Evrim kuramına göre, bugün yeryüzünde var olan bütün canlılar, çok eski zamanlarda yaşamış olan başka canlıların jeolojik devirler boyunca yavaş yavaş değişikliğe uğramasıyla türemiştir.
Biyolojide bütün canlılar, bazen ilk bakışta göze çarpan benzerliklerine, bazen de bu kadar belirgin olmayan ortak özelliklerine göre gruplara ayrılır . Bilim adamları, aynı gruptaki "akraba" canlılar arasında gözlemlenen bu benzerlikleri, hepsinin aynı atadan türemesinin kanıtı olarak görürler. Örneğin, günümüzden yaklaşık 150 milyon yıl önce yaşamış olan ilk kuşların kanatları, tüyleri ve öbür ortak özellikleri bugün yaşayan bütün kuşlarda da vardır. Ama bu ilk ataların soyundan gelen kuşlar yüzyıllar boyunca yavaş yavaş bazı özelliklerini yitirip, bazı yeni özellikler kazanarak birbirlerinden farklılaşmışlar ve yeryüzünde binlerce kuş türü belirmiştir.
Aynı evrimleşme öbür hayvanlar ve bitkiler için de söz konusudur. Yeryüzünün başlangıcında bugün bildiğimiz bütün canlılar yoktu; zamanla, daha basit yapılı canlıların gelişip evrimleşmesiyle yeryüzünde yaşam çeşitlendi. Bazı canlılar bugün de yaşamını sürdürmekte olan atalarına çok benzer. Ama, eski jeolojik zamanlarda yaşamış olan canlılardan çoğu, yerini daha gelişmiş yeni canlılara bırakarak milyonlarca yıl önce yeryüzünden silinmiştir.
Evrimin en önemli kanıtı, çok eski zamanlarda yaşamış ve bugün tümüyle yok olmuş canlıların kayaçlar arasında bozulmadan günümüze kadar ulaşan fosilleridir. Kayaçlar genellikle hangi sırayla oluşmuşsa aynı düzen içinde üst üste yığıştığı için, hangi fosilin daha önce, hangisinin daha sonra oluştuğu saptanabilir. Hatta kayacın ve içinde barındırdığı fosillerin yaşı bile kabaca (milyon yıl olarak) belirlenebilir.
En eski kayaçlarda canlıların çok belirgin izlerine rastlanmaz. Daha üsttekilerde denizanası ve solucanların, onların üstündekilerde de omurgasız kabuklu hayvanların izleri görülür. Sonra ilk balıkların fosilleri belirir. Daha üst kayaçlarda giderek çeşitlenen kara bitkileri ile kara hayvanlarının fosilleri, en yakın tarihli kayaçlarda ise bugünün bitkilerine ve hayvanlarına çok benzeyen canlıların fosilleri bulunur.
Bazı bilim adamları evrimin varlığını kuşkuyla karşılar. Evrimin nasıl gerçekleştiği ise bugün bile tartışma konusudur. Günümüzde biyoloji bilginlerinin çoğu evrimin açıklanmasında en gerçekçi yaklaşımın Charles Darvvin'in geliştirdiği doğal seçme ya da doğal ayıklanma kuramı olduğu görüşünde birleşir. Darvvin'in çıkış noktası, canlılar arasında hiç bitmeyen bir yaşam savaşının var olmasıydı. Bu savaşı, çevresindeki yaşam koşullarına en iyi uyum sağlayabilen canlılar kazanır. Böylece, doğayla ve düşmanlarıyla başa çıkabilecek özellikleri yapısında taşıyan canlılar yaşamını ve soyunu sürdürürken, bu özellikleri taşımayanlar yok olup gider. Darvvin'e göre, bu yararlı özellikler zamanla o canlının soylarında da kalıcı ve kalıtsal bir değişiklik olarak ortaya çıkar. Bu sürece "doğal seçme" denir. Darwin evrim kuramını ilk kez 1840'larda tasarlamış, ama hiç yılmadan kanıt toplayarak yayımlamak için 20 yıl beklemişti. 1858'de İngiliz doğa bilimci Alfred Russel Wallace (1823-1913), aynı görüşleri içeren çalışmasını incelemesi için Darvvin'e gönderdi. Böylece Wallacein notları ile Darvvin'in çalışmasının özeti ortak bir bildiriyle bilim dünyasına duyuruldu. Ertesi yıl da Darvvin ünlü yapıtı Türlerin Kökenim (The Origin of Species) yayımladı. Daha önce Fransız biyoloji bilgini Jean-Baptiste de Lamarck (1744-1829) evrimi açıklamak için değişik bir kuram önermişti. La-marck'a göre, bir canlı yaşam koşullarına ayak uydurabilmek için yapısal değişikliğe uğrayabilir ve bu kazanılmış özellikleri gelecek kuşaklara aktarabilir. Örneğin yüksekteki dallara yetişebilmek için sürekli boynunu uzatan zürafa giderek uzun boyunlu bir hayvana dönüşür. Bu görüş artık bütün geçerliliğini yitirmiştir. Evrim konusundaki yeni tartışmalar evrimleşme hızıyla ilgilidir. Darvvin'in kuramına göre canlılardaki değişiklikler çok uzun sürede gerçekleşir. Birçok bilim adamı da aynı görüştedir. Oysa bazıları evrimin birbirini izleyen hızlı sıçramalarla gerçekleştiğini savunur. Bu görüşü savunanlara göre, doğal çevrede herhangi bir değişiklik olduğunda, o çevrede yaşayan bitki ve hayvanlar da yeni koşullara uyum sağlayabilmek için birden değişir.
Msxlabs & Temel Britannica