Dünyanın hemen her yerinde eti için kümes hayvanı olarak beslenen evcil hindilerin ataları, Meksika'da ve ABD'nin güney kesimlerinde bugün hâlâ yabanıl yaşamını sürdürmektedir. Anayurdu Kuzey Amerika olan bu yabanıl hindileri (Meleagris gallopa-vo) ilk kez Meksika'daki Aztekler yakalayıp kümeste beslemeye başlamışlardı. İspanyol kâşif Hernân Cortes aracılığıyla 1524'te Avrupa'ya götürülen bu evcil hindilerin eti kısa sürede ziyafet sofralarının ve yılbaşı gecelerinin en değerli yemekleri arasına katıldı.
Evcil hindiler arasında beyaz tüylü olanları da vardır; ama metalsi yeşil parıltılı kara ve koyu kahverengi tüy rengi egemendir. Tüysüz olan başları ve boyunları, bu koyu renk tüylerin arasında kırmızı bir et parçası gibi dikkati çeker. Dişilerden çok daha iri olan erkek hindiler gagalarından sarkan ibikleri ve kabarık göğüs tüyleriyle kolayca ayırt edilir. Ürkütüldüğünde ya da kızdığında kuyruğunu kaldırarak yelpaze gibi açar, kanatlarını indirir, gırtlağını şişirir ve boğuk "glu glu" sesleri çıkararak büyük bir kurumla ortalıkta dolaşır.
Yabani hindiler genellikle ormanların sık yerlerinde yaşayan orman kuşlarıdır. Bazen bataklıkların çevresinde yerleşir ve genelliklesürüler halinde yaşarlar. Her erkeğin çok sayıda dişiden oluşan bir haremi vardır. Dişilerden her biri 10-14 kadar yumurta yumurtlar. Yumurtaları, hatta fırsat bulduklarında yavruları yiyen erkeklerden korumak için dişiler yuvalarını iyice gizlerler.
Hiç evcilleştirilmemiş olan benekli hindi (Agriocharis ocellata) Orta Amerika'da, özellikle Belize, Guatemala ve Yucatan Yarımadasındaki tropik ormanlarda yaşar. Evcil soyların atası olan yabani hindiden daha küçük yapılı olan bu tür adını kuyruk tüylerindeki beneklerden almıştır. Başı ve boynu da asıl hindininki gibi pembe ya da kırmızı değil morumsu mavidir.
MsxLabs & TemelBritannica