Arama

Hayvan Nedir? - Tek Mesaj #3

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Kasım 2008       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

HAYVAN

Ad:  hayvan2.jpg
Gösterim: 2550
Boyut:  56.9 KB

a. (ar. hayvan).
1. Bitkilerin tersine, örgütlenmiş, genellikle hareket edebilen ve ne klorofili ne de selülozlu hücre zarı bulunan canlı varlık. (Bk. ansikl böl.)
2. insana karşıt olarak eklemli bir dili olmayan ve hareket edebilen canlı varlık: Yabani, evcil hayvan. Kara, deniz hayvan
ları. Yararlı, zararlı hayvanlar. Kasaplık hayvan. Bir hayvanı ehlileştirmek.
3. Değişik bağlamlarda evcil hayvan: Büyük hayvanı yorar. Hayvanlara yem vermek. Hay-, vanı biraz dolaştır. Apartmanda hayvan beslemek yasaktır.
4. Esk. Hayat: Ab-ı hayvan (hayat suyu).
5. Hayvan, hayvanlar, kaba bir azarlama, aşağılama sözü: Hayvanlar, ben size gitmeyin demedim mi! || Hayvan gibi, kaba, duygusuz, incelikten yoksun; iri yarı kimse için kullanılır (kaba.). || Hayvan parkı, hayvanların içinde özgürce dolaştıkları halka açık park. || Hayvan ressamı, heykelcisi, plastik sanatlarda hayvan betimlemelerini konu alan sanatçı. (Bk. ansikl. böl. Güz. sant.)

—Zool. Hayvan coğrafyası. Hayvanların Yeryüzündeki dağılımını inceleyen bilim dalı.

—ANSİKL. Canlı doğanın iki büyük "evren"inden birini, 1 milyondan fazla türü olan hayvanlar, öbürünü bitkiler oluşturur; günümüzde birhücreli türleri ya da pro- tistleri kapsayan üçüncü bir canlılar evreni tanımlama eğilimi vardır. Aşağıda belirtilen özellikler protistlerle ilgili değildir; ne var ki Protozoa'ların (örneğin terliksihayvan) bazılarında bu özelliklerin ilkel biçimlerine rastlanır ve bu durumdaki türler “hayvanlığa yatkınlıkları" olan canlılar sayılır.

Hücrebilim.
Hayvan hücresi, birçok olumsuz (sitoplazmayı çevreleyen selüloz çeper, plastlar [klorofil, nişasta ya da bo- yarmadde taneleri] hayvan hücresinde bulunmaz; vaküom daha küçüktür) ve çok daha az önemli olumlu (santrozom ve genellikle kolayca görülebilen bir Golgi aygıtı) özellikleriyle en çok farklılaşmış hücre olan canlı bitki hücresinden ayrılır.

Dokubilim.
Hayvansal dokular, ya bağlantısız ama doğrudan yan yana dizilmiş bir ya da birçok hücre tabakası (epitelyum dokular) halindedir, ya da içinde hücrelerin birbirinden hareketsiz bir dokularara- sı sıvıyla (bağdokuları) ayrıldığı bir kütle oluşturur; ama her iki durumda da bedenin içindeki hücreler dolu ve canlıdır; oysa bitkilerde bunların yerini havayla dolu boşluklar (mantar) ya da bitki özsuyu (odun damarları) alabilir.

Morfoloji.
Hayvanların çok büyük bir bölümünde, gövdenin normal duruşunda, önden arkaya doğru uzanan ve bedeni dışardan bakıldığında birbirinin aynı iki bölüme (sağ ve sol) ayıran iki yanlı bir bakışım vardır. Ama bu bakışımın iç yapıda bulunması zorunlu değildir (sözgelimi beden içinde, solda mide, sağda karaciğer, vb. vardır); hatta bazen dış görünümde bile bulanmayabilir (istiridye, karındanbacaklılar, pavurya, vb.). Buna karşılık, halkalısolucanlarda ve kırkayaklarda en iyi örnekleri görülen iki yanlı bakışıma insanlarda da rastlanır: omurların dizilişi; kol ile bacaklar arasındaki benzerlikler; organların çizgisel yinelenmesi. Bitkilerde çok yaygın olan bir yinelenme ekseni çevresindeki ışınsal bakışım, hayvanlarda yalnızca derisi dikenlilerde (5 kol) ve selenterelerde (4, 6 ya da 8 kol) vardır.

