Arama

Fok (Phocidae) - Tek Mesaj #1

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
20 Ekim 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Foklar denizde yaşamaya çok iyi uyum sağlamış, yüzgeçayaklı, memeli hayvanlardır. Ayıbalığı olarak da anılan, ama suda yaşama­larının dışında balıklarla hiçbir ilgisi olmayan bu deniz memelilerinin 31 türü vardır. Özel­likle kuzey ve güney kutup denizlerinde dağılmış olan bu türler iki ayrı familyada toplanır: Gerçek ya da kulaksız foklar (Phoci-dae familyası) ve kulaklı foklar (Otariidae familyası).
Bu iki familyanın üyeleri, dışkulaklarının ve yüzgeçayaklannın yapısındaki bazı farklı­lıklar dışında birbirlerine çok benzerler. Hep­si de çok iyi yüzücü ve dalıcı hayvanlardır. Suya daldıklarında kalp atışları yavaşladığı için enerji gereksinimleri azalır; böylece akci­ğerlerine doldurdukları havayla daha uzun süre yetinerek dakikalarca suyun altında kala­bilirler. Hatta, yaklaşık 10 dakikada bir yüze­ye çıkıp soluk almak koşuluyla suyun altında uyuyabilirler. Ama, yavrulamak için kıyıya çıkmak zorunda olduklarından, öbür deniz memelileri (balina ve yunuslar) gibi bütün yaşamlarını suda geçiremezler.
Fokların mekik biçimindeki gövdeleri ve yüzgece dönüşmüş olan ayakları yüzmelerine yardımcı olur. Ayrıca, türlerin çoğu soğuk denizlerde yaşadığından, derilerinin altında vücutlarını sıcak tutan bir yağ katmanı vardır. Bununla birlikte türlerden bazıları ılık deniz­lere de uyum sağlamıştır. Foklar özellikle kalamar, ahtapot, balık ve kabuklularla bes­lenen etçil hayvanlardır. Yumuşak bakışlı iri ve güzel gözleriyle köpekleri andıran bu sevim­li hayvanlar, başlan suyun üstünde yüzerlerken uzaktan insanlarla bile karıştırılabilir.

fokag8

Gerçek Foklar

Bu 18 fok türünü kulaklı foklardan ayıran en belirgin özelliklerden biri, başlarının iki ya­nında çıkıntılı kulakkepçelerinin, yani dışku­laklarının olmamasıdır. Bu yüzden bu grupta­ki hayvanların bir adı da kulaksız foklardır. Yüzgeçayaklannın yapısı da kulaklı fokların-kinden oldukça farklıdır. Ön üyeleri kısa olan gerçek foklar, arka üyeleri öne doğru bükülmediği için karada ancak güçlükle ve sürüne­rek yürüyebilirler. Buna karşılık, karada işe yaramayan bu arka üyeleri denizde çok usta bir yüzücü olmalarını sağlar.
Boz fokun (Halichoerus grypus) erkeği yaklaşık 3 metre uzunluğunda ve 300 kg ağırlığındadır. Dişinin ağırlığı bunun yarısını bile bulmaz. Başları iri, geniş ve basık, burunları uzun olan boz fokların derisi genel­likle boz üstüne kara beneklidir. Nevvfoundland kıyılarında, Britanya Adaları çevresinde ve Baltık Denizi'nde üreyen bu hayvanların yeni doğmuş yavruları yün gibi yumuşacık, beyaz bir kürkle kaplıdır. Yaklaşık üç hafta sonra bu beyaz tüyler dökülür ve erişkinlerin rengini alan yavrular kendi başlarına denize dönerler.
Derisi boz üstüne kara benekli olan körfez foku (Phoca vitulina) bütün kuzey yarıkürede en yaygın fok türüdür. Balık, kalamar ve kabuklularla beslenen bu hayvanlar o kadar çok balık yerler ki, bazı yörelerde balıkçılar için büyük bir sorun haline gelirler.
Antarktika'da yaşayan pars fokunun (Hyd-rurga leptonyx) derisi, üzerindeki beneklerin deseniyle tıpkı bir pars (leopar) derisini andı­rır. Dişisi erkeğinden daha iridir ve uzunluğu 3,5 metreyi aşabilir. Öbür fokların yavruları ve penguenler gibi sıcakkanlı hayvanları da yediği saptanmış olan tek fok türü budur. Gene Antarktika'da yaşayan ve Güney Kutbu çevresinin en yaygın türü olan Weddell foku­nun (Leptonychotes vveddelli) derisi lekeli boz renkte, suratı da buldog köpeği gibi yassı ve basıktır.
Karadeniz'de, Akdeniz'de ve Kanarya Adaları çevresinde yaşayan keşiş fokları ılı­man denizlere uyum sağlamış türlerdir. Bu gruptan olan Akdeniz foku (Monachus mo-nachus) Türkiye çevresindeki denizlerde de görülebilen tek fok türüdür. Uzunluğu 2-3 metre, derisi koyu kahverengi olan bu foklar bir zamanlar Akdeniz kıyısındaki ıssız kum­sallarda kalabalık koloniler halinde ürerlerdi. Yoğunlaşan plaj turizminin ve deniz kirliliği­nin etkisiyle sayıları iyice azaldı. Bugün Tür­kiye'nin ve öbür Akdeniz ülkelerinin kıyıla­rındaki bazı yörelerde küçük koloniler halin­de varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Bütün foklar içinde en irileri, morstan bile büyük olan fil foklarıdır (Mirounga cinsi). Adını kocaman gövdesinden ve hareketli uzun burnundan alan fil fokunun erkeği 6,5 metre uzunluğunda ve yaklaşık 3 ton ağırlı­ğındadır. Denizfili de denen bu türler daha çok Antarktika çevresindeki ıssız adalarda yaşarlar. Bu hayvanların kuzey yarıküredeki alttürlerinin ise soyu tükenmek üzeredir; California açıklarındaki yerleşilmemiş adalarda kuzey fil foklarının tek tük örneklerine rast­lanır.

