Arama

Kumuk Türkleri - Tek Mesaj #2

GÜLGECELER - avatarı
GÜLGECELER
Ziyaretçi
8 Ekim 2008       Mesaj #2
GÜLGECELER - avatarı
Ziyaretçi
Kumuk Türkleri

Din
Bugünkü Dağıstan'da Kumuk Türkleri'yle birlikte büyük bir çoğunluğu Sünnî Müslüman olan otuz civarında etnik grup yaşamaktadır. Bölgede özellikle XVIII.yüzyıldan itibaren Nakşibendî tarikatı büyük bir nüfuz kazanmış ve Ruslar'a karşı yürütülen cihad hareketlerini organize ederek prestij sağlamıştır. Dağıstan halkı dinine bağlı olup ilme önem vermiş ve hemen her köyde bir medrese yaptırmıştır. 1913'te Dağıstın'da 360'ı ulucami olmak üzere 2060 cami vardı.Günümüzde Kumuklar, dinlerini yeniden öğrenme seferberliği başlatmışlardır. Bu yolda gerçekleştirilen faaliyetlere örnek olarak Kuran'ın Kumuk Türkçesi'ne yapılan tercümesinin Tangçolpan dergisinin 1992 yılı 3. sayısından itibaren tefrika edilmekte oluşunu gösterebiliriz. Ayrıca yine aynı dergide Hazreti Peygamber'in hadisleri de Kumuk Türkçesi'yle yayınlanmaktadır.
Dil ve Edebiyat
Kumuk edebiyat tarihçileri, Kumuk edebiyatının XV.yüzyılda yaşamış olan şair Ummu Kamal (Ümmî Kemâl) ile başladığını, o devre kadar ise Kumuklar'ın edebiyatının Umumî TürkEdebiyatı ile birlikte mütalâa edilmesi gerektiğini söylerler. Osmanlı Türk ülkesine de gelen Ummu Kamal, eserlerini Kumuk Türkçesi'yle değil, Osmanlı Türkçesi'yle yazmıştır. Osmanlı Türkçesi, ünlü Kumak şairi Yırçı Kazak'a kadar Kumuklar'ın yazı dili olmuştur.
Bu devirde yetişen Kumuk şairleri arasında Amanhor (1670-1706), Miskin Halimat (XVIII.yüzyıl) ve Kakaşuralı Abdurahman (XVIII.yüzyılın sonu- 1870) sayılabilir. Yırçı Kazak (1830-1879), Yeni Kumuk Edebiyatı'nın temelini atmıştır. Kumuk Türkleri arasında geniş bir şöhrete sahip olan Yarçı Kazak, şiirlerinde hak, doğruluk, yiğitlik, aşk gibi temaları işlemiş, bu arada halkı ezen beyleri de hicvetmekten geri kalmamıştır.
Başka kayda değer bir Kumuk şairi ve din âlimi Abusupiyan Akayev (1870-1931)'dir. Akayev, şiirler yanında dinî eserler de yazmıştır. Kumuk bilim adamlarından Hasan Orazayev, onun Payxamarnı Yolu bulan (Peygamberin yoluyla) adlı eserini Mahaçkala'da, 1993 yılında yayımlamış bulunuyor. Orazayev, bu kitapta Akayev'in sosyal, politik konulardaki makalelerini; kitaplarına yazdığı önsözlerini, mektuplarını, çeşitli şiirlerini, dinî konulu yazılarını bir araya getirmiştir.
Kumuk edebiyatı son zamanlarda çeşitli nevilerde ilerleme göstermeye başlamış olup pek çok şair, edip, hikâyeci ve romancı yetişmiştir.
Bir edebiyat ve sanat dergisi olan Tangcolpan, 1917 yılından beri yayımlanmaktadır. Dergide yayımlanan şiirler, hikâyeler ve çeşitli sanat yazıları, Kumuk edebiyatının gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Yine 1917 yılında çıkarılmaya başlanan Yoldaş gazetesi de, normal gazete işlevinin yanında edebi gelişmeye hizmette bulunmaya devam ediyor.
Kumuk halk edebiyatı zengin mahsulleriyle nesilden nesile geçerek halk hafızasında canlı bir şekilde yaşamaktadır. Bu mahsuller arasında yır adı verilen destanî mahiyetteki şiirler önemli bir yer tutar. Yırlar, hem edebî zevke hitap eden hem de öğretici nitelikli şiirlerdir. En tanınmış yır şairi, yukarıda sözü edilen Yırçı Kazak'tır. İkinci önemli nazım şekli sarın denilen dörtlüklerdir. Sarınlar, bizdeki mani türünün karşılığı olup düğün ve eğlencelerde veya münasip bulunan her fırsatta irticalen veya ezberden söylenir.
