Arama


KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
14 Mayıs 2006       Mesaj #66
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
ÇAĞDAŞ EĞİTİM YÖNETİCİSİ

Hiç kimse yalnız birkaç yıl yaşamış olmakla ihtiyarlamaz.
İnsanları ihtiyarlatan ideallerinin gömülmesidir. Seneler cildi buruşturabilir;
fakat heyecanların feda edilmesi ruhu buruşturur.

Eğitimin örgütlü yapıldığı yerler okullardır. Okul dediğimiz örgütü etkin bir şekilde hareket ettirecek ve hedeflerine ulaştıracak olan insan gücüdür. Okul dediğimiz eğitim örgütlerinde insan, hem araç hem de amaçtır. Çünkü insan oğlunu hayata hazırlamak, ona temel bilgi ve becerileri kazandırmak okullarımızın amacıdır. Bu amaca ulaşmak için gene kaliteli insan gücüne ihtiyaç vardır.
Eğitim örgütlerinde amaca ulaşmak için kullanılan insan gücünün temelini oluşturan öğretmen ve eğitim yöneticileridir. Bu iki ögenin çağdaş toplumu tanıyan, bilimselliğe inanmış, vizyonu geniş ve insan ilişkilerinde eğitimli olması bir zorunluluktur. 21. yüzyıla girdiğimiz şu günlerde eğitim yöneticilerinin rolleri, görevleri ve toplumun onlardan beklentileri karmaşık bir hal almıştır. Dünyada değişmeyen tek gerçek her şeyin değişebileceği gerçeğidir. Hızla değişen bir ortamda okulları başarılı bir şekilde geleceğe taşıyacak yöneticilerin okulu ve toplumu çok iyi anlamaları, okulun başarılı olabilmesi için liderlik yapmaları ve sürekli olarak kendilerini geliştirmeleri beklenmektedir.(Karip ve Köksal, 1999 : 194 )
Günümüzde okul, dört duvarın sınırladığı binalar değildir. Okul hayatın kendisidir. Çevresiyle bütünleşmiş okullar yaşayan okullardır. Okulların yaşamaları çevresiyle bütünleştiği oran kadardır.Okullar çevresiyle iyi ilişkiler kurarak çevreyle bütünleşebilirler. İyi ilişki kurmanın temel kuralı iyi diyalogdan geçer. İyi diyaloglar kurma ancak iyi eğitilmiş insanların başarabileceği iştir.
Okullar, değişimin kaçınılmaz yaşanacağı yerlerdir. Bu değişim okullarımızda çeşitli sorunları da beraberinde getirecektir. Okullarımızı değişim sürecinde salimen hedefine ulaştıracak olan bilgili, çağdaş, eğitimin gerekliliğine inanmış, liderlik vasıfları olan vizyonu ve misyonu olan eğitim yöneticileridir.
15 Ağustos 1997 tarihinde uygulamaya konulan kesintisiz sekiz yıllık temel eğitim yasası, özellikle İlköğretim okulu müdürlerinin rollerine ve sorumluluklarına yeni boyutlar getirmiştir. Eğitim yöneticisi, merkezi yönetimin kendisine yüklediği formal statü ve sorumluluğun yanında içinde yaşadığı toplumun, özellikle aynı ortamı paylaştığı örgüt elemanlarının kendisine yüklediği görevin bilincinde olmalıdır.
Yönetim denildiğinde genellikle akla ilk gelen kavram liderliktir. Yönetim denilince ilk akla gelen bu kavram ne yazık ki yönetim ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Halbuki birbirlerine yakın görünen bu iki kavram işlev bakımından birbirlerinden farklıdır. Eğer yönetici ile lider kavramları aynı olsa her yöneticiye lider diyebilirdik. Oysa gerçek farklıdır. Her yönetici lider değildir. Ama her lider az çok yönetici olabilir. Yönetici; üstün atamasıyla göreve gelen, var olan yasalar çerçevesinde işleri yürütmeye çalışan kişidir. Fakat lider, bulunduğu örgüt tarafından seçilen ve kendisine bir takım sorumluluklar yüklenen kişidir.Yöneticilik bir görev, liderlik ise bir niteliktir.
Yukarıdaki düşünce ve açıklamalar ışığında şunu iyice vurgulamalı; liderlik ve yöneticilik aynı şey olmayan ve birbirlerini bütünleyen kavramlardır.
Çağdaş kurumlar bu ayırımı iyi yapmış, yöneticisini liderlik özellikleri olan kişilerden seçmiştir. Çağdaşlığın gereği de budur.