fok1zw1

Çizgili fok (Histriophoca fasciata) Büyük Okyanus'un kuzeyinde ve Bering Denizi'nde yaşar. Erkeğinin uzunluğu 2 metreyi bile bulmayan bu fokun koyu kahverengi derisi, açık sarı renkte enli çizgilerle bezenmiştir. Kuzey Kutbu'ndaki Eskimolar, derisine çok değer verdikleri bu fokları avlamak için buz­daki küçük deliklerin başında bazen saatlerce beklerler. Hayvan soluk almak için başını delikten çıkardığında da mızraklayarak öldü­rürler. Kutuplarda çizgili fokun hem eti yenir, hem de derisinden kayak (Eskimo kayığı) ve giysi yapılır. Ayrıca derialtı yağlarını yemek ve lamba yağı, kas kirişlerini de iplik yerine kullanırlar.

Halkalı fokun (Pusa hispida ya da Phoca hispida) boz renkli gövdesi, soluk renkli halka desenleriyle bezelidir. Yaklaşık 1,5 metre uzunluğundaki bu hayvan daha çok deniz kabuklularıyla beslenir. Antarktika'daki yü­zen buz kütleleri arasında yaşayan yengeç yiyen fok (Lobodon carcinophagus) da, adı­nın çağrıştırdığı gibi yengeçleri değil, küçük deniz kabuklularını yeğler. Uzunluğu 2,5 metreyi bulan bu ince yapılı fokun en sevdiğiyiyecek, sivri dişlerinin arasından süzerek topladığı kril denen küçük kabuklulardır. Balonlu fok (Cystophora cristata) da Atlas Okyanusu'nun kuzeyinde ve Kuzey Buz De­nizi açıklarında yaşayan ilginç bir fok türüdür. Adını burnunun üstündeki balon gibi şişkin­likten alan bu hayvanın soyu aşırı avlanma nedeniyle tükenmek üzeredir. En çok balık yiyerek beslenen balonlu foklar, genellikle Grönland fokuyla (Pagophilus groenlandicus ya da Phoca groenlandicus) birlikte karma sürüler halinde dolaşırlar. Grönland foku da soyunun tükenmemesi için son yıllarda koru­ma altına alınmıştır. Çünkü bu hayvanların yeni doğmuş yavrularının yumuşacık beyaz postu kürk ticaretinde çok değerlidir. Bu yüzden, büyüdükçe değeri düşen bu kürk uğruna on binlerce yavru daha iki haftalık olmadan sopalarla öldürülmüştür.
Sakallı fok (Erignathus barbatus), çenesindeki çalı gibi sert tüylü sakalları ve dikdörtgen biçimindeki yüzgeçayaklarıyla tanınır. Çok iyi dalıcı olan bu hayvan, midye gibi dipte yaşayan kabuklu yumuşakçalarla beslenir. Derisi ve eti için Eskimolar'ın çok avladıkları türlerden biridir.
Kulaklı Foklar

