Arama


ışık - avatarı
ışık
Ziyaretçi
17 Ekim 2008       Mesaj #2
ışık - avatarı
Ziyaretçi

BİR ASKERİN MEZARINA


Şurada, kabrin üzerinde konulmuş bir,

Beyaz taş var, onun altında bayraklar

Temevvüç ederken, kelleler uçuşurken...

Celâdeti tâbân olurken aldığı cerîhai mevt

İle bu âlemi hîçîye vedâ etmiş bir

Asker yatıyor...

Onun hâbı istirahate çekildiği şu

Makberin üzerine rüfekası eşki teessür döktüler.

Kadınlar dümü rizi mâtem oldular. İhtiyarlar

Nâle eylediler, çocuklar ağladılar.

Şu söğüt ağacının nim setreylediği senin

Mezarın üzerine bir zırh başlık ile kılıç hak,

Olunmuştur. İşte orası o kahramanı muhteremin

Câyi istirahatidir. Ne mutlu ki, hâki pâye vatan

Ona nâilini intizar olmuş!...


MUSTAFA KEMAL

· Harbiye talebesi iken yazmıştır.


BEŞİKE HÂDİSESİ İÇİN


Çıkıyor gönüllere istimdadı

Sâmiamda vatanın feryâdı

Çıkıyor gönüllere istimdadı

Yaralı bir ananın evlâdı

Etmesin mi anaya imdadı?

Rumeli can veriyor yok mu ilaç.

Edelim sıhhatini istimzaç;

Etmeyelim kimseyi izaç?

Zırhlılar her yeri tehdit ediyor,

Makedonya bunu tes'it ediyor.

İnkırazı bize teyit ediyor.

Yemenin purişi malumu cihan

Ne için eyledi millet isyân?

Zulme ister mi bu yoldan burhan

Turuşkalar bile aldı meydan

Hani kânun-u adaâlet nerede?

Mülk-ü millette himâye saadet nerede?

Haricen mülk-ü himaye nerede?

Bizde evvelki şecaat nerede?

Gelse Ertuğrul şöhret-i pervas

Eder elbette tahayyür ibraz

Vatanın feyzine kâdir olamaz

Yeniden fethine verseydi cevâz...

Yıldırım görse şu ahvâlimizi

Ateş kahrı yakar hâlimizi,

Af eder mi bizim efâlimizi,

Mahveder cumle-i emsâlimizi,

Ey büyük Fâtih'i İstanbul'un...

Bu revş olmadı mı makbulün

Sây ile toplanılan mahsulün

Berhava oldu fakat meçhulün...

Yazık oldu Vatana âh yazık...

Her ağızdan çıkıyor: Eyvâh yazık!..

Acısın bizlere, âh yazık!


MUSTAFA KEMAL

· Sinop 25 Kânunu Evvel 321 (1905)


KASİDEİ İSTİBDAT YAHUT KIRMIZI İZLER


Bir köhne kadit parçası, bir çehrei menhus,

Zulmetler içinde mütereddit, mütelâşi,

Daim mütefekkir görünen, kendine mahsus

Efkârı sakimane ile âleme karşı

Ateş saçarak etmede her gün bizi tehdit,

Âmali harisanesini eyledi tezyit...

Gördükçe bu mazlumlarını, sinesi mağrur,

Tırnaklarını aileler kalbine saplar;

Mağdurlarının her biri bir kûşede ağlar,

Katlandı vatan görmeğe evlâdını makhur...

Birçoklarımız mahpes-ü menfada süründük.

Ey gazii mecruhu vega dideye döndük.

Ey kanlı eliyle vatan âmaline hail,

Ey enmilei sürbu cinayata delâil

Teşkil eden ey köhne kadit, katili efkâr,

Ey katili şübbanı vatan, katili ahrar,

Ey varlığı bir millet için bâdii zillet.

Ey çehresi ifrite veren dehşeti vahşet,

Zindanları, menfaları, mahpesleri doldur,

Ziniciri esaretle bütün hisleri dondur.

Tesmimi nefes, nefyi ebet, sonra denizler..

Her girdiğin evlerde durur kırmızı izler...

Kâbusi hiyanetle vatan can çekişirken

Âtimizi dendanı harisin kemirirken

Bir gün Rumeli dağları envara boyandı;

Hürriyetin enfası ile herkes uyandı.


MUSTAFA KEMAL

ŞANLI ORDU GAZETESİ: 24 Kasım 1908
Son düzenleyen Safi; 7 Kasım 2016 18:50