Arama


Muhabbetci - avatarı
Muhabbetci
Ziyaretçi
19 Kasım 2008       Mesaj #8
Muhabbetci - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
HEKDOR adlı kullanıcıdan alıntı

İNSANLARIN KADER KONUSUNDAKİ YANILGILARI NELERDİR? SORUSUNUN CEVABI NEDİR?


Kader konusunu anlamak icin öncelikle zamansizligi kavrayabilmek gerek..Malesef "INSan" bunu kavrayamiyor..Yani söyleki ALLAH katinda " dün, yarin" yoktur..Hersey sadece bir andir!...
Biz bu ani farkli hissetigimizden, bizim icin binlerce sene gecmis gibi geliyor...Aslinda ALLAH icin daha ( en dogrusunu kendi bilir , bizimki misaldir) saniye bile gecmemisdir...

Kaderi bu isikda degerlendirmeye alirsaniz, kader ne olmus bitmisdir, nede olup bitecekdir...Paradoks düsüncedir aslinda kader konusu...En büyük yanlisimizda burda basliyor iste...Msn Thinking

Detailli kader konusunu istiyorsan söyle onuda insallah yakinda eklerim Msn Happy


Bu yazi Kashif Ahmed Shehzada makalesinden ceviridir.
----------------------------------------------
ALLAH INSANI SAPTIRIR MI ?
Kashif Ahmed Shehzada

Esirgeyen ve Bagislayan Allah'in adiyla
GiRiS
Bu Makalenin amaci degisik inanclara sahip insanlarin cogun inandigi gibi Insanin kaderinin onceden Yaratici (Allah) tarafindan belirlendigini, bu dunyada olanlarin kendi yaptiklarinin degil, ALIN yazilari oldugu varsayimini tartismakdir. Bir cok dinde kabul edildigi gibi, insanlar eger Cehennem atesinde ise bu kaderlerindedir..
Bir sure once aldigim bir elektronik posta mesajinda cikardigim sonuc bazi insalar Kuran ayetlerini hayallerine dayali olarak okuduklarindan bu sonuca ulasabiliyorlar.
Soru Su Sekilde idi
İBRÂHİM suresi 14. ayetde soyle der. "…….Bu itibarla Allah dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini de hidayete erdirir. O her şeye galibdir, hükmünde hikmet sahibidir."
Allah herseyin galibi olabilir. Bu ne bicim Tanridir ki bizi Cehennem atesine gonderiyor? Istedigini kurtariyor, istedigini saptiriyor. Acaba benide saptirdimi ? ben hatalarimdan sorumlu olacam mi ? Burda Tanriyi suclamak gerekmez mi ? Neden Allah once beni saptiracak, sonrada bu SAPIKligimdan dolayi beni cehenenm atesine koyacak ?
Yukarida mesaji cevap su sekilde olacakdir.
Hareketlerimizi belirlemekde ozgurmuyuz ?
Insanlarin cogu Kurandki kullanilan genel bir ifadeyi tekrar ederler.
14:4 ……Bu itibarla Allah dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini de hidayete erdirir. O her şeye galibdir, hükmünde hikmet sahibidir."
Simdi bu ayetin sadece bu kismina bakarsak, soyle bir sonuca ulasabilirz: Insanlarin hic bir ozgur iradesi yokdur, yaptiklarinin cogu kendi harektelerinin sonucu degil, kaderlerinde yazili oldugu icin olanlardir. ve insanlarin kendi kaderlerini degistiremezler. Bununla birlikde boyle bir sonuc Kurandaki diger ayetlere bakmadan, bir ayeti DAR KALIPLAR icine sokarak cikarilan bir anlamdir. Simdi hep birlikde Gercekden ozgur iradeye mi sahibiz yoksa yaptigimiz hersey kaderimizde yazildigindan olmakdadir.
SU ayetler bizi bu konuda aydinlatmakdadir.
KEHF suresi 29. ayet) Ve kulil hakku mir rabbiküm fe men şae fel yü'miv ve men şae fel yekfür inna a'tedna liz zalimine naran ehata bihim süradikuha ve iy yesteğiysu yüğasu bi mani kel mühli yeşvil vücuh bi'seş şerab ve saet mürtefeka
(KEHF suresi 29. ayet) Ve de ki: O hak Rabbimizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Çünkü biz zalimler için öyle bir ateş hazırlamışız ki, duvarları, çepeçevre onları içine alacaktır. Eğer feryad edip yardım isteseler, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. O ne kötü bir içecek ve ne kötü bir dayanma yeri!
Bu ayete gore gercegi kabul etmek veya etmemek kisinin kendi tercihidir.
(İNSÂN suresi 3. ayet) İnna hedeynahussebiyle imma şakirav ve imma kefura.
(İNSÂN suresi 3. ayet) Kuşkusuz biz ona yolu gösterdik; ister şükredici olsun, ister nankör.
(MÜZZEMMİL suresi 19. ayet) İnne hazihi tezkiretun femen şaettehaze ila rabbihi sebiylen.
(MÜZZEMMİL suresi 19. ayet) İşte bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar.
(FURKÂN suresi 57. ayet) Kul ma es'elüküm aleyhi min ecrin illa men şae ey yettehize ila rabbihi sebila
(FURKÂN suresi 57. ayet) De ki: «Ben, buna karşı sizden bir ücret değil, ancak Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen kimseler (olmanızı) istiyorum
Yukaridaki ayetler insanlara hangi yolu sececeklerine dair secme hakki veriyor.
(ANKEBÛT suresi 69. ayet) Vellezine cahedu fina le nehdiyennehüm sübülena ve innellahe le meal muhsinin
(ANKEBÛT suresi 69. ayet) Uğrumuzda çaba gösterenleri yollarımıza ileteceğiz. ALLAH hiç kuşkusuz iyilik edenlerle beraberdir
Allah neden kendi ugrunda mucadele edenlerden bahdsediyor. Eger kaderimiz onceden belirlenmisse, Allah yolunda mucadele edenleri dogru yola eristirmek cok anlamsiz olmakdadir. Oyle degil mi ?
(ZÜMER suresi 7. ayet) İn tekfüru fe innellahe ğaniyyün anküm ve la yerda li ibadihil küfr ve in teşküru yerdahü leküm ve la teziru vaziratüv vizra uhra sümme ila rabbiküm merciuküm fe yünebbiüküm bima küntüm tü'melun innehu alimüm bizatis sudur
(ZÜMER suresi 7. ayet) Eğer inkar ederseniz, şüphe yok ki Allah'ın size ihtiyacı yoktur. Bununla beraber kulları adına küfre razı olmaz. Eğer şükrederseniz, sizin adınıza ona razı olur. Bir günahkar da diğerinin günahım çekecek değildir. Sonra dönüşünüz Rabbinizedir. O vakit O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir. Çünkü o bütün sinelerin özünü bilir.