Gerçek foklardan ayrı bir familya oluşturan 13 fok türü küçük kulakkepçeleriyle kolayca ayırt edilir. Bunlar karada çok hareketli hayvanlardır; gerçek foklarınkinden farklı olarak öne doğru bükülebilen arka üyeleriyle karada rahatça yürür, hatta kayalara bile hızla tırmanabilirler. Denizde asıl yüzgeç görevini ise yana doğru kaymış olan ön üyeleri üstlenir. Bu grubun en tanınmış üyele­ri, beş türü olan denizaslanlarıdır.California denizaslanı (Zalophus california
nus) gösteri yapmak üzere kolayca eğitilebildiği için, sirklerde ve hayvanat bahçelerinde insanların ilgiyle izledikleri foklar hep bu türdendir. Bu hayvanlar lastik gibi esnek gövdeleriyle geriye doğru bükülüp kıvrılarak karada ve denizde ilginç gösteriler yaparlar. California, Galâpagos Adaları ve Japonya'nın Büyük Okyanus kıyıları gibi doğal yaşama alanlarında temel besinleri mürekkepbalığı ve kalamardır. Ama insan eliyle bakıldıklarında balık yemeye de alışır ve kendilerine atılan balıkları havada yakalamayı öğrenirler. Cali­fornia denizaslanının erkeği 2,5 metre uzunlu­ğunda ve dişisinden çok daha iridir. Erkeğin ve dişinin asıl rengi soluk kahverengi olduğu halde, ıslandıkları zaman derileri parlak kara bir renk alır. Denizaslanlarının öbür türleri de Avustralya çevresindeki denizlerde, Büyük Okyanus'ta ve Bering Denizi'nde yaşar.
Kulaklı fokların avlanmasının asıl nedeni, kürklerinin altındaki iç örtü kıllarının çok değerli olmasıdır. Kestane rengindeki bu yu­muşak kürk yalnız denizaslanlarında bulun­maz. Kulaklı kuzey fokunun (Callorhinus ursinus) 3 metre uzunluğundaki erkekleri koyu kahverengi gövdeleri ve boz renkli yeleleriyle tanınır. Dişiler erkeklerin yarısı büyüklüğünde, daha açık renkli ve yelesizdir. Bering Denizi'ndeki bazı adalarda üreyen, ama yılın en az yarısını Büyük Okyanus sularında dolaşarak geçiren bu foklar kışın güneye göç ederek California açıklarına ka­dar inerler.

fok2wu4

Üreme bölgelerine mayıs başlarında önce erkekler gelir ve her biri kendisi için kumsal­da bir üreme alanı seçer. Ağustosta üreme dönemi bitip yeniden denize açılıncaya kadar hiçbir şey yemez, su içmez ve yerlerinden ayrılmazlar. Çünkü haziranda kıyıya çıkacak olan dişilerini ve üreme alanlarını korumak için öbür erkeklerle kıyasıya dövüşmeleri gerekir. Bu yüzden, dövüşmek dışında hiçbir şeye ayıracak zamanları yoktur.
Bir zamanlar Bering Denizi'nde ve Büyük Okyanus'un güneyindeki ıssız adalarda kulak­lı fokların oluşturduğu büyük koloniler vardı. Ama bu hayvanlar o kadar çok avlandı ve öldürüldü ki birkaç kez tümüyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldılar. Günümüz­de fok avcılığı çok sıkı biçimde denetlenmek­te ve türlerin üreme bölgelerinde rahatsız edilmeden yavrulayabilmesi için gerekli ön­lemler alınmaktadır.

MsxLabs & TemelBritannica
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....