Adolf Hitler
(1889-1945)
1933'ten ölümüne kadar 12 yıl Almanya'yı diktatörlükle yöneten Adolf Hitler, tüm Avrupa'yı egemenliği altına almak amacıyla II. Dünya Savaşı'nı başlatmıştır.
Inn Irmağı'nın Avusturya kıyısında Braunau adlı küçük bir kasabada doğdu. Bir gümrük memurunun oğlu olan Hitler, ressam olmak istiyordu. Anne ve babasının ölümünden sonra, sanat eğitimi görmek için Viyana'ya gittiyse de, Güzel Sanatlar Akademisi' nin giriş sınavını kazanamadı. Sık sık iş değiştirdi; posta kartları için resim yaparak geçimini sağlamaya çalıştı. 1913'te taşındığı Münih'te de yoksul, aylak ve amaçsız bir yaşam sürdü. 1914'te I. Dünya Savaşı çıkınca gönüllü olarak Alman ordusuna katıldı ve onbaşı rütbesiyle haberci oldu. Almanya'nın 1918'deki yenilgisine öfkelenen Hitler bütün suçu, sosyal adalet ve demokrasiden yana olan Sosyal Demokrat Parti ile sendikalara ve aşağı bir ırk olarak gördüğü Yahudiler'e yükledi.
1919'da Münih'e döndü. Kendisi gibi durumdan hoşnut olmayanların kurduğu bir partiye üye oldu. 1920'de bu parti Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi adını aldı. Bir yıl sonra da Nazi Partisi olarak bilinen bu partinin başkanı oldu.
1923'te yönetimi ele geçirmek amacıyla Münih Ayaklanması olarak adlandırılan bir darbe girişiminde bulunduysa da, polis ayaklanmayı bastırdı ve Hitler tutuklandı. Beş yıl hapis cezası verilmesine karşın, cezaevinde dokuz ay kalan Hitler burada kendi yaşamöy-küsünü kapsayan ve demokrasi yanlıları ile Yahudiler'e karşı nefretini dile getirdiği Kavgam (Mein Kampf; 1925-27) adlı kitabını yazmaya başladı.
Serbest bırakıldıktan sonra partisini yeniden örgütleyen Hitler, kitlelere iktidara geldiklerinde iş, ekmek, güçlü ve büyük bir Almanya vaat ediyordu. 1920'lerde büyük sanayicilerden yalnızca Thyssen tarafından desteklenen Nazi Partisi, 1929-30 Dünya Bunalımı'nı izleyen yıllarda öbür büyük sanayicilerce de desteklendi. Onlar da güçlü ve otoriter bir hükümetin sorunlarını çözeceğine inanıyorlardı.
Naziler güçlü olduklarına kitleleri inandırabilmek için bir yandan görkemli törenler düzenlerken, bir yandan da Fırtına Bölüğü (Sturmabteilung-SA) olarak adlandırılan silahlı parti çeteleriyle kendilerinden olmayan herkese saldırıyorlardı. Hitler parti üyelerine askeri üniformalar giydirerek ve kendi emirlerinin soru sorulmadan yerine getirildiği bir ortam yaratarak Nazi Partisi'ni özel ordusu durumuna getirdi.
Ocak 1933'te Cumhurbaşkanı Hindenburg tarafından başbakanlığa getirilen Hitler, Nazi Partisi dışındaki tüm partilerin etkinliklerini yasakladı. Alman parlamentosunu etkisizleştirdi. Almanlar'ın "üstün ırk" olduğunu, aralarında Yahudiler'in yaşamasına izin verilmeyeceğini açıklayarak Yahudiler'e acımasız bir baskı uyguladı ve sonunda bir Yahudi soykırımını gerçekleştirdi. Bazı Yahudiler Almanya'dan kaçmayı başardılarsa da milyonlarcası toplama kamplarına sürüldü. Hitler'in düşüncelerine ve uygulamalarına karşı çıkan herkesin başına aynı şey geliyordu. Toplama kampları büyük barakalarla dolu, dikenli tellerle çevrili, gözetleme kulelerinin bulunduğu yerlerdi. İnsanlar buralarda korkunç koşullarda tutuluyordu. Birçoğu açlık ve işkenceden ölüyor ya da öldürülüyordu. Hitler baskıcı ve ırkçı uygulamalarında Gestapo (Devlet Gizli Polisi) adlı örgüt ile çok geniş yetkileri olan ve acımasızlıklarıyla ün salan "kahverengi gömlekli" (SA) çetelerinden çok yararlandı. 1934'te Cumhurbaşkanı Hindenburg'un ölümünden sonra führer (önder) sanıyla devlet başkanlığını da üstlenen Hitler, "üstün ırk" ilan ettiği Almanlar'ın, aşağı ırk olarak gördüğü öbür ülkelerin halklarını egemenliği altına alması amacıyla ülkenin kaynaklarının büyük bir bölümünü silahlanmaya ayırdı.
1936'da Alman birlikleri Ren bölgesine doğru harekete geçti. 1938'de Avusturya'yı, 1939'da da Çekoslovakya'yı işgal etti. Eylül 1939'da Hitler'in Polonya'ya girmesiyle II. Dünya Savaşı başlamış oldu (bak. ikinci dünya savaşı). 1939'da Almanya ile SSCB arasında imzalanan saldırmazlık paktına karşın, Haziran 1941'de Alman orduları birdenbire bu ülkeye saldırdı; 1943'te Almanlar Stalingrad'da büyük bir yenilgiye uğradıktan sonra savaş Almanya'nın aleyhine bir gelişme göstermeye başladı. Hitler II. Dünya Savaşı'nın başlamasından beri önemli kararları ve stratejileri kendisi belirliyordu. Zafer kazandığı sürece kaç askerin öldüğü Hitler için önemli değildi. Zaferin olanaksız göründüğü anlarda bile tüm Almanya'nın yok olmasını, teslim olmaya yeğ tutuyordu. Bunu anlayan bir grup subay Temmuz 1944'te onu öldürmek istediyse de planları başarıya ulaşamadı. Ocak 1945'ten başlayarak Hitler tüm zamanını kendi özel sığınağında geçirdi. Müttefikler Mayıs 1945'te sığınağı ele geçirdiğinde Hitler orada bulunamadı. Yakalanıp suçlarından dolayı yargılanmaktansa intihar etmeyi yeğlemişti. İntiharından kısa bir süre sonra da yandaşları cesedini yakmışlardı.
Hitler'in yol açtığı II. Dünya Savaşı'nda en büyük kaybı SSCB verdi. Bu ülke yaklaşık 20 milyon insanını yitirdi. Bunun yanı sıra, Hitler Almanya'yı yönettiği dönemde Almanya'da ve Almanya'nın işgal ettiği ülkelerde 5 milyon Yahudi'yle birçok suçsuz insan da yaşamını yitirdi.
MsxLabs & TemelBritannica