Kumuklar'ın zengin bir atalar sözü ve deyimler hazinesi vardır.
Çeşitli kaynaklarda bunlardan binlercesi tespit edilmiş bulunmaktadır. Kumuk halk edebiyatı mahsullerini derlemeğe ilk teşebbüs eden kişinin, kendisi de Kumuk Türkü olan şair ve mütercim Mehmed Efendi Osman (doğumu: 1843) olduğu kabul edilmektedir. Meşhur Altayist G. J. Ramsted de Kumukça üzerinde çalışmış ve 1904 yılının son aylarında bizzat geldiği o zamanki Xasavyurt'a bağlı Yaxay köyünde Kumuklar'ın dili, edebiyatı ve şifahî halk edebiyatı mahsullerinin zenginliğini incelemiş, bir çok metinler derlemiştir.
Ramsted'in asıl maksadı, Kumuk Türçesi'nin Kuzey Kafkasya'da geniş bir yayılma alanı bulmasının ve başka yerli halkların da bu şiveyi kullanmasının sebebini araştırmak olmuştur. Bazı sebeplerle uzun yıllar yayımlanmamış olan bu materyalleri, Emine Gürsoy Naskali İngilizce tercümeleriyle birlikte bir kitap hâlinde 1991 yılında Helsinki'de yayımlamıştır.
Kumuk Türkçesi'nin Türk lehçelerinin hangi grubuna dahil olduğu konusunda Türkologlar çeşitli görüşler ileri sürmüşlerdir.
Görüşlerdeki ayrılık, bu lehçenin alt gruplardan hangisine girdiği noktasında toplanmaktadır; yoksa hepsinin ittifak ettikleri gibi Kumuk Türkçesi, temel olarak Kuzey-Batı (Kıpçak) grubuna mı dahildir? Ancak coğrafi konum ve sıkı münasebetlerin bir neticesi olara Güney grubundaki Azerbaycan Türkçesi'ne doğru yakınlık ve benzerlik gösteren bazı özellikleri de vardır. Ses bilgisi bakımından en önemli benzerlik olarak kelime başında Kuzey-Batı grubundaki (k) ünsüzüne karşılık Kumuk Türkçesi'nde, Güney grubunda olduğu gibi (g) bulunması (meselâ: gişi "kişi", gel-"gelmek", gör-"görmek" v.b. gibi) ve şekil bilgisi bakımından ise gelecek zaman eki olarak -(a) caq/ (e) cek (ancak bu çekimde de olduğu gibi teklik ve çokluk 1. Şahıs ve çokluk 2. Şahıs ekleri Azerbaycan Türkçesi'ndekinden farklıdır; Kum. Gelecekmen "geleceğim"= Az. Geleceyem; Kum. Gelecekhiz "geleceğiz"= Az. Geleceyik, Kum. Geleceksiz"geleceksiniz"= Az. Geleceksiniz gibi) eklerinin kullanılması gösterilebilir.
1929 yılına kadar Arap alfabesini kullanan KumukTürkleri, bu tarihte Latin harfleri esas alınarak hazırlanan yeni bir alfabe kabul ettiler. 1939'da ise onlara diğer Sovyet cumhuriyetlerinde olduğu gibi Kiril esaslı bir alfabe kabul ettirildi. Halen kullanılmakta olan bu alfabe, Kiril esaslı alfabeler içerisinde en kullanışsız ve karmaşık olanlardandır. Bu kanuda bir fikir vermek gerekirse Q harfi, kelime ve hece başında hem yu, hem de yü ses grubunu temsil edebiliyor. İçerisinde kalın k veya g ünsüzleri bulunmayan Q= yüz"yüz" gibi kelimelerde bu yüzden okuma güçlükleri baş österiyor. Üstelik aynı Q harfi, ince sıradan kelimelerde "ü" ünlüsünü karşılamak için de kullanılıyor. Benzer durum e harfi için de geçerlidir.
Kumuk Türkleri'nin Halk Hareketi:
Tenglik
Kumuk Türkleri 1989 yılında siyasî mahiyette, millî bir teşkilat olan Tenglik hareketini kurdular. Teşkilatın maksatları; Kumuklar'ın kültürel, siyasî, ekonomik ve temel insanî haklarını savunmak, bu ve benzeri alanlardaki meselelerinin halledilmesi için teşebbüslerde bulunmak olarak özetlenebilir. Tenglik hareketinin 1990 yılında çıkan 1 numaralı bülteninin 1. sayfasında yer alan ve Kumuk Şairi Z. Batırmurzayev'e ait dörtlükler, Kumuk Türkleri'ni millî uyanışta geç kalmamaları hususunda uyarıcı mahiyette olması bakımından tenglik hareketinin ana fikrini seslendirmektedir.