Arama

Kulak Hastalıkları - Tek Mesaj #1

BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
29 Ekim 2008       Mesaj #1
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Kulak Hastalıkları ve Sağırlık

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.


Kulağı etkileyen birçok hastalık vardır. Örne­ğin bakterilerden ileri gelen kulak iltihabı (otii)genellikle ortakulak boşluğunda sıvı toplanmasına yol açar. Bu sıvı kulak zarına basınç yaparak zarın serbestçe titreşmesini engeller. Çok şiddetli bir kulak ağrısı ve işitme güçlüğüyle ortaya çıkan kulak iltihapla­rı antibiyotiklerle tedavi edilebilir.

Meniere hastalığında kulaktaki denge orga­nı bilinmeyen nedenlerle şişer ve görevini yapamayacak duruma gelir. Baş dönmesi, kulak çınlaması ve bulantı nedeniyle kendini çok kötü hisseden hasta sürekli yatmak zo­rundadır. Hastalık giderek ağırlaşır ve geçici işitme yitimi zamanla kalıcı bir sağırlığa dönü­şür. İlaç tedavisinin tek yararı belirtileri hafifleterek hastayı rahatlatmasıdır. Sağırlıkterimi tıpta, hafif işitme yitiminden hiç ses duymama eşiğine (tam ya da mutlak sağırlık) kadar uzanan bütün işitme sorunları­nı tanımlamak için kullanılır. Geçici işitme yitimi, mikropların neden olduğu kulak iltihaplarından başlayarak pek çok kulak hastalığının ortak belirtisidir. Ayrı­ca dışkulak yolunun kulak kiriyle dolarak tıkanması da geçici işitme yitimine yol açar. Bunun nedeni ya kulak kiri salgısının gereğin­den fazla olması ya da dışarı atılamayan bu mumsu maddenin havayla sertleşerek bir tıkaca dönüşmesidir. Kirleri temizlemeye ça­lışırken kulak zarını örseleme tehlikesi oldu­ğundan, bu tıkacın yalnızca doktor tarafından ılık su püskürtülerek çıkarılması gerekir.

Kalıcı sağırlıklar doğuştan ya da sonradan olabilir. Doğuştan sağırlığın nedeni ya kalıtsal etkenler yada gebelik sırasında annenin geçirdiği bazı hasta­lıklardır. Ayrıca gebelikte kullanılan bazı ilaçlar da çocukta sağırlığa yol açabilir. Çocuklar duydukları sesleri taklit ederek ko­nuşmayı öğrendikleri için, doğuştan sağır olan­lar doğal olarak konuşmayı öğrenemezler.

Ses organlarında bozukluk olmadığı halde an­cak anlaşılmaz sesler çıkarabilirler. Bu nedenle doğuştan sağır olanlara "sağır dilsiz" denir. Sonradan ortaya çıkan işitme yitiminin başlıca nedenleri kazalar, mikroplu hastalık­lar ve sürekli olarak çok şiddetli bir gürültü ya da sesle karşı karşıya kalmaktır. Sağırlık aslında insan kulağının işitebileceği frekans aralığındaki bütün seslerin duyulmasını engel­lemez. Kulak bazı frekanstaki sesleri normal olarak duyarken başka frekanstaki seslere tümüyle sağırdır.

İleri derecede sağır olan çocuklara, çevrele­riyle iletişim kurma sorunlarına yardımcı ol­mak amacıyla özel eğitim uygulanır. Bu eğiti­min temeli "dudaktan okuma" yöntemidir. Çocuk, öğretmeninin dudak hareketlerini dikkatle izleyerek onun çıkardığı sesleri çıkar­maya çalışır. Pille işleyen güçlü işitme aygıtla­rı da işitme özürlülerin en büyük yardımcısıdır. İşitme güçlüğü daha hafif olan çocuklar, ayrıca desteklenmeleri koşuluyla normal okullarda eğitim görebilirler.

Doğuştan sağır çocukların çoğu, zihinsel özürlü olmadıkları halde, iletişim kurma ve öğrenme güçlüğü nedeniyle eğitimde başarılı olamayabilir. Kullanılan aygıtlara ve eğitim yöntemlerindeki büyük gelişmelere karşın ba­zı çocuklar konuşmayı ve dudaktan okumayı öğrenemez. Bazıları da parmaklarını kullana­rak özel bir işaret diliyle iletişim kurmaya ça­lışır. Genellikle bir başka işitme özürlü­den öğrenilen bu işaret dilinde alfabenin her harfi elin ve parmakların çeşitli hareketleriyle belirtilir. Ayrıca bazı sözcüklere ve cümlecik­lere karşılık düşen belirli hareketler vardır. Doğal olarak her ülkede kendi dilinin özellik­lerine uygun ayrı bir işaret dili benimsenmiş­tir. İşaret dili aracılığıyla sağırlarla hızlı "ko­nuşabilmek" için çok alıştırma yapmak gere­kir. Ayrıca işitme özürlülerin çoğu kısa ve basit mesajlarla yazılı iletişim kurabilir.

Yaşlılıktan ileri gelen işitme yitiminde de birçok insana yardımcı olan işitme aygıtları, 19. yüzyılda kullanılan basit kulak boruların­dan bugünün elektronik düzeneklerine ula­şıncaya kadar çok büyük bir gelişme göster­miştir. Bu aygıtlardan bazıları kulak arkasına sığacak kadar küçüktür ve tırnak büyüklüğün­deki pillerle çalışır. İşitme aygıtlarının özel bir türü de, dışkulak ve ortakulak sorunu olanlarda kullanılan kemik iletisi aygıtlarıdır. Bu aygıtlar ses titreşimlerini kulağın tam arkasındaki kemik çıkıntısına iletir. Bu kemik aracılığıyla içkulağa geçen titreşimler buradaki sıvı ve sinir uçlarınca alınarak beyne gönderilir.
Doğuştan sağır dilsiz olmanın getirdiği güç­lükleri yenerek verimli bir yaşam süren pek çok insan vardır. ABD'li Helen Kellerin öyküsü bu çabanın en anlamlı örneklerinden biridir.

Ayrıca Bknz


Protez Kulak (Yeniden Kulak Oluşturma)

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 15 Haziran 2010 14:37