Arama

Hukuk Nedir? - Tek Mesaj #2

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
21 Kasım 2007       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
İnsanların barış ve düzen içinde bir arada yaşamalarını sağlayan yasaları kapsar. İnsanların yaşadığı her yerde, çıkabilecek anlaşmazlıkları çözmek için hukuk kuralları gereklidir. Bunlar yürütme gücü, idare, polis ve mahkemeler eliyle uygulanır.
Hukukun amacı bireyler arasındaki, birey ile toplum ve devlet arasındaki ilişkileri ta­nımlamak ve düzenlemektir. Ayrıca her bire­ye, başkalarının haklarına saygı çerçevesi içinde, olabildiğince özgür davranabilme ola­nağı sağlamaya çalışır. Hukuk kuralları gele­nek ve göreneklerden doğup gelişmiştir. İlk bilinen hukuk kuralları sistemi İÖ 1700'lerde Babil Kralı Hammurabi tarafından düzenlen­miştir. Bu sistem kişisel hakları, mülkiyet haklarını, sözleşmeleri düzenleyen bir yasalar derlemesinden oluşuyordu.

Gelenek ve görenekleri yasa haline getiren etken, devleti ve yönetimi ellerinde bulundu­ranların gücü olmuştur. Daha sonra ise hu­kuk, mahkeme kararları ve hukukçuların kendi bilgilerini aktardıkları kitaplar aracılı­ğıyla oluşup gelişti. Romalılar en önemli yasa koyuculardı; örneğin İmparator Jüstinyen (İS 527-565) Yasa Derlemesi 1.000 yıllık hukuk­sal uğraşın ve verilerin önemli bir özeti olmuştur.

Ortaçağın başlarında Hıristiyan ülkelerde insanların davranışlarını, büyük ölçüde kilise hukuku olarak adlandırılan kurallar yönlendi­riyordu. 12. yüzyılda Roma hukuku öncelikle İtalya'da incelenmeye başlandı ve sonra da aşamalı olarak bütün Avrupa'ya yayıldı. Böy­lelikle Roma hukuku temeli üzerine kurulan ve "medeni hukuk" denen kurallar topluluğu, kilise hukuku karşısındaki yerini aldı. Gene aynı dönemde İngiltere'de mahkeme kararla­rından kaynaklanan bir "örf ve âdet hukuku" ya da "görenek hukuku" doğdu.

Fransa'da medeni hukuk alanı 1804'te Na-polyon'un buyruğuyla kapsayıcı tek bir yasay­la düzenlendi. Fransız Medeni Kanunu ya da Napolyon Kanunu, İngiltere dışında, Avrupa kıtası ile Orta ve Güney Amerika'da örnek alınarak benimsendi. Böylelikle Roma huku­ku kökenli medeni hukuk sistemi İskandinav ülkeleri ve SSCB dışında kıta Avrupa'sında temel hukuk sistemi olarak kabul edildi.

Özel Hukuk ve Ceza Hukuku


Mahkemelere genellikle, biri özel hukuk, öbürü ceza hukuku alanında olmak üzere başlıca iki tür hukuk sorunu gelir. Özel hukuk, medeni hukuk, ticaret hukuku, borç­lar hukuku, icra-iflas hukuku gibi dallara ayrılır. Özel hukuk davalarında amaç, kişile­rin mülkiyet ve öteki haklarını korumak, haksız yere uğranılan zararları gidermektir. Örneğin, bir kişi hatalı olarak başka bir kişinin arabasında hasara yol açarsa, zarar gören kişi aracının onarım giderlerinin karşı­lanmasını özel hukuk davası açarak sağlaya­bilir. Özel hukuk olayları, şikâyetçinin başvu­rusu üzerine mahkemelere gelir.

Ceza hukuku davalarında ise amaç, suç işleyen kişiyi cezalandırmak ve böylece baş­kalarının suç işlemesini de önlemektir. Mah­kemeler bu durumda hapis ya da para cezası uygular. Bazı durumlarda kişisel başvuru gerekli olmakla beraber ceza hukuku olayları devlet görevlileri ve savcılar tarafından mah­keme önüne getirilir. Ama kamu görevlileri bu başvuruyu kendi adlarına değil, bütün toplum yani kamu adına yaparlar. Örneğin, sarhoş bir sürücü aracıyla bir kişiyi yaralarsa, zarar gören kişi şikayetçi olarak özel hukuk davası yoluyla hastane masraflarının, işgücü kaybının ve eğer varsa başka zararlarının karşılanmasını ve çalışamadığı günler için tazminat ödenmesini isteyebilir. Kamu adına hareket eden savcı ise aynı sürücü hakkında cezai kovuşturma açtırabilir, mahkeme de bu kişinin hapis, para cezası ya da her iki cezayla birden cezalandırılmasına karar verebilir.

