Hinduizm
MsXLabs.org & Temel Britannica
İndus vadisinde doğan Hindu dinine inananların büyük çoğunluğu Hindistan'da yaşar. Bunlara Hindu denir. Ayrıca, dünyanın birçok yerinde Hindu toplulukları vardır. Kuzey Amerika ve Avrupa'da yaşayan Hindular'ın sayısı 750 binin üstündedir. Dünyadaki toplam Hindu sayısı ise 475 milyondan fazladır. Değişik inançların bir karışımı olan Hindu dini, çok eski bir dindir. Hindistan'da son 3.000 yıldan beri yaşamış olan çeşitli halkların inançlarının, gelenek ve görefıeklerinin birbirini etki-lemesiyle gelişmiştir.; Hindu dini toplumsal, ekonomik, edebi ve sanatsal yönleriyle çok çeşitli öğeleri içeren, karmaşık ama sürekliliği olan bir dindir. Hindu dinine bağlı olup da, birbirinden değişik inanç ve düşüncede olan insanlar vardır. Bu dinin bunca değişik düşünceyi barındırdığını bilmeyen bir kişi, altı Hindu'nun neredeyse altı değişik dinden olduğunu sanabilir.
Hindular'ın en eskj kutsal metinlerine Veda denir. Vedalar, İÖ 1500 dolaylarında kuzeybatıdan gelerek Hindistan'a yerleşen Ariler'in dinsel inançlarını açıklayan, Sanskritçe yazılmış ilahiler ve şiirlerdir. Ariler, çoğunluğu şimşek, ateş, su gitji doğa güçlerini temsil eden çok sayıda tanriya inanırlardı. Zamanla topraklarını ele geçirdikleri halkların dinsel inançlarından etkilenmeye ve onların tanrılarından bazılarına tapmaya başladılar. Böylece Hıristiyanlık ya da Müslümanlık gibi belirli bir kurucusu olmayan, çeşitli ırktan ve kültürden insanların dinsel inanç ve uygulamalarını içinde eriten bir din gelişti.
İnanç ve Uygulamalar
Hindu dininde birçok tanrıya tapılır. Bütün bu tanrıların en üstünde ilahi bir ruh ya da tanrı olan Brahman ("Mutlak") vardır. Her şeyde ve her yerde bulunan Brahman, kendini çok değişik biçimlerde gösterir. İnsanın benliğinin Brahman'jla birleşebilmesinin üç yolu vardır: Yaptığı işleri ona adamak; tapınma ve sevgi; yalnız yaşamak, günlerini tapınma ve yüce düşüncelerle geçirmek. Sonuncu yolu seçenler genellikle rahiplerdir. Rahipler kendilerini bu dünyayla ilgili konulan düşünmeyecek biçimde eğitmeye çalışırlar. Bu çok zor bir iştir ve birçok Hindu bu konuda yoga denilen yardımcı bir yönteme başvurur . Hindu inanışına göre, bir insanın ruhu Brahman'ınkiyle birleşinceye kadar durmadan yeniden doğar. Bu yaşamların her birinde, bir önceki yaşamda yapılan işlere göre kişi ya cezalandırılır ya da ödüllendirilir.
Sıradan insanlar rahiplerin seçtiği çetin yolu izleyemeyeceklerinden onlar için daha kolay tapınma yolları vardır. Brahman belirli yönlerini ikincil tanrılar aracılığıyla gösterir, sıradan insanların tapındıkları da işte bu tanrılardır. Bunlar arasında en önemlileri Vişnu ve Şiva ile onların eşleridir.
Yaşamın koruyucu tanrısı olduğuna inanılan Vişnu, zaman zaman kötülere karşı savaşmak ve insanlığı korumak için yeniden doğarak yeryüzüne gelir. Bazen yüce ve iyi kral Rama, kimi zaman da kutsal sığır çobanı Krişna olarak doğar. Bunların öyküleri, özel törenlerde söylenen ve herkesçe bilinen Hindu şiirlerinde dile getirilir. Şiva, "Yok edici Şiva" olarak da bilinir ve doğanın bütün büyük güçlerini temsil eder. Bu adına karşın, yalnızca yaşamı yok eden güçlerin değil, onu var eden güçlerin de temsilcisidir. Şiva'nın, sonsuz ve tükenmek bilmeyen eylemlerini betimlemek için dans eden dört kollu bir figür olarak gösterilir.
