Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Mayıs 2006       Mesaj #696
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kırmızı Gül



Bugün sevgililer günü...
Bir bilseniz neler düşündüğümü.. Yok yok, öyle alışveriş çılgınlığına kapılıp, olmayan sevgilime hediye alacak değilim. Sevmem zaten böyle günleri,acaba o günleri hep yalnız geçirdiğim için mi , yoksa gerçekten bir tüketim sebebi olduğu için mi? bilmiyorum...Ama sevmiyorum işte..Bayramlar, yeni yıllar, anneler ve babalar günlerini sevmediğim gibi...
Bizim ailede özel günler oldum olası kutlanmazdı..Taaa ki, biz biraz büyüyüp anne ve babamıza sürpriz yapmaya karar verdiğimiz döneme kadar...Annem sürmediği halde; çingene pembesi rujlar aldım ilk anneler gününde ..kendim sürecektim ya..
Babama da iyisinden bir tarak aldım; ilk babalar günü hediyesi olarak. Aramız hep seviyeli ve çok resmi olduğu için hediyeyi nasıl vereceğimi bile bilememiştim.
Masanın üzerine bir yere bırakmıştım . “ Bu senin baba “ demiştim.
Babam hiç paketi açmadan “ ben anlamam babalar gününden, almayın böyle gereksiz şeyler” demişti..
Kırılmıştım ama o zaman babamın dilinden anlamıyormuşum..
Yıllar sonra babamın, bana her “ hayır istemem” dediği şeyin , aslında, “ tamam da hiç gerek yoktu, niye zahmet ettin” demeye getirdiğini....
Çocuk yüreğimle benim hediyemi red ettiği için kızmış, ve asla ona hediye almamaya karar vermiştim...
Artık kendi paramı kazanmaya başladığımda; aramız düzeldi babamla.O yaşlanmış , bizden ilgi ve sevgi bekler olmuştu. Ben de olgunlaşmış, onun söylediği laflara, hiç kızmaz olmuştum. Gerçek sevgiyi, insanları olduğu gibi kabul etmeyi böylece öğrenmiştim.
“ Baba seni yemeğe götüreceğim “ dediğimde yine “ yok olmaz ne gerek var “ demişti. “Ben anlamam rezervasyon yapıldı, gelsen de gelmesen de parası ödenecek” demiştim.
Hemen hazırlanmaya başlamıştı, yüzünde “ artık benim kızım da parasını kazandı, büyüdü, kendi ayaklarının üstünde duruyor, beni en güzel lokantada yemeğe götürüyor “ ifadesi belirmişti.
Ben onun bıyık altından gülümsemelerini bilirdim ...
Yemekten sonra da elini cebine atıp, “benim payıma düşen para burda, al burdan” deyip gözlerimi yaşlarla doldurmuştu.Kimseye yük olmak istemeyen babam, onu kendiisteğimle yemeğe götürmeme rağmen, yine de kızına borçlu kalmak istememişti..

Şimdi sevgililer günü bana çok buruk geliyor. Ne alakası var diyeceksiniz..Ama sevgisini göstermeyi bilmeyen babam(en azından böyle düşünürdük) , sevgililer günü modası Türkiye’de iyice gündeme oturduğu zamandan itibaren ,” en modernim”, “ince fikirliyim” diyen erkeklere taş çıkartırcasına , her sene, içine bir yüzük yerleştiririp bir demet çiçeği annem görmeden vazoya yerleştirdi. Çok şaşırtmıştı bizi. Ben bile; bana çiçek almayan, o özel günde bir mesajı bile bana çok gören , güzel anlar yaşadığım hiç bir sevgilimden böyle bir şey almamıştım. Ve babamı; bunca yılını geçirdiği ve bir gün bile “ sevgilim” demeye utandığı karısına, bu özel günü unutmadığı için bir kez daha saygı duyuyorum.
Kim demiş “babam sevgiyi bilmez, ruhsuz, kabadır “ diye....

Annem bu sevgililer gününde gülsüz kaldı babacığım! Yarın gözlerim masanın üstündeki vazoda senin çiçeklerini arayacak, annem şimdiden ağlamaya başladı. Yarın mezarına gelip bir kırmızı gül bıraksam olur mu ? ya da senin yerine anneme bir demet kırmızı gülle , mavi taşlı bir yüzük alsam ,için rahat eder mi babacığım ? Sen bize en güzel şeyi öğrettin, sevginin yalan sözlerde değil, davranışlarda gizli olduğunu. Ve “seni çok seviyorum” demenin o kadar da önemli olmadığını ....
Kim demiş kızlar babalarına kırmızı gül vermez diye...???