Arama

Felsefe Nedir? - Tek Mesaj #49

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
17 Ekim 2008       Mesaj #49
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
FELSEFE, bilgelik sevgisi anlamına gelen Yunanca philia (sevgi) ve sophia (bilgelik) sözcüklerinden türetilmiştir. Felsefe, genel bir tanımlamayla, insamn içinde yaşadığı dün­yayı anlama uğraşıdır. İlk insanlar canlılann doğup, gelişip en sonunda yok olmalarının ardındaki temel nedenleri; Güneş'in, Ay'ın ve öbür gökcisimlerinin nasıl hareket ettiğini, bu hareketlerin ne sonuçlara yol açtığını merak ediyorlardı. Bunun için de ilgi duyduk-lan varlıklan ve süreçleri sistemli bir biçimde gözlemeye başladılar. Ölünce insana ne olu­yordu? Olayları iyi ya da kötü güçler mi yönetiyordu? gibi sorulann yanıtlan ilk önce doğaüstü güçlere, tanrılara bağlandı. Daha sonra, özellikle İÖ 6. yüzyıldan başlayarak Çin, Hindistan ve Eski Yunan'da, dünyada yaşanan süreçlere ilişkin açıklamaları gözle­me dayanan bilgilere, neden-sonuç ilişkilerine bağlamaya çalışan felsefi düşünceler gelişme­ye başladı.
Eski Yunan filozoftan yeryüzündeki tüm canlılann sonsuz bir değişim süreci içinde olduklannı ve temel saydıklan dört özden (hava, ateş, su, toprak) birinden yaratıldığını varsaydılar. Daha sonralan maddi süreçlerle bağlantılı olmayan zihinsel süreçlerin ya da düşüncelerin dünyayı kavramakta birinci de­recede önemli olduğunu savunan İdealist Akım'a bağlı filozoflar ortaya çıktı. Bunlara karşı da dünyanın ve düşünsel süreçlerin ancak maddi süreçlerden hareket edilerek açıklanabileceğini savunan Maddeci Akım filozoflan düşüncelerini geliştirdiler. Bu iki temel akımın varlığı, daha başka felsefi akım­larla birlikte, günümüzde de sürmektedir
Hıristiyanlık ve öbür tektannlı dinler orta­ya çıkınca, bu dinler filozofların açıklamaya çalıştığı pek çok sorunun yanıtını Tanrı'nın iradesine bağladı. İnsanların bu "dinsel doğ­rulan" sorgusuz ya da kuşku duymaksızın kabul etmesi istendi. Böylece kilisenin yetki­sinin ve baskısının olağanüstü olduğu ortaçağ Avrupa'sında sorgulayıcı felsefi düşüncelerin ve bilimsel gelişmenin önüne 1.000 yıl boyun­ca büyük bir engel konmuş oldu . Ortaçağda filozofların önemli bir bölümü Hıristiyanlık'ın getirdiği açıklamalann doğru ve akla uygun olduğunu kanıtlamaya çalıştı.
Rönesans döneminde ve Aydınlanma Çağı'nda dün­yanın dinsel yorumuna karşı çıkılmaya baş­landı; filozofların bir bölümü ve bilginler aklın üstünlüğünü, sistemli ve deneylere da­yalı düşünmenin önemini vurguladılar. Gelişen bilimlerden filozoflar da etkilendi.
Felsefe zamanla değişik dallara ayrıldı. Örneğin, estetik sanatı ve güzelliği; etik insan davranışındaki doğruyu ve iyiyi; mantık ise doğru düşünme yöntemini inceledi
Felsefede ne düşünüldüğü kadar, nasıl dü­şünüldüğü de önemlidir. Filozoflar genellikle başka insanların çok açık buldukları gerçekle­ri de sorgularlar. Örneğin, bir demiryoluna bakan herhangi bir kişi duraksamadan rayla-nn paralel olduğunu söyleyecektir. Ama filo­zof, raylar paralel görünmediğine göre onun bunu nasıl bildiğini soracaktır. Çünkü uzağa baktıkça raylar birbirine yaklaşır gibi gö­rünür.
Filozofların soruları bizi çevremizdeki ve dünyadaki olayların nedenleri konusunda dikkatle düşünmeye yöneltir. Böylece neden-sonuç ilişkileri ortaya çıkanldıkça dünyayı doğru ve bütünsel bir biçimde kavramamız kolaylaşır.


MsxLabs & TemelBritannica
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....