Anatomi ve fizyoloji
ilkel canlılarda belirsiz, olağandışı bir yaşam biçimi seçmiş canlılardaysa (asalaklık) yavaş yavaş gerileyerek kaybolan ve yalnızca hayvanlarda görülen bazı özellikler vardır. Tüm hayvanlarda değilse bile çoğunluğunda bulunan bu özellikler aşağıda sıralanmaktadır:
1. Avları yakalama hareketleri, bir süngerin ya da midyenin kirpiksi hücrelerinin titreşmesinden, bir arının çiçek özü toplamasına ya da aslanın antilop üzerine atlamasına kadar tüm hareketleri kapsar. Bitkiler evreninde bu türden hareketlere yalnız bazı ender böcekçil bitkilerde (sinekyakalayan) rastlanır
2. Bir “ilişki aygıtı"nın varlığı (sinir sistemi, duyu organları, kaslar) avı yakalamak, avcıdan kaçmak, ya da buna benzer durumlarda hayvanı uyarır ve hemen harekete geçmesini, çıkarlarr doğrultusunda davranmasını sağlar.
3. Bir giriş deliğiyle donanan, öğütme, emme ya da yalama (ağız) organlarına bağlı olan, kullanılması olanaksız besinlerin atılması için bir de çıkış deliği ve besin lokmasının tek yönde ilerlemesini sağlayan bir düzenek kapsayan bir sindirim borusu'nun bulunması.
4. Dolaşım, sindirim ve solunum yüzeylerinden uzakta yer alan hücrelere sindirilmiş besinleri ve oksijeni taşımak için kalp yardımıyla ya da kalp yardımı olmadan boşluklarda ya da damarlarda dolaşan kan ya da su aracılığıyla gerçekleşir;
5. Farklılaşmış bir solunum aygıtı (solungaçlar, trakeler ve akciğerler) üstün yapılı iri türlerde bulunur.
6. Boşaltım aygıtı, hücrelerdeki yanmaya bağlı zehirli ya da gereksiz ürünlerin önce hücreden sonra tüm bedenden atılmasim sağlar; böylece bitkilerdeki parankima hücreleri gibi yaşlanmaya ve çabuk ölmeye eğilimli hücreler korunur.
7. Dokuların karşılıklı bağımlılığı: yaşamsal bir organın bozulması ya da çalışmaz duruma gelmesiyle tüm organizma he-
men ölür; oysa bitkilerdeki (örneğin ağaç) ölü dokular canlı organlara destek görevi yapar.
8. Üreme, eşeyli ya da eşeysiz, genellikle ayrı eşeyli olarak ve yumurtlamayla olur, hiçbir zaman haploit spor ve protal içermez ve tümüyle diplobiyonttur.

Yukarıda sayılan bu tipik özellikleri taşımayan kural dışı üyeler arasında süngerler (çok ağızlı), karıncaaslanının larvası (dı- şarda önsindirim, ağız bulunmaması), bazı denizyıldızları (dışarda önsindirim, işlevsel bir anüs bulunmaması), tenya (iç sindirim aygıtı yoktur, konağının sindirdiği besinleri doğrudan soğurur, yaşam biçimi mantarınkine benzetilebilir), vb. sayılabilir. Ne var ki bu canlılar hayvanlara özgü çok sayıda özellik taşıdıklarından sınıflandırmadaki yerleri kuşkulu değildir.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 30 Mayıs 2016 03:56