Arama

Sahipsiz Mektup'lar - Tek Mesaj #42

kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
21 Mayıs 2006       Mesaj #42
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Aşkta Yarın yoktur




Ask bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur.


Sonra bir perde açılır ve yolculuk baslar. Bu yolculukta artik para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, is, anneler ve korkular yoktur.

Askın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...

Askta yarin yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru islemeye baslar, bilgeleşir.

Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur.

Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.

Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde
yasayan kadının çıplak yalnızlığı da.

Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Askın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karısan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabin yazmadığı hakikatlere daha yakinizdir, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, ask varlığın değil, yokluğun acısıdır diye.

Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun asık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...

Ask çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer.

Ve sonra ask bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...

İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır. Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır...

Bazen denizler, kıyılar çeker insani. İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde yaşanmasından korkulup vazgeçilmez askların sızısıdır bu.

Bu sizi, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara... Bir insanin yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...

İste simdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler, kıyılar çekecek bizi.

Nasıl biz başkalarının korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu... Birazdan sabah olacak...
Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, is, anneler ve korkular başlayacak...
Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse ask yoktur ve hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım...
Hadi güne hazırlan. Yasadıklarımızı unutmaya çalış. Ask bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını, cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek...
Hadi, oyalanma birazdan yarin olacak...

Askta yarin yoktur sevgili...