Öteki Hukuk Dalları


Anayasa hukuku, devletin kuruluşunu, or­ganlarını, bunlar arasındaki ilişkileri, devlet ve birey arasındaki karşılıklı hak ve ödevleri inceleyen ve düzenleyen hukuk dalıdır.
İdare hukuku, idarenin işleyişinden, yöne­ticiler ile yönetilenlerin ilişkilerinden kaynak­lanan sorunları ele alır. Bu alanda idare mahkemeleri ve Danıştay görev yapar.

Uluslararası hukuk, devletler arasındaki ya da bunlarla uluslararası örgütler arasındaki ilişkileri düzenleyen geleneksel ve yazılı ku­rallar ile antlaşmalardan oluşur. Zorlayıcı yaptırım gücünün zayıflığı nedeniyle öbür hukuk dallarından farklıdır. Ne var ki, Birleş­miş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Toplulukları gibi uluslararası kuruluş ve ör­gütlerin, yaptırım boşluklarını doldurmaya başladığı da görülmektedir.

Türk Hukuk Tarihi


Türk hukuk tarihinde başlıca dört dönemeç vardır: İslamiyet'ten öncesi, İslamiyet'ten sonrası, Tanzimat ve Cumhuriyet dönemleri.
İslamiyet'ten önceki dönemde Hunlar, Göktürkler ve Uygurlar'da kamu hukuku ile özel hukuk ayrımları vardı. Orhun Anıtları ve Kutadgu Bilig gibi kaynaklardan günümüze kadar bu konuda bazı bilgiler ulaşmıştır.
İslam hukukunun adı fıkıh Fıkıh, dine, devlete ve özel yaşayışa ilişkin kuralları kap­sar Tanzimat'a kadar olan dönemde Osmanlı hukuk kuralları bugünkü kurallara benzemi­yordu. Örneğin, padişahın ve onun vekilleri­nin çeşitli kamusal konulardaki buyrukları hukuk kuralı sayılırdı. Padişah tüm siyasal ve hukuki güçleri elinde toplamıştı. Yasama (kanunnameler, fermanlar) ve yürütme yetki­leri ona aitti. Genel İslam ilkelerine aykırı olmamak koşuluyla hukuk yaratma yetkisine sahip olan padişahlar kamu hukuku kuralları koyabilirlerdi.

Tanzimat dönemi, bugünkü hukuk sistemi­nin temellerini atması bakımından önemlidir. Tanzimat Fermanı ve onu tamamlayan Islahat Fermanı'nın ardından batı hukuku ülkeye girerken, İslam hukukunda da önemli düzen­lemeler yapıldı. Bunların ilki 1840 Ceza Ka-nunu'dur. 1868-76 arasında yapılan çalışma­lardan sonra İslam dünyasındaki ilk medeni kanun ve borçlar kanunu olan "Mecelle" hazırlanmıştır. Öbür hukuk alanlarında da birçok çalışmalar olmuş, 1876'da Kanun-ı Esasi adıyla ilk anayasa yürürlüğe girmiştir. Çağdaş hukuk devleti anlayışını benimsemenin ilk adımlan bu dönemde atılmıştır. II. Meşruti­yet (1908-18) de yeni ve laik kökenli yasaların çoğaldığı bir dönem olmuştur.

Cumhuriyet dönemi Türk hukukunun baş­lıca iki özelliği vardır. Birincisi, dinsel kay­naklı hukukun kaldırılarak laik hukuka ve yasalara geçilmesidir. Bu değişme, din devle­tinden laik devlete geçişin de bir parçasıdır. İkincisi, yeni yasaların pek çoğunun batı ülkelerinden alınması ve Türkçe'ye aktarıl­masıdır. Böylece laik ve batı kökenli hukuk ve yasalar Türkiye Cumhuriyeti hukuk siste­minin temelini oluşturmuştur.
  • SÖZLEŞME
  • SUÇ
  • ŞİRKET
  • TAZMİNAT
  • TELİF HAKKI
  • VASİYET YARGIÇ

MsxLabs & TemelBritannica
Son düzenleyen Safi; 19 Mart 2017 00:01
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....