Arama


GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
16 Mayıs 2006       Mesaj #70
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Türkiye'nin 'soft power'ı


İsmail Küçükkaya

Kuzey Irak'tayız. Neden mi?

Bir Türk şirketi Çukurova-Genel Enerji dünya siyasetinin temel parametrelerinden petrol oyununda 'Ben de varım' diyor. Gerçekten heyecan uyandırıcı, Kerkük'e 50 km mesafede petrol kuyuları açıyoruz. Günde 20 bin varil üretim yapılacak. Neredeyse bütün Türkiye'deki toplam üretim kadar petrol demek bu; ilk dönem hedefi ve lokal tüketim için kullanılacak, çünkü, bölgede müthiş bir enerji açığı var. Daha sonrası için büyük hedefler konulmuş durumda.

Kuzey Iraklılar adeta Türkiye'ye mesaj vermek istiyorlar. En üst düzey yetkilileri 'İşte petrolümüz yer altında yatıyor. Türk kardeşlerimiz de gelsin, çıkarsınlar' diyor.

Genel Enerji CEO'su Mehmet Sepil de, diğer işadamlarımıza çağrıda bulunuyor. Sepil, Irak'ta rezerv tespit edilen ama henüz yatırım yapılmayan çok sayıda petrol sahası bulunduğunu söylüyor. Uzun savaşlar yüzünden Saddam döneminde gerekli araştırmalar yapılmamış. Sepil, 'Diğer Türk şirketlerinin de burayı keşfetmesi lazım. Genel Enerji olarak biz kendimizi kanıtlamak istiyoruz. Çünkü burada işler biraz daha düzelince yabancı petrol devleri zaten buraya gelecek' diyor.

Irak, kaotik ortamdan kurtulmaya çalışıyor. Türkiye burada ince bir diplomasi uyguluyor. Amerika bu çerçevede çıkış yolu arıyor. Bu, denge politikasıyla mümkün olacak. Kürtler, Şiiler ve Sünniler, 'Birleşik Irak' şemsiyesi altında yaşayacaklar; plan bu. Önümüzdeki hafta merkezi hükümet kurulacak; pazarlıklar sürüyor.

Petrol, maliye ve içişleri bakanlıkları için kıyasıya mücadeleler sergileniyor. Türkiye, doğal kaynakların tüm Irak tarafından paylaşılmasını destekliyor, birleşik bir Irak istiyor. Kuzey Iraklı Kürtler de iki gündür bize aynı şeyi söylüyorlar. Onlar, 'Doğal kaynaklarımız bütün Irak'ındır. Belki bilinmiyor ama, güneyde kuzeydekinden daha fazla petrol var' diyorlar.

Süleymaniye başta olmak üzere Kuzay Irak'ta her yerde Türk şirketleri görülüyor. Altyapı çalışmalarını bizimkiler yapıyor. Caddelerde Vestel, İstikbal ve Ülker firmalarının reklam panoları var. Market raflarında Türk malları satılıyor. Uçağımızın indiği havaalanını bile Türkler yaptı. Kürtler'in de gözü kulağı Türkiye'de, bize ihtiyaçları var. Hem siyaseten, hem ekonomik olarak Türkiye'yle yakınlaşma peşindeler.

'TÜRKİYE'NİN GÜCÜ'

Bölge insanlarını dinledikçe ve Türkiye'den beklentilerini gördükçe Genel Yayın Yönetmenimiz Serdar Turgut'la birlikte görüştüğümüz Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün söyledikleri aklıma geliyor. Gül, 'Ağabeylik yapmamız lazım. Tarihsel gücümüze bu yakışır' demişti. Gül'den bir hafta sonra Ali Babacan da bize bunun yolunun ekonomik ilişkilerin iyileştirilmesinden ve ticaretin geliştirilmesinden geçtiğini söylemişti. İşte Genel Enerji bunu yapıyor.

Global güç oyununda son 10 yılın ürettiği bir kavram var: Soft Power, yani yumuşak güç. Artık askeri güç ve ekonomik gücün yanında, yumuşak güç gerçeği ile karşı karşıyayız.

Yumuşak güç, istediğini zor kullanmak veya para vermek yerine, kendine çekme yoluyla elde etme becerisidir. Bir ülkenin kültürünün, siyasi ideallerinin ve politikalarının cazibesinden gelir. Politikalarımız başkalarına meşru göründüğü zaman yumuşak gücümüz artar. Eğer sizin, benim istediklerimi istemenizi sağlarsam, size bunu yaptırmak için sopa ya da ödül kullanmama gerek kalmaz.

İşte Türkiye, tarihinden aldığı güçle bunu yapmalı.