Arama

Charles Darwin - Tek Mesaj #6

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Kasım 2008       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Charles DARWIN (1809-1882)
MsXLabs.org & Temel Britannica

Canlıların bugünkü biçimlerine gelinceye kadar bir dizi değişiklik geçirdiğini saptayarak evrim kura­mını en açık biçimde ilk kez ortaya koyan, İngiliz doğa bilgini Charles Robert Darwin olmuştur (bak. Evrim).
İngiltere'deki Shrewsbury'de doğan Dar­win şair, doktor ve bilim adamı Erasmus Darwin'in torunuydu. Babası da oğlunun doktor ya da din adamı olmasını istiyordu. Ama derslerden çok doğayla ve sporla ilgilen­diği için başarısız bir öğrenci olan genç Darwin önce tıp, sonra din öğrenimini yarım bırakarak babasını düş kırıklığına uğrattı.
Cambridge'de din öğrenimi gördüğü yıllar­da botanik profesörü John Stevens Henslow ile yakın bir dostluk kuran Darwin artık yalnız doğa tarihiyle ilgileniyordu. Henslow'un desteğiyle, beş yıllık bir bilimsel araş­tırma gezisine çıkan Beagle adlı gemide doğa bilimci olarak görev aldı. Dünyanın hemen her yanındaki, özellikle Galâpagos Adaların­daki binlerce hayvan ve bitki türünü inceleme fırsatı bulduğu bu gezi Darwin'in yaşamında bir dönüm noktası oldu. Yolculuk boyunca yaptığı gözlem ve keşiflerle canlılar arasında­ki akrabalık ilişkilerini kavramaya başlamış, birçok canlının aynı atadan geldiğine ve evrim geçirerek farklılaştığına inanmıştı.
1858'de, evrim konusunda kendisiyle aynı düşünceleri paylaşan Alfred Russel Wallace' ın gönderdiği notları da ekleyerek bu konuda­ki görüşlerini bir bildiriyle duyurdu. 1859'da da çalışmalarını derleyerek Türlerin Kökeni (The Origin of Species) adlı ünlü yapıtını yayımladı. Bu yapıtında, "doğal seçme" ya da "doğal ayıklanma" yoluyla canlıların nasıl evrim geçirdiğini açıklayarak kuramının te­mel ilkelerini tanıttı. Bu kurama göre bütün canlılar arasında sürekli bir yaşam savaşı vardır. Doğanın koşullarına daha iyi uyum sağlayacak biçimde değişiklik geçiren canlıla­rın bu savaşı kazanarak ayakta kalma şansı daha fazladır. Besinini daha kolay sağlayan ve düşmanlarından korunma yollarını bulan can­lılar bu özellikleri kendi döllerine de aktara­rak soylarını sürdürürken, aynı ortamdaki öbür canlılar doğal seçimle ayıklanarak yok olur.
Geniş yankılar uyandıran bu kuram yalnız İngiltere'de değil bütün dünyada, özellikle din ve bilim çevrelerinde büyük bir tepkiyle karşılandı. Tanrı'nın yeryüzünü ve bütün canlıları bugünkü biçimleriyle yarattığına ina­nanlar, canlıların doğada kendiliğinden deği­şikliğe uğradığını öne sürmekle Darwin'in bu kutsal gerçeğe saldırdığını düşünüyorlardı. 1871'de yayımlanan İnsanın Türeyişi (The Descent of Man) daha da büyük tartışmalara yol açtı. Çünkü Darwin bu yapıtında insanın ve maymunların ortak bir atadan, büyük olasılıkla çok ilkel ve maymunsu bir canlıdan türemiş olabileceğini açıklıyordu.
Darwin, evrim konusundaki çalışmalarının yanı sıra, yaptığı yolculukları, mercan resifle­rini, çiçeklerin böcekler aracılığıyla döllenme­sini ve böcek yiyen bitkileri anlatan birçok makale yazdı. Beagle gemisiyle çıktığı yolcu­lukta yakalandığı hastalığın giderek ağırlaş­masına ve aldığı sert eleştirilere karşın canlı­lar üzerindeki araştırmalarına hiç ara verme­di. Bugün Darwin'in evrim kuramı bütün bilim adamlarınca benimsenmiş, doğal seçme ilkesi ise kalıtım konusundaki yeni bilgilerin ışığında daha bilimsel temellere oturtulmuş­tur (bak. Kalıtım ve Genetik).