Şiva'nın doğasında karanlık ve korkunç bir yan da vardır; bu yanı heykellerinde çoğunlukla kafataslarından yapılmış bir çelenkle belirtilir. Karısı Parvati biçimden biçime girme gücüne sahiptir ve çok değişik biçimlere bürünebilir. Bunlardan bazılarında yıkıcı gücü ön plana çıkar. Şiva ve Parvati'ye tapanlar, bu tanrılar için tapınaklarda hayvanları kurban ederler.
Bunların dışında tapınılan daha birçok tanrı ya da tanrıça arasında bilgi tanrısı Sarasvati ile kız kardeşi zenginlik tanrıçası Lakşmi de vardır. Engelleri ortadan kaldıran tanrı olarak Ganeşa'ya tapılır; fil başlı ve çok şişman olan Ganeşa heykellerine Hindistan'ın her yerinde rastlanabilir.
Hindistan'da, zengin oymalarla bezenmiş çok büyük Hindu tapınakları vardır. Ayrıca yol kenarlarında, insanların tanrılara çiçek ve yiyecek sundukları küçük sunaklara rastlanır. Hindular tek başlarına ya da aileleriyle birlikte tapınır. Birçok evde ailenin tapınması için ayrılmış bir köşe ya da oda bulunur.
Hindular belirli ırmakların kutsal olduğuna ve insanı günahlarından arındırdığına inanırlar. Bu kutsal ırmakların en önemlisi Kuzey Hindistan'daki Ganj Irmağı'dır. Kıyısında kurulu kutsal Varanasi kentine hacı olmak için gelen birçok insan bu ırmakta yıkanır . İnançlı Hindular, Ganj Irmağı kıyılarında ölmeyi, cesetlerinin burada yakılmasını ve küllerinin ırmak sularına savrulmasını dilerler.Bütün canlıların ruhları olduğuna inanan Hindular'ın birçoğu yalnızca bitkisel besinlerle beslenir. Bütün hayvanlar arasında en kutsal sayılanı inektir. Kutsal sayılan öbür önemli hayvanlar arasında eşek, yılan, fil,boğa, at, manda, köpek ve fare sayılabilir. Bu hayvanların ya hayvan bedenine girmiş birer tanrı ya da değişik tanrıların habercileri olduğuna inanılır. Bazı kuş türleri de kutsal sayılır.
Hindu Şenlikleri
Hindu dininde canlı ve renkli şenliklere yer verilir. Baharın gelişi oldukça hareketli bir şenlik olan Holi ilkbahar şenlikleriyle kutlanır. Bir gün için, alışılmış bütün toplumsal kısıtlamalar unutulur. Herkes şarkılar söyleyerek dans eder, birbirine renkli sular ve tozlar atarak eğlenir. Işıklar şenliği Divalı, sonbaharda yapılır. Bu şenlikte Hindu yeni yılı kutlanır. Zenginlik tanrıçası Lakşmi'yi karşılamak için her evde ve tapınakta kandiller yakılır; bu kandiller ırmaklar ve çaylar boyunca yüzdürülür. Havai fişekler atılarak kötü ruhlar korkutulur.
Kast Sistemi
Hindu dinine inananların toplumsal örgütlenmesinde bu dinin önemli bir etkisi olmuştur. Her Hindu bir kast içine doğar. Kast, toplumda özel bir konumu olan ve bu konumu nedeniyle öteki gruplardan ayrılan bir insan topluluğudur. Çocuklar anne ve babalarının kastına bağlıdır ve inanmış bir Hindu, yaşamını kastının kurallarına kesin bir bağlılıkla sürdürür. Var olan çeşitli dinsel toplulukların yanında, toplumun bir de birçok kasta ve alt kasta bölünmesi, Hindistan'ın tarihi boyunca siyasal birlik sağlayabilmesini güçleştirmiştir.