Arama

Endülüs Emevileri - Tek Mesaj #1

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
10 Ekim 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

Endülüs Emevileri

Ad:  Endülüs_Emevileri.JPG
Gösterim: 6654
Boyut:  58.0 KB

756-1031 arasında Endülüs’te egemen olan Arap hanedanı.

Tarihi emirlik (756-929) ve halifelik (929- 1031) olmak üzere iki döneme ayrılır. Endülüs Emevi Devleti, Abbasi kıyımından kurtularak Kuzey Afrika’ya kaçabilen Emevi hanedanından I. Abdurrahman (hd 756-788) tarafından İşbiliye (Sevilla) ve Kurtuba’da (Cördoba) kuruldu. Güçlü ve kararlı bir hükümdar olan Abdurrahman, iktidarını Emevi aristokrasisine dayandırmaya çalıştı. Duero (Douro) Irmağının kuzeyindeki topraklan ele geçirmek isteyen Asturiaslı Hıristiyanları bastırmak için seferler düzenledi. Ebro Vadisini almak isteyen Charlemagne’ı 778’de Roncesvalles’de yenilgiye uğrattı. Bu yenilgiden sonra Franklar Pire neler’in yukarı vadilerinden ileri geçemediler. Müslümanlar Barselona’yı ve 801’de Eski Katalonya’yı da alınca Frank akınları durdu.

I. Abdurrahman’ın ardılları I. Hişam (hd 788-796) ve I. Hakem’in (hd 796-822) hükümdarlıkları sırasında Arap soylular arasındaki çatışmalar ön plana çıktı. 806’da Kurtuba ve 807’de Tuleytule (Toledo) ayaklanmalan kanlı bir biçimde bastırıldı. I. Hakem bu ayaklanmalar nedeniyle ordudaki Slav ve Berberi askerlerin sayısını artırdı ve harcamaları karşılayabilmek için yeni vergiler koydu.

II. Abdurrahman (hd 822-852), Endülüs’te yeni bir siyasal ve kültürel gelişme dönemi başlattı. İranlı müzikçi Ziryab’ın Endülüs’e gelişi, saray yaşamında Doğululaşmanın başlangıcı oldu. Abbas bin Firas neceftaşı işleme tekniğini, şair el-Gazali değişik bitki tohumlarını Endülüs’e getirdi. II. Abdurrahman bir yandan da Ebro Vadisinde ayaklanan Benu Kasi ailesinden Alvaro ve Eulogio adlı önderlerle uğraştı. Ayaklanmacıları uzlaşmacı yollarla geriletmeyi başaramayınca ölüm cezasına çarptırdı. Etkin bir dış politika izleyerek Bizans’a ve Frank kralı II. Karl’a (Dazlak Charles) elçiler gönderdi. Endülüs’e tahıl satan Cezayir’deki Rüs- temilerle iyi ilişkiler kurdu. Sürekli sıklaşan Viking akmlannı sonunda İşbiliye yakınlarında durdurdu. Ayrıca olası saldırılara karşı biri İşbiliye, öteki Almerfa’da iki deniz üssü kurdu.

II. Abdurrahman’ın ardılları I. Muhammed (hd 852-886), Munzir (hd 886-888) ve Abdullah (hd 888-912) Endülüs Emevilerini ve İslamlığı yıkmaya yönelik yeni bir sorunla karşılaştılar. Gittikçe güçlenen Müvelledler (Müslüman Endülüslüler), yarımadanın kuzeyinde Benu Kasi aşiretinin, güneyinde Ömer bin Hafsun’un önderliğinde ayaklandılar. Kurtuba yakınlarındaki Bü- beşter (Bobastro) Kalesi’nde korunan İbn Hafsun, Endülüs Emevilerini neredeyse ortadan kaldırmak üzereyken Poley Savaşı’nda (891) yenildi. Bu yenilgi savaşa son vermediyse de, Abdullah, ibn Hafsun’u
Doğu Endülüs’e sürdü ve ayaklanmaları birer birer bastırdı. Hıristiyanlığı benimseyen İbn Hafsun 917’de ölünce oğulları teslim olmak zorunda kaldı.

Endülüs Emevi tarihinde yeni bir dönem başlatan III. Abdurrahman’ın (hd 912-961) karşılaştığı siyasal sorunlardan biri, Abbasi halifeliği karşısındaki hukuksal durumuydu. Endülüs Emevileri, Abbasilerin dinsel önderliğini tanıyorlardı, ama 910’dan sonra Tunus’ta Fatımiler ayn bir halifelik kurunca, III. Abdurrahman da kendisini 929’da halife ilan etti. Ayaklanmacıların son direnmelerini de kırarak iç güvenliği sağladı. Ama Hıristiyanlara karşı pek başarılı olamadı ve 939’da Simancas’ta yenilgiye uğradı. Ardından Leon Krallığı’nm zayıflamasından yararlanarak politik yollarla yarımadaya egemen oldu. Kutsal Roma Germen imparatoru I. Otto’ya, yarımadadaki Hıristiyan krallara, papaya ve Bizans’a elçiler göndererek durumunu sağlamlaştırdı. Fransa’nın kuzeyinde üslenen Müslüman korsanlarla da ilişkiye girerek onları korudu. Öte yandan Fas topraklarında Fatımilere karşı savaşan III. Abdurrahman, bir ara ayaklanmacı Ebu Yezid’in desteğiyle Fatımi halifeliğini yıkacak güce erişti. Endülüs Emevileri ile Fatımiler arasındaki savaş, Fatımilerin Mısır’ı alıp (969) Fas’tan çekilmeleri ve Endülüs Emevilerinin burada da etkili olmalarıyla sona erdi.

Barışçı bir hükümdar olan II. Hakem’den (hd 961-976) sonra II. Hişam halife oldu. Hişam, Hâcib Mushefi’nin vesayeti altında büyümüştü. Amiri ailesinden Mansur 978’de Mushefi’yi öldürerek hâcibliği ele geçirdi ve halifenin otoritesini sembolik bir düzeye indirerek kendi egemenliğini kurdu. Mansur, Fas’ı denetim altına alarak Kurtuba’ya bağladı. Hıristiyan bölgesine sık sık seferler düzenledi; hemen hemen bütün kentleri yağmaladı ve Hıristiyan yayılmasını durdurdu. Afrika’dan yeni gelen ve kendisine bağlı olan Berberi askerlerden yeni bir ordu kurarak, çoğu Emevi yandaşı olan Arap aristokrasisine bağlılıktan kurtuldu. Mansur, soylu bir yönetici gibi davranarak şairleri ve bilginleri korudu. Aragon’a yaptığı başarılı bir seferden sonra öldüğünde (1002), oğlu Muzaffer’e güçlü ve iyi örgütlenmiş bir devlet bıraktı.

Muzaffer babasının izinden gitti. II. Hişam’ı hapsetti, Hıristiyanlara karşı savaştı, ama erken öldü (1008). Kardeşi Abdurrah man, babasının kurduğu sağlam yapıyı sürdürecek güçte değildi. Gizli bir yere kapattığı II. Hişam’ı başa geçirmeyi amaçlayan bir ayaklanma sonunda öldürüldü. Ayaklanma, Endülüs Emevilerinin sonunu başlattı. Arkası kesilmeyen iç çatışmalar sonunda Endülüs Emevi Devleti 1010’dan başlayarak parçalandı ve Tavaif-i Mülûk denen emirlikler ortaya çıktı.

Kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Baturalp; 5 Ocak 2017 22:47
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....