Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
10 Ekim 2008       Mesaj #4
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Ad:  ergenekon-destani.jpg
Gösterim: 11201
Boyut:  105.8 KB

ERGENEKON DESTANI.

Toplumların sözlü edebiyatında en önemli ürünler olan destan­lar savaş, göç, doğal yıkım gibi olaylar nede­niyle söylenmiş, koşuk biçiminde öykülerdir. Ergenekon Destanı'nda bir savaşta soyları kırıma uğrayan Göktürkler'in korunaklı bir yer olan Ergenekon'a sığınma­ları ve burada bir süre yaşayıp çoğaldıktan sonra demirden bir dağı delip buradan çıkışla­rı anlatılır.

Ergenekon Destanı'nın en eski biçimi Çin kaynaklarında yer almaktadır. Dilimize "Bozkurt Efsanesi" olarak geçen bu söylencelerde Göktürkler'in bir bozkurttan türediği anlatı­lır. Destamn İslam dininin de etkisiyle değiş­miş, daha yakın döneme ait ilk örnekleri 13. yüzyıl İlhanlı tarihçisi Reşideddin'in Câ-miü't-Tevarih ve 17. yüzyıl Hive hükümdarla­rından Ebülgazi Bahadır Han'ın Şecere-i Türki adlı yapıtlarındadır. Farsça yazılmış ra korku saldıkları bir dönemde başlar.

Bu sırada Türkler'in başında İl Han, Tatarlar'ın olan Câmiü't-Tevarih'te yer alan destanın konusu kısaca şöyledir: Destan Göktürkler'in çok güçlü oldukları, öteki kavim ve boylabaşında ise Sevinç Han bulunuyordu. Aralarındaki bütün savaşları İl Han kazanmaktaydı. So­nunda Sevinç Han tüm öteki kavim ve boylan Göktürkler'e karşı birleştirerek İl Han'ın üzerine yürür. Türkler çadır ve sürülerini bir araya toplayıp çevresine hendek kazarak düşmanlannı karşılarlar. 10 gün süren savaşı Göktürkler kazanır. Bunun üzerine Sevinç Han öbür han ve beyleri toplayarak Göktürkler'i ancak hileyle yenebileceklerini anlatır. Erte­si gün Tatarlar çadır ve birtakım mallarını bırakarak kaçarlar. Türkler düşmanlarının güçsüzlükten kaçtıklarını sanarak onlan kovalamaya başlarlar. Ama Tatarlar geri dönüp savaşa girişirler. Sonuçta Türkler yenilir. Düşmanları Türkler'i öldüre öldüre çadırları­na kadar ulaşırlar. Büyükleri kılıçtan geçirip küçükleri tutsak alırlar.

Savaşta İl Han'ın biri dışında tüm çocukları kendisiyle birlikte öldürülür. Aralarından bir tek, o yıl evlenen küçük oğlu Kıyan ile yeğeni Negüs ölümden kurtulurlar, ama eşleriyle birlikte tutsak düşerler. Ne var ki, 10 gün sonra ikisi de eşleriyle birlikte kaçar. Yurtla­rına dönerek deve, at, öküz ve koyunlardan kalanları alarak dağlara doğru giderler. Düş­manlarından saklanmak için ancak yabani koyunlann yürüyebildiği, bir yanı uçurum, çok dar bir yol bularak yüksek bir dağın boğazına ulaşırlar. Karşılarına içinde akarsular, kay­naklar, türlü otlar, çayırlar, meyve ağaçlan, çeşitli av hayvanları bulunan bir yer çıkar. Düşmanlarının ulaşması olanaksız olan bu yeri yurt edinerek Ergenekon adını verirler. Ergene "dağ kemeri", kon da "dik" anlamına gelmektedir.

Ergenekon'da Kıyan ve Negüs'ün soyun­dan gelenler ve sürüleri 400 yıl boyunca öylesine çoğalırlar ki buraya sığamaz olurlar. Sonunda atalarından işittikleri Ergenekon dı­şındaki geniş ve güzel ülkeye gitmeye kararverirler. Önlerine dikilip kendilerine engel olan dağı aşıp geçmenin yollarını aramaya başlarlar. Ama tüm uğraşlara karşın dışarı çıkacak yolu bulmakta başarılı olamazlar. Sonunda bir demirci ustası dağda demir ma­deni gördüğünü, demiri eritirlerse yol açabile­ceklerini söyler. Akla yatkın bulunan bu öneriyi gerçekleştirmek için hemen çalışmala­ra başlanır. Tam 70 yere 70 tane kocaman körük yerleştirilir. Dağın tepesine ve yanları­na yerleştirilen odun ve kömürler ateşlenerek körüklenmeye başlanır. Bu güçlü ateş demiri eriterek bir yüklü devenin geçebileceği kadar yolun açılmasını sağlar.Ergenekon'dan çıkan Göktürkler'in başın­da Börte Çene vardır. Börte Çene bütün boylara haber salarak yurtlarına döndüklerini bildirir.

Kaynak: Msxlabs & Temel Britannica
Son düzenleyen perlina; 8 Nisan 2017 11:07
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....