Biriktirdiklerim...
Gözlerimi bir zarf derinliğine kapatıyorum simdi, acılarla mühürleyerek.
Tüm tarihimi de mühürlüyorum acılı efsunlarla.
Bir gün diyorum, yeniden açılır geçmişim resimleri koyarken o zarfa.
Ellerimde bıraktığın izi kendi gözyaşlarımla siliyorum.
Her gece uyanmaktan bıktım “kadınım” diye.
Bu yüzden bu mevsimde daha fazla üşüyorum.
Artık kış geldi uzun buzul çağları başladı
Bıraktığın gibi durmuyorum.
Bir sokak çocuğu yalnızlığında havalandırmalar üzeri sarılıyorum bıraktığın çocuğa.
Seni duyuyorum yine “ağlama tamam” diyorsun
Islak zarflar kalmaz bir sonraya diyorum.
Beklemeyecek kadar ne acelesi vardı postacının postacıya kızıyorum.
Daha iade edemedim bu aşkı diyorum.
Ve her zaman her şeye geç kalıyorum, sen gidiyorsun o uzun koridorda.
Ben ellerimi doğruyorum sana yemek yapamadım.
Merak dahi etmiyorsun bende artik yapamadığım için yemek yemiyorum.
Aç mısın diye sormuyorsun “şarap içer misin” diyorsun.
Ben tereddütsüz kendi kanımı damlatıyorum, koca kadehler boşalıyor ardı sıra
Bakıyorum, konuşamıyorum, kanıyorum şarap bitmiş.
Aralık perdelerden korkuyorum
Ya öldüğümü görürlerse.
Sen bakmaksızın arkana gidiyorsun,
Giderken soruyorsun “aç mısın? ”
Ben ucuzluk marketlerinden topladıklarımla doydum diyorum
Kış geldi ondokuz aralık kışı
Bir yılbaşı akşamı gibi geçiyor zaman, hızlı bana inat
Yeni bir yıl sabahı, işte yüreğim diyemiyorum konuşamıyorum
Sesimi de götürmüşsün peşin sıra.
Yüklemlerimi, nesnelerimi ve öznemi almışsın yazamıyorum,
Diyemiyorum al yüreğim istediğin yere fırlat.
Şarap içiyorum kendimden ne kadar boşaltırsam bu kanı o kadar içebiliyorum.
Bir sarhoş kadar hatırlıyorum belleği mi de almışsın.
Üzerime olmuyor artik elbiselerim.
Çıplak kalmışım;
Nerde diyorum giysilerim
Sen gidiyorsun onları da almış sin
Uyanıyorum oğlunun sesine, oğlun kalmış
Onun için geri geleceksin sanıyorum ama bırakmışsın bana
İyi ki de bırakmışsın.
Kim simdi bu zarfı bu kadar gözyaşıyla doldururken kapatmama yardımcı olurdu?
Bir yaz rüyası görüyorum, engin denizler kenarı ateş yakıyorum belleğimle kor oluyor
Sen yani basımdasın, şekilsiz bir şapka gibi duruyorum.
Sen gene gidiyorsun ben ellerimi ateşe atıyorum.
Her şey tüm renkler mevsimler bir şarap morluğunda renge bürünürken,
Ben kortuğum aralık perdelerden yakalandığımı düşünüyorum.
Uyanıyorum dondurma sırasındayım
Sen istiyorsun, eriyor ellerimde ondokuz aralık kışında.
Sen gidiyorsun
Nereye kadınım diyorum
Tek kurabildiğim cümle oluyorsun
İşte o cümle hayatım mış
Bir kez daha
KADINIM diyorum ölüyorum.
Hayat bitmiş.
Aralık 2007 Doğan Sever