ad:  bruksel_2.jpg
Gösterim: 437
Boyut:  44.6 KB
Bir Avrupa ülkesi olan Belçika' nın başkenti Brüksel, Senne Irmağı kıyısında yer alır. Kentin tarihi, Cambrai Piskoposu St. Vindicien'in İS 695'te Cambrai'ye gitmek üzere bu küçük köyden ayrıldığı yıllara kadar uzanır. O zamanlar "bataklık köyü" anlamına gelen Bruocsella, yüzyıllar boyunca gelişip güzelleşerek Brüksel adlı büyük ve modern bir kente dönüştü.
Ortaçağda Senne kıyılarında ticaret ve sa­nayinin gelişmesi Brüksel'in hızla büyümesine yol açtı. Bundan sonra, 16. yüzyıldan 19. yüz­yıla kadar önce İspanya'nın, sonra da Avustur­ya, Fransa ve Hollanda'nın egemenliği altın­da kaldı. Belçika'nın 1830'da bağımsızlığını kazanmasını izleyen yüzyıl içinde Brüksel nerdeyse eski zenginliğine kavuştu. Her iki dünya savaşında da Alman birliklerince işgal edilmesine karşın fazla zarar görmedi.
Brüksel'de paslanmaz çelikten Atomium gibi en modern yapılarla, tarihinin eski dö­nemlerinden kalma 500 yıllık Gotik yapılar iç içedir. Aşağı kentte modern ve lüks mağa­zalar, bankalar ve oteller bulunur.

MsXLabs.org & Temel Britannica
Brüksel...
Senne Nehri’nin kıyısına kurulmuş. Ortaçağda ticaret yollarının üstündeymiş. Tahıl, tekstil ticareti yapılırmış. Batıda Kuzey Denizi’ne açılan Bruges’den Köln’e; kuzeyde Antwerp’ten Lille’e uzanırmış ticaret yolları.
10. yüzyılda Senne’in üstündeki adaya, St. Gery’ye inşa edilmiş ilk kale. Bugün kalesiyle değil de, kafeleriyle ünlü. Değişik yüzyıllarda iki kez surlarla çevrilmiş, kuşbakışı bir kalp şeklini almış Brüksel. Bugün surdan kalıntılar var ama; Senne geçen yüzyılda kaybolmuş! Hastalık saçtığı için
yeraltına alınmış, ‘nehrini kaybeden şehir’ denmesi de bu yüzden. Senne’i görmek isterseniz eğer, müzelik oldu. Kanalizasyon Müzesi’nden yeraltına inebilirsiniz.

Her bina ayrı bir hikaye
St. Gery’den şehrin kalbine, Grand Place’a uzanalım. Brüksel’in en çarpıcı yeri. Jean Cocteau’nun deyişiyle ‘dünyanın en zengin tiyatro sahnesi.’
Yazın yüz binlerce begonyayla dokunan Çiçek Halı’yla dekor daha da zenginleşiyor. Begonya hayalperestlerin çiçeği, Grand Place da düşlerin mekânı. Meydanın en eski yapısı -1695 yılında Fransız bombardımanından kurtulan- Belediye Binası. 15. yüzyıldan kalma, 113 metrelik kulesinin tepesinde St. Michael’in heykeli var, şehrin koruyucu azizi...
Mareşal Villeroy’un topları azize ulaşamamış, ama şehri yerlebir etmiş. Meydanı çevreleyen 40 kadar binanın İtalyan ve Flaman Rönesansı’nın etkisiyle inşası 18. yüzyıla uzanıyor böylece. Belediye Binası’nın tam karşısında, dantel gibi işlenmiş Kral’ın Evi, şehir müzesi olmuş.

Ad:  bruksel.jpg
Gösterim: 286
Boyut:  81.3 KB

Esnaf loncalarınca inşa edilen binaların hikâyeleri mimarileri kadar ilginç. No: 9’daki Kuğu, Kasaplar Loncası’nca kurulmuş. 1845’te Karl Marx, yoldaşı Friedrich Engels ile ‘Komünist Manifesto’yu burada kaleme almış. Kuğu şimdi, mahzeninde 20 bin şişe şarabıyla şehrin en lüks restoranlarından biri. No: 26-27’deki Ressamlar Loncası’na ev sahipliği yapan Güvercin, 1851’de III. Napolyon’un rejiminden kaçan Victor Hugo için sığınak olmuş. “Yaşam bir sürgündür” diyen usta, dipsiz kuyuyu andıran iştahı, günlerce hiç durmadan yazabilme direnciyle Brüksel’den değil de Napolyon Bonaparte’ın Wellington Dükü karşısında büyük hüsrana uğradığı savaş meydanı Waterloo’dan (Brüksel’e 18 km) ilham almış...
Melek, Altın Kayık, Miğfer, Çanta, Tavuskuşu, Tilki, El Arabası, Dişi Kurt, Uçurtma olarak adlandırılan diğer binaların hikâyeleri sizin keşfinizi bekliyor.

