Hoca Ali Riza
(1864-1935),
Türk resim sanatında 1910'larda ortaya çıkan yeni anlayışın, ressam Halil Paşa ile birlikte öncüsü sayılır.
Bazı kaynaklarda doğum tarihi 1858 olarak gösterilen Hoca Ali Rıza, İstanbul'da Üsküdar semtinde doğup büyüdüğü için "Üsküdarlı", öğretmen olduğu için de "hoca"lakabıyla anılır. Zaman zaman bu iki lakap da birlikte kullanılarak kendisine "Üsküdarlı Hoca Ali Rıza" da denir.
Bir süvari binbaşısı olan ve hat (güzel yazı) sanatına meraklı babası resim konusunda küçük Ali Rıza'yı etkiledi. Ortaokul ve lise öğrenimini askeri okullarda yapan Hoca Ali Rıza burada sanatını geliştirme olanağını buldu. Askeri lisede resim derslerine kendileri de ressam olan Osman Nuri Paşa ve Süleyman Seyyid Bey geliyordu. Resme meraklı arkadaşlarıyla birlikte okulda bir resimhane (resim atölyesi) açılmasını sağladı. 1885'te Harbiye'yi bitirince bu okulda resim öğretmeni olarak çalışmaya başladı ve 30 yıl bu kuruluşta çalıştıktan sonra emekli oldu. Bir süre Çamlıca Kız Lisesi'nde de öğretmenlik yapan Hoca Ali Rıza, 1908'de kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nin başkanlığını da yaptı. Ölümünden üç yıl sonra çocukları tarafından yapıtları toplu olarak sergilendi.
Hoca Ali Rıza, resim öğrenimi için İtalya'ya gideceği sırada bu ülkede bulaşıcı bir hastalık baş göstermişti. Bu nedenle karantina uygulanınca İtalya'ya gidemedi. Daha sonra da yurtdışına çıkmadı. Avrupa'da öğrenim görmediği, Avrupa müzelerini ve resim sergilerini gezemediği için Avrupa resminin etkisi altında hiç kalmadı. Tümüyle kendi yeteneğini kullanarak ve çağdaş anlamda çok yeni olan Türk resim sanatından yararlanarak resim yaptı. Daha çok ölü doğa (natürmort) ve manzara resimleriyle tanındı. Resimlerinde insan figürüne pek rastlanmamasının nedeni o dönemde modelle çalışma yapılmamasıdır. Başta Üsküdar olmak üzere İstanbul'un çeşitli semtleri, Boğaziçi ve ev içleri Hoca Ali Rıza'nın ilgisini çekmiştir. Bir yere bakmadan "zihinden" yaptığı resimleri de vardır.
Hoca Ali Rıza tüm yaşamını resme adamış bir ressamdı; bütün zamanını resimle uğraşarak geçirirdi. Her zaman yanında karakalem ve resim defteri taşırdı. Hoşuna giden bir görünümü hemen defterine çizerdi. Kimi zaman da, uygun ortam bulursa, yanında taşıdığı küçük suluboya takımını çıkartır, çizdiği resmi hemen renklendirirdi. Bu tür sayısız çalışması dışında yağlıboya ve guvaş çalışmaları da vardır ve bu çalışmalar onun açık hava ressamı özelliğini çok iyi yansıtır. Yetiştirdiği öğrenciler arasında ünlü ressamlar bulunan Hoca Ali Rıza'nın resim anlayışını bu ressamlar sürdürmüş ve bir "Ali Rıza Okulu" oluşturmuşlardır.
MsxLabs & TemelBritannica