Arama

Papa Nedir? - Tek Mesaj #1

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
17 Kasım 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
PAPA, Katolik Kilisesi'nin önderi ve Vatikan Devleti'nin başkanıdır. Katolikler, papayı Hz. İsa'nın dünyadaki temsilcisi sayar ve ahlak ile din konularında yanılmaz olduğuna inanırlar.
Roma'nın ilk piskoposu Aziz Petrus'un ardılı olarak düşünülen papalar, günümüze kadar, yani 1.900 yılı aşkın süredir varlıklarını korumuşlardır. Baba anlamına gelen papa sözcüğü Latince kökenlidir. İS 313'te Roma İmparatoru I. Constantinus'un tüm dinlere eşit haklar tanımasına değin, Hıristiyanlık rahatça gelişebileceği bir ortam bulamadı ve bu zaman içinde birçok papa öldürüldü.
Roma İmparatorluğu'nun Germen saldırı­lan sonunda çökmesinden sonra bölgede baş­lıca örgütlü güç olarak kalan kilise ortaçağ boyunca etkisini artırdı. 5. yüzyılda papalıkça çıkarılan kararlann yasa gücünde olduğu ka­bul edildi. 7. yüzyılın başında krallık yetkileri­nin bir bölümünü de elde eden papalar, kendilerini Tanrı adına tüm kiliselerin yöneti­cisi ilan ettiler.
İS 756'da Frank Kralı III. Pépin (Kısa), Papa III. Stephanus'a Kuzey İtalya'da toprak verdi. Böylece kendi topraklarına sahip olan papalar, bu toprakları bir kral ya da impara­tor gibi yönetmeye başladılar. 9. ve 10. yüzyıllarda papalann yönettiği topraklardaki Papalık Devletleri iç sorunlar ve çekişmeler yüzünden yıkılma tehlikesi geçirdi, ama Kut­sal Roma-Germen imparatorlarının desteğiyle ayakta kaldı. 11. yüzyılda batıdaki Hıristi­yanlar ile doğudakiler arasındaki çekişmeler doruğa çıktı. 1054'te doğu kilisesi, Ortodoks Kilisesi olarak Roma ile tüm ilişkilerini kesti


11. yüzyılda Katolik Kilisesi içinde yapılan reform niteliğindeki düzenlemeler ve ardın­dan başlayan Haçlı Seferleri papalığın etki ve gücünü artırdı. Siya­setle gittikçe daha çok ilgilenen papalar, krallar üzerinde otorite kurmaya çalıştılar ve dönem dönem başarılı da oldular. Böylece papalık gerek siyasal, gerek dinsel alanda Avrupa'nın en önemli gücü durumuna geldi.
Papalığın siyasal etkinliğinin artması ve parasal kaynak yaratmak amacıyla dünya işlerine aşırı ilgi göstermesi, kilise içinde gittikçe artan bir hoşnutsuzluğa yol açtı. 16. yüzyılda, bir din adamı olan Martin Luther kilisenin görevlerini kötüye kullandığını ileri sürerek, Reform hareketini başlattı. Reform'un Protestanların Katolik Kilisesi'nden ayrılmasıyla sonuçlan­ması üzerine, papalık kendi içinde bir yenileş­me hareketi başlatmak zorunda kaldı. 1545-63 arasında toplanan Trent Konsili, Katolik Kilisesi'nde Karşı-Reform olarak bilinen ve 20. yüzyılın ortalarına değin geçerliliğini ko­ruyan düzenlemeler gerçekleştirdi.
17. ve 18. yüzyıllarda Katolik Kilisesi'nin Avrupa'da eski saygınlığını yeniden kazanma­sı için çalışan papalar, gönderdikleri misyo­nerlerle Katolik inancını dünyanın çeşitli böl­gelerine yaydılar.
Fransız İmparatoru Napolyon 1808'de Roma'yı ele geçirdi ve papaya bağlı toprakları ülkesine kattı. 1870'te bu topraklar İtalyan hükümetinin eline geçti. Böylece 19. yüzyılda papaların siyasal gücü kırılmış oldu.
1929'da İtalyan hükümeti adına Benito Mussolini, papalık adına da Kardinal Pietro Gasparri, Laterano Antlaşması'nı imzaladı­lar. Bu antlaşmaya göre, başkenti Roma olan İtalyan Devleti, İtalya'da, Vatikan Devle-ti'nin kendine ait 44 hektarlık alandaki ege­menliğini tanıdı. Roma'ya "Katolik dünyası­nın merkezi ve haç yeri" olarak özel bir konum verildi. Devlet Katolik nikâhının kili­se yasalarına göre düzenlenmesini ve boşan­manın yasaklanmasını kabul etti. İlk ve orta­okullarda zorunlu din dersleri verilmesi onay­landı. 1962'ye değin süren bu uygulamalar, bu tarihte toplanan II. Vatikan Konsili'nin, kili­senin inanç ve öğretilerini çağdaşlaştırmaya yönelik tutumuyla büyük ölçüde değişikliğe uğradı.

MsxLabs & TemelBritannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 30 Ocak 2016 00:28
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....