Eger kaderimiz onceden belirlenmisse Allah neden "Bununla beraber kulları adına küfre razı olmaz. Eğer şükrederseniz, sizin adınıza ona razı olur.." Isin garibi Eger Allah sizin icin kader yazmissa neden neden yazdiklarindan bazilari bizzat onun Hosuna gitmiyor. Bu isde sizce bir gariplik yok mu ?
Tekrar tekrar Alla'in bizi dogru yola eristirmesi bizim ozgur irademizle yaptigimiz tercihlere baglidir. Bizi dogru yola eristirmek elbetde Allah'in iradesindedir. Allah bunu bize Elcisi yoluyla bildirmekdedir..
(ABESE suresi 11. ayet) Kella inneha tezkiretun.
(ABESE suresi 11. ayet) Hayır. Şüphe yok ki, o bir öğüttür.
(ABESE suresi 12. ayet) Femen şae zekerehu
(ABESE suresi 12. ayet) Dileyen onu düşünüp öğüt alır.
Son olarak Allah bize yaptiklarimzi konusunda ozgur oldugumuz fakat bu yaptiklarimizin Allah 'in kontrolu altinda oldugunu belirtmekdedir.
(MÜ'MİN suresi 40. ayet) Men amile seyyieten fe la yücza illa misleha ve men amile salihüm min zekerin ev ünsa ve hüve mü'minün fe ülaike yedhulunel cennete yürzekune fiha bi ğayri hisab
(MÜ'MİN suresi 40. ayet) Kim bir kötülük işlerse, onun kadar ceza görür. Kim de kadın veya erkek, mümin olarak faydalı bir iş yaparsa işte onlar, cennete girecekler, orada onlara hesapsız rızık verilecektir.
Allah bize istedigimiz sekilde calisma ozgurlugu vermistir. Yukaridaki ayetlerden acikca anladigimzi kadariyla dogru yada yanlisi secme konusunda Allah hic bir on sart koymadan yada onceden yazmadan bizi serbest birakmistir. Iyi yada Kotuyu secmeden bizi ozgur birakmistir. Iyi yada kotu yolu secme hakkimiz oldugu icin secimimizin sonuclarinda katlanmak zorundayiz.
Her hareketin yada secimin de bir sonucu vardir. Allah kanunlarina aykiri bir hareket de elbetde negatif bir sonuc doguracakdir.
Neyi secme hakkimiz Allah tarafindan bize birakilmistir fakat bu hareketlerimizin sonuclarini degistirme hakkimiz bize birakilmamamistir. Diyelim ki ZEHIR icme ozgurlugumuz vardir ama bunun sonucunda Intihar etmis olup Hayatimiz sona erdiririz. Yani Zehir icme ozgulugumzu var ama bu zehir icdikden sonra mudahale olmadan sonucunda saglikli yasamayi secme hakkimzi yokdur. Hareketi seceriz ama sonucunu secemeyiz. Sonuc Allah'in Sunnetullahi yani koydugu kanunlar sonucunda olur. Allah'in Sunnetu (kanunlari) Zehiri yaratmis ve onu icince sonuncunun da ne olacaginida koymustur. Sunu yaparsan su olur gayet acikdir. Ne yapacagimzi konusunda secme hakkimiz var sonuclari konusunda secme hakimiz yok.
(NECM suresi 31. ayet) Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil erdi li yecziyellezine esau bima amilu ve yecziyellezine ahsenu bil husna
(NECM suresi 31. ayet) Göklerde ve yerde bulunanlar hep Allah'ındır. Bu, Allah'ın, kötülük edenleri yaptıklarıyla cezalandırması, güzel davrananları da daha güzeliyle mükâfatlandırması içindir.
Bu, Allah'ın, kötülük edenleri yaptıklarıyla cezalandırması, güzel davrananları da daha güzeliyle mükâfatlandırması içindir.
(CÂSİYE suresi 22. ayet) Ve halekallahüs semavati vel erda bil hakki ve li tücza küllü nefsim bima kesebet ve hüm la yuzlemun
(CÂSİYE suresi 22. ayet) Halbuki Allah o Gökleri ve Yeri hakk ile halk etti, hem de her nefsi hiç hakları yenmeksizin kazandığı ile cezalandırmak için
