Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Mayıs 2006       Mesaj #157
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kemik erimesi (osteoporoz) dünyada kalp-damar hastalıkları ve kanserden sonra bilinen üçüncü ölüm nedeni.
Menopoz döneminde kemiklerin kalsiyum tutmasına yardımcı olan östrojen hormonunun hızlı azalması sonucunda oluşan hastalık, genellikle yaşlılığın doğal bir sonucu olarak kabul ediliyor. Uzmanlar ise 50 yaşından sonra her 100 kadından 40'ında görülen kemik erimesinin bir kader olmadığını belirtiyor. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refik Tanakol, doğru beslenme ve hareketli yaşam sürerek kemik erimesinin önüne geçilebileceğini belirtiyor. 40 yaşından sonra kadınların kendilerine çok iyi bakması gerektiğini vurgulayan Tanakol, kadınların her yaşta kalsiyum tüketmeleri gerektiğini ifade ediyor.
Osteoporozun en tehlikeli yanı, vücutta uzun süre hiçbir belirti vermeden ilerlemesi. İnsanlar kalça kırığı veya bir omurda çökme oluşacak kadar kemikleri zayıflayana kadar osteoporoz olduğunu öğrenemeyebiliyor. Omur çökmesi başlangıçta, şiddetli sırt ağrısı, boy kısalması, omurga bozulması veya aşırı kamburluk şeklinde görülüyor. Bu nedenle osteoporozlu kişilerin zamanla boyları kısalıyor. Prof. Dr. Refik Tanakol, osteoporozdan korunmak için şu önerilerde bulunuyor: “Yaşam süresince yetersiz kalsiyum alımı osteoporozun gelişiminde önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle özellikle kadınlar bol miktarda kalsiyum içeren gıdalarla beslenmeye dikkat etmeli. En zengin kalsiyum kaynakları ise süt, yoğurt, peynir ve dondurma gibi düşük yağ oranına sahip süt ürünleri; brokoli, pazı ve ıspanak gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler; sardalya ve somon balığı; badem ve portakal suyu, tahıllar ve ekmekler gibi kalsiyum açısından zengin yiyecekler. Kalsiyum takviyesi kadar egzersizin de osteoporozdan korunmada büyük bir etken olduğu unutulmamalı, mutlaka hareketli bir yaşam tarzı seçilmelidir.”
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 22 Aralık 2008 03:16