Çikolata Cenneti
Kral’ın Evi’nin arkasından midyeci restoranlarının sıralandığı Kasaplar Sokağı’na çıktığınızda, garsonları üzerinize yürümeyen yerleri tercih ediniz. Chez Leon, seramik tablolarıyla ünlü Restaurant Vincent gibi.
Bir kahve içmeye ne dersiniz? Kasaplar Sokağı’ndan St. Hubert’e geçelim, 1842’de inşa edilen, Avrupa’nın ilk üstü kapalı çarşısını gezelim. Lüks butiklerin, çikolatacıların, kitapçıların bulunduğu bu pasajın kafelerinde Victor Hugo, Charles Baudelaire, Karl Marx, Jacques Brel içeceklerini yudumlamışlar.
Çıkışta burnunuza gelen şekerli kokuyu izleyin. Bu, gofret kokusu! Brüksel ve Liège diye iki çeşidi mevcut. Üstüne meyve ya da çikolata sosu dökmek adetten; aman ekstra peçete istemeyi unutmayın. Hazır iştahımız açıldı –Brüksel’de aksi mümkün değil- dünyanın en güzel çikolatasını tatmak için Grand Sablon’a yürüyelim. Yolda Brüksel’in sembolü Mannekin Pis’e uğrayalım. Bu işeyen bücür veletin, her gün kıyafet değiştirdiğini ve 600 tane kostümü olduğunu belirtelim! Binaların cephelerindeki dev çizgi kahramanlar dikkatinizi çektiyse; dokuzuncu sanatın yani ‘çizgi romanın başkenti’ne hoş geldiniz. Gözüpek muhabir Tenten, Şirinler, Red Kit, Gaston Lagaffe Belçikalı sanatçıların elinde doğmuş karakterler.
Çizgi Roman Müzesi’ne uğramak hoşunuza gidebilir. Kişi başına yıllık 16 kilo çikolata tüketilen bir ülkedesiniz; iki bin küsur çikolata dükkânı var! Uyaralım, Belçika çikolatası yüzde 90’a ulaşan kakao oranıyla insanın aklını başından alıyor. Grand Sablon, kafe ve restoranlarının yanı sıra size dünyanın en iyi çikolatasını ve pastalarını sunuyor. 100 yıllık pastaneci Wittamer ile çikolatanın dahisi, dünya şampiyonu pastacı Pierre Marcolini’nin pralinlerinden mutlaka tadın, pişman olmayacaksınız.

Sanat, Alışveriş veya Doğa

Ad:  Atomium.jpg
Gösterim: 460
Boyut:  109.7 KB
Atomium

Heysel’de sizi Atomium karşılayacak. 100 metre yüksekliğinde, demir kristalinin 160 milyar kez büyütüldüğü, dokuz atomdan oluşan ve uzay gemisini andıran yapı... 1958’deki Dünya Fuarı için dikilmiş, şimdi tadilatta olduğu için kapalı. Yanındaki Mini Europe çocuklu aileler için ideal bir eğlence parkı. Buradan Kraliyet Ailesi’nin ikamet ettiği, seralarıyla ünlü Laeken’a geçip II. Leopold tarafından yaptırılan Çin Köşkü ile Japon Kulesi’ni gezebilirsiniz. Seralar nisan ve mayıs ayları arasında belirli günlerde halka açık.
Gününüzün geri kalanını alışveriş bulvarı Avenue Louise’de; Art Nouveau’ya meraklıysanız mimar Victor Horta’nın evinde; ormanda bisiklete binerek; veya dantel-goblen dükkânlarında geçirebilirsiniz. Dantel ve Kostüm Müzesi de görülmeye değer yerlerden...

Romantizm

Brüksel’in çevresi de ilgi çekici...
Moda tasarımcıları, dizayn butikleri, sanat etkinlikleriyle Antwerp; minik kanallarıyla romantik Bruges; geniş kumsallarıyla Ostend popüler turist noktalarından sadece birkaçı.
Turizmde başkentle yarışan, Brüksel’e bir saat uzaklıktaki Bruges, Avrupa’nın en iyi korunmuş ortaçağ kentlerinden. Venedik’i hatırlatan kanallarında ‘canot’larla gezinti yapabilir, bisikletle dar yollarında keşfe çıkabilir, yahut Pazar Meydanı’nda bir kafede oturabilirsiniz. Kahvenizin yanında gelen bir parça tarçınlı-zencefilli bisküvi (Speculoos) ağzınızda dağılırken, güzel melodiler kulağınıza gelecek.
Meydana hakim olan Belfry, şehrin simgesi. 13. yüzyılda inşa edilmiş, şehrin zenginliğini ve gücünü gösteren kule, 15 dakikada bir değişen melodileriyle turistlerin neşesi. Küçük meydanlar, huzur veren parklar, kemerli köprülerin süslediği kanallar, kanalların kıyısında ortaçağ evleri. Boşuna ‘aşıklar kenti’ denmemiş Bruges’a.
Kısacası, alternatifler diyarı Brüksel; tarihi, sanat müzeleri, doğası ve mutfağı; hemen yakınındaki gezi noktaları ile sizi mutlu edecek, hayallerinizi zenginleştirecek.

Ad:  hoca_Bruksel.jpg
Gösterim: 479
Boyut:  70.7 KB
Hoca Nasreddin Brüksel sokaklarında

- Alıntıdır -