Yaptiklariniz Allahin kanunlarina uygun yada uygun olmayabilir ama sonuclarina katlanmak zorundasiniz. Kendi yaptiklarinizn sonuclarini baskalarina yuklememeye hakkiniz yokdur. Yaptiklainizn cezasini cekeceksiniz. Herkes kendi yukunu tasiyacakdir. Kendi yaptiklarinizdan dolayi baskasini sorumlu tutamazsiniz.
(CÂSİYE suresi 15. ayet) Men amile salihan fe linefsih ve men esae fe aleyha sümme ila rabbiküm türceun
(CÂSİYE suresi 15. ayet) Kim iyi iş yaparsa faydası kendinedir, kim de kötülük yaparsa zararı yine kendinedir. Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz
Eger Allah zaten kaderimizi belirlemisse, bu ne demek oluyor. " Kim iyi iş yaparsa faydası kendinedir, kim de kötülük yaparsa zararı yine kendinedir" Demekki sonuc bizim sonucdan once yaptiklarimiz dayanmakdadir.
(NEML suresi 90. ayet) Ve men cae bis seyyieti fe kübbet vücuhühüm fin nar hel tüczevne ila ma küntüm ta'melun
(NEML suresi 90. ayet) Her kim de fenalıkla gelirse artık yüzleri ateşte sürtülür, başka değil sırf yaptığınız amellerin cezası
(SÂFFÂT suresi 38. ayet) İnneküm lezaikul azabil elim
(SÂFFÂT suresi 38. ayet) Elbette siz o acı azabı tadacaksınız.
(SÂFFÂT suresi 39 ayet) Ve ma tüczevne illa ma küntüm ta'melun
(SÂFFÂT suresi 39. ayet) Bununla beraber başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalandırılacaksınız.
Eger amelleriniz Allah'in kanunlarina ve emirlerine uygun degilse, yaptiginiz amelein sonucunu goreceksiniz.
(TÛR suresi 13. ayet)Yevme yude'une ila nari cehenneme de'a
(TÛR suresi 13. ayet) O gün cehennem ateşine itilip atılırlar :
(TÛR suresi 14. ayet) Hazihin narulleti kuntum biha tukezzibun
(TÛR suresi 14. ayet) "İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!" denilir.
(TÛR suresi 15. ayet) E fe sihrun haza em entum la tubsirun
(TÛR suresi 15. ayet) Bir büyü müdür bu, yoksa görmüyor musunuz?
(TÛR suresi 16. ayet) İslavha fasbiru ev la tasbiru sevaun aleykum innema tüczevne ma kuntum ta'melun
(TÛR suresi 16. ayet) Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık sizin için birdir. Siz ancak yaptıklarınızın karşılığına çarptırılacaksınız
Eger yaptiklariniz Allahin kanunlarina ve emirlerine uygu ise de sonuclarini goreceksiniz.
(TÛR suresi 17. ayet) İnnel muttekiyne fi cennativ ve neiym
(TÛR suresi 17. ayet) Fakat korunan müttakıler Cennetler, ni'metler içinde
(TÛR suresi 18. ayet) Fakihine bima atahum rabbuhum ve vekahum rabbuhum azabel cehiym
(TÛR suresi 18. ayet) Rablerinin kendilerine verdiği ile sefa sürmektedirler. Rableri onları, cehennem azabından korumuştur
(TÛR suresi 19. ayet) Kulu veşrabu heniem bima kuntam ta'melun
(TÛR suresi 19. ayet) Yaptıklarınıza karşılık yeyin, için, afiyetler olsun ,
Butun ameller kadin erkek ayirimi olmadan odullendirlecekdir
(ÂLİ IMRÂN suresi 195. ayet) Festecabe lehüm rabbühüm enni la üdiy'u amele amilim minküm min zekerin ev ünsa, ba'duküm min ba'd, fellezine haceru ve uhricu min diyarihim ve uzu fi sebili ve katelu ve kutilu le ükeffiranne anhüm seyyiatihim ve le üdhilennehüm cennatin tecri min tahtihel enhar, sevabem min indillah, vallahü indehu husnüs sevab
(ÂLİ IMRÂN suresi 195. ayet) Rableri de onların dualarına şöyle icabet etti: «Kesinlikle ben, içinizden gerek erkek, gerek kadın hiçbir iyilik yapanın işlediğini boşa çıkarmam, hep birbirinizdensiniz. Benim için hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, yolumda işkenceye uğrayanların, savaşanların ve bu uğurda öldürülenlerin suçlarını örteceğim. Onları altından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Onlar, Allah tarafından tasavvur edemeyeceğiniz bir mükafata kavuşacaklar. Mükafatın en güzeli Allah yanındadır.
Insanlar bu dunyada yaptiklarinin sonuclarina katlanmak zorundadirlar. Burda kaderim diye Allah suclayamazsiniz.
(A'RAF suresi 146. ayet)Seasrifü an ayatiyellezine yetekebberune fil erdi bi ğayril hakk ve iy yerav külle ayetil la yü'minu biha ve iy yerav sebiler rüşdi la yettehizuhü sebila ve iy yerav sebilel ğayyi yettehizuhü sebila zalike bi ennehüm kezzebu bi ayatina ve kanu anha ğafilin
(A'RAF suresi 146. ayet) Yeryüzünde haksızlıkla büyüklenenleri, ayetlerimden uzaklaştıracağım. Bütün mucizeleri görseler de ona iman etmezler. Doğru yolu görseler de onu yol tutmazlar. Eğer sapıklık yolunu görürlerse onu yol edinirler. Çünkü onlar ayetlerimizi yalanlamayı adet edinmişler ve onlardan gafil olagelmişlerdir.
(A'RAF suresi 147. ayet) Vellezine kezzebu bi ayatina ve likail ahirati habitat a'malühüm hel yüczevne illa ma kanu ya'melun
(A'RAF suresi 147. ayet) Halbuki âyetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanların amelleri boşa çıkmıştır. Onlar, yapmakta oldukları amellerden başka bir şey için mi cezalandırılırlar!
Yukarida ayetde belirtildigi gibi Yeryüzünde haksızlıkla büyüklenenlerden olursaniz, Allahin isaretlerinde yani ayetlerinden Allahin Kanunlarina gore uzaklastirilisiniz. Burda kendi ozgur iradenize gore yaptiginiz bir amelin bu sonucu icin kendiniz suclamalisiniz Allah'i degil. Kendi ozgur irademizin ve harektlerimizn sonuc olan bu durum icin sorumlu arayacaksak bu Allah degil biziz. Allah bize gayet acik bir sekilde hatirlatmakdadir.
(YÛNUS suresi 44. ayet) İnnellahe la yazlimün nase şey'ev ve lakinnen nase enfüsehüm yazlimun
(YÛNUS suresi 44. ayet) Şüphesiz ki Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez, fakat insanlar kendilerine zulmederler
Asagidaki ayetlere dikkat edelim. Bu ayetlerde yaptiklarimizn sonucundan bizim sorumlu oldugumuz ve Allah suclayamayacagimizi gostermekdedir.
16:34 But the evil results of their deeds overtook them and that very (Wrath) at which they had scoffed hemmed them in.
(NAHL suresi 32. ayet) Ellezine teteveffahümül melaiketü tayyibine yekulune selamün aleykümüdhulül cennete bima küntüm ta'melun
(NAHL suresi 32. ayet) (Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmış olduğunuz (iyi) işlere karşılık cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir
(NAHL suresi 33. ayet) Hel yenzurune illa en te'tiyehümül melaiketü ev ye'tiye emru rabbik kezalike fealellezine min kablihim ve ma zalemehümüllahü ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun
(NAHL suresi 33. ayet) O kâfirler başka değil ancak kendilerine o meleklerin gelmesine veya Rabbının emri gelmesine bakarlar, onlardan evvelkiler de böyle yaptılar ve onlara Allah zulmetmedi ve lâkin kendileri nefislerine zulmediyorlardı
Herkes kendi yaptiklarindan sorumludur, yaptiginiz yanlislarin sorumlusu Allah degil, sizsiniz.
(FUSSİLET suresi 46. ayet) Men amile salihan fe li nefsihi ve men esae fe aleyha ve ma rabbüke bi zallamil lil abid
(FUSSİLET suresi 46. ayet) Kim iyi bir iş yaparsa, bu kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa aleyhinedir. Rabbin kullara zulmedici değildir.

Allah dilemesini koydugu kanunlar ile belirtir.
Allah kanunlari gerek dogayi yoneten Doga kanunlari, gerekse insan iliskilerini duzenleyen Kuran hukumleri seklinde olsun degismezdir. Allah’in Kuranda belirtigi degismez kurallarini Kabul etmek ve ahiretde bundan faydalanmak insanin kendisine birakilmistir. Allah Kur’anda bize kurallarini ve sonuclarini acikca anlatmakdadir. Ister Kabul edersiniz, ister red edersiniz, Allahin ortaya koydugu sonuclar degismez. Unutmayin ki, gerek Allahin fizik Kurallari gerekse insane iliskilerine dair kurallari degismezdir.
Sabit olan ve degismez olan Allah Kanunlaridir, insanin kaderi degil. Insan Allahin kanunlarina uyarsa sonuclarini gorur, eger Allah’in kanunlarina karsi cikarsa yine sonuclarina katlanir. Tekrarlamak gerekirse insan istedigi yolu secmekde ozgurdur. Yaptiklariniz sonuclari belirleyecekdir. Sonuclar degismez. Simdi Kuran da ki ayetlere bir daha bakalim.
Allah atesin kanunu koymustur elimizi icine sokarsak elimiz yanar. Allah tasin yakma kanununu koymustur. Elimiz atasin icine sokup, elimiz sogutmak mumkun degildir. Yanan elimize ilac yada Allahin ongordugu baska bir iyilestirme methodu olmadan iyilestirmek mumkun degildir. Elimizi atese koyma eylemi bizim yapip yapmamakda serbest oldugumuz bir hareketdir. Atesin yakip yakmadigini bilmek insanin kendi gorevidir. Sonuclarina katlaniriz.:
Simdi Kafa karistiran ayetin su kismina tekrar bakalim.
14:4 ……..Bu itibarla Allah dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini de hidayete erdirir. O her şeye galibdir, hükmünde hikmet sahibidir."
Simdi Bu SaPIKLIKDa birakilacak insanlarin ozelliklerini Allah Kuranda acikca belirtmistir. Bazi ayetler SAPIKLIKDA olanlari belirtmekdedir. Eger SAPIKLIKDA BIRