Soğuk Cehennem
ruha söz komploları kuran şiir
yalnızlığımızı rehin alır usulca
ışığa yönelir sürgün, çiçek açar
hayal kırıklığına uğratılmazsa eğer
kuşlardan öte öyle bir ses var ki
kutsal; kibirli deniz atlarına binen içimizde
ses ve dil özgürleşen imgeleri yüreğimizin
derinlerden yükselen çürüme kokulu
sözcükler, yaralar açan bir dilin göğsünde
kahverengi derişik sözler: aldıralım onlara
neden bir taşla arkadaşlık edilmez hiçbir zaman
taş yerinde durur öylece ve bir şey beklemez
dostluk ettiğimiz, öldüğümüzde yaprakları kanayacak
arkadaş ağacımızın olmaması kentin bir yerinde
yalnızlığımızı itiraf edebileceğimiz
eşyalar en vefalı arkadaşlarımız, ruhları olan
aynamızda yansıyan hiç önem vermediğimiz
sevmediğimizi söyleyebilir miyiz birine
dürüstçe ve iyice sevebilmek için başka birini
rüzgâr esmese görüntülerimiz yansımaz gökyüzüne
hiçbir ruh durmadan değişen akşam ânı olamaz
öyle renkleri olamaz, bir akşam ânı olamaz ruh
sınırda ve kendine özgü delidir akşam
iskelenin altında ürkünç sesler çıkartır deniz
kendini kanıtlamak ister; uzaklara bakarken
bir rıhtımdan, ufka çekiliriz olmadığımız gibi
gitmek istemenin ne önemi var
kendimizi sıyıramadıkça yüreğimizden
uyanmamalı rüyadan, umut etmeli
aldanmaktan memnun olmadık mı şimdiye kadar
dışında acı var aldanışların; bu ne kadar doğru
sıradanlığı ve aldanış olarak kalması yaşamın
gerçekliğin keskin kenarına elimi sürmek istemem
yangın ya da hiç hangisi diğerinden farklı
sarhoş meleklerin payı var azalan her sevgide
kan yerine kahkahaları soğuk cehennemin
karanlığın kırışıklıklarında yankılanan
binlerce ıslık sesinin gizlendiği rüzgâr
ve istanbullu yalnızlığım.