Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
21:18, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Çarşamba, 10 Aralık 2025 - 21:20
Arama
MaviKaranlık Forum
Tarihimizde İz Bırakanlar
-
Tek Mesaj #66
GusinapsE
Ziyaretçi
18 Mayıs 2006
Mesaj
#66
Ziyaretçi
Yıldırım Bayezid
4.
Osmanlı
Sultan
ıdır.
Sultan
Birinci Murat
'ın oğlu olup,
1360
yılında Gülçiçek Hatun'dan doğdu. Adı babaannesinin babası Türkmenler'in Ede-Balı diye andığı Ebâ Yezîd'in adından gelir. Küçük yaştan itibaren zamanın seçkin alimlerinden öğrenim gördü. Değerli kumandanlardan askerlik, sevk ve idare derslerini gördü.
1381
yılında devlet idaresinde yetişmesi için
Kütahya
'ya vali tayin edildi.
1389
'da
haçlı
ordusu ile yapılan
Birinci Kosova Savaşı
'na katılarak büyük kahramanlık gösterdi. Babası
Sultan Murat
, bu savaş sonunda bir
Sırp
tarafından şehit edilince, devlet ileri gelenlerinin müşterek kararı ile
Osmanlı
tahtına geçti.
İlk olarak
Sırbistan
işlerini yoluna koyan Yıldırım Bayezid bu sırada kendisine karşı birleşen
Anadolu
Beylikleri üzerine yürüdü. Süratle hareket ederek
Aydınoğulları
,
Saruhanoğulları
,
Germiyanoğulları
,
Menteşeoğulları
ve
Hamitoğulları
beyliklerini ortadan kaldırdı (
1390
).
Karamanoğulları
beyliğini itaat altına aldı (
1391
).
1391
'de
İstanbul
'u kuşattı ve yedi aylık bir kuşatmadan sonra şehirde bir
Türk
mahallesi kurulması, bir cami yapılması ve yıllık verginin artırılması şartıyla anlaşma yaptı.
1392
'de
Kastamonu
üzerine yürüyerek,
Candaroğlu
topraklarını ele geçirdi.
1394
'te
Selanik
ve Yenişehir'i (
Mora
) alan Osmanlı orduları,
Teselya
ve
Arnavutluk
'a kadar ilerlediler.
Niğbolu Zaferi
Yıldırım Bayezid'in
1395
'te
İstanbul
'u ikinci defa kuşatması yeni bir
Haçlı
ordusunun hareketine yol açtı. Bütün
Avrupa
milletlerinden meydana gelen
haçlılar
,
Osmanlılara
ait
Niğbolu
kalesini kuşatmışlardı. Adına yaraşır bir süratle gelen Sultan Bayezıt haçlıları Niğbolu kalesi önünde ağır bir bozguna uğrattı (
25 Eylül
1396
). Esir edilen ve fidye karşılığı serbest bırakıldıktan sonra padişaha karşı bir daha savaşmamaya yemin eden
Avrupal
ı asilzadeler ve şövalyelere Yıldırım Bayezid şöyle diyordu:
"Ettiğiniz yeminleri size iade ediyorum. Gidiniz, yeniden ordular toplayınız ve bizim üzerimize geliniz. Bana bir kere daha zafer kazanmak imkanı sağlamış olursunuz..... Zira ben, Allahü tealanın dinini yaymak ve O'nun rızasına kavuşmak için dünyaya gelmişim." Niğbolu zaferinden sonra
Osmanlı
akıncıları
Macaristan
içlerine kadar girerek pek çok ganimetlerle döndüler.
1397
'de
İstanbul
'u üçüncü defa kuşatan Bayezid,
Bizans
'ın denizle bağlantısını kesmek için
Anadolu Hisarı
'nı inşa ettirdi.
Ankara Savaşı
Yıldırım Bayezid'in
1398
'de
Karaman
ve
1399
'da Dulkadirli topraklarına girmesinden sonra topraklarını kaybeden
Anadolu
beyleri bu sırada
Hindistan
seferinden dönen
Timur
'a sığınarak, onu
Osmanlı
sultanına karşı kışkırttılar. Bu arada
Timur
'dan kaçan
Karakoyunlu
ve Cezayir beyleri de Yıldırım Bayezid'i
Timur
'a karşı tahrik ediyorlardı. Bu tahrikler ve
Timur
'un
Osmanlılara
ait
Sivas
'ı alması neticesinde iki büyük
Türk
hakanını
Ankara
'da karşı karşıya getirdi. Çubuk ovasında yapılan ve çok şiddetli geçen muharebe sonunda
Osmanlı
ordusu, mağlubiyete uğrarken, Yıldırım Bayezid de esir düştü (
28 Temmuz
1402
). Esareti çekemeyen Yıldırım Bayezid yedi ay sonra kederinden gelen türlü türlü hastalıklardan dolayı öldü (
1403
).
Timur
Han ölüm haberini alınca: "Yazık oldu, büyük bir mücahidi kaybettik." demekten kendini alamadı.
Karakteri
Sultan Yıldırım Bayezid, çevik, atılgan, cesur, zamanın hadiselerini kavramış iyi bir kumandandı. Ani olaylar karşısında soğukkanlılığını muhafaza ederek karar verir ve ordusunu süratle istediği yere sevk ederdi. Adaleti çok meşhurdu. Alimlerin sohbetinde bulunur, onların Allahü tealanın emir ve yasaklarını bildiren sözlerini gönülden kabul ederdi. Evliyalara çok hürmette bulunurdu.
Osmanlı
topraklarının her tarafında cami, mescit, darüşşifa, medrese, imaret ve misafirhaneler yaptırdı. Ayrıca bütün bu imarethaneler için geniş vakıflar kurdurdu.
Bursa
'daki
Ulucami
(
Cami-i Kebir
) yaptırdığı en önemli eseridir.
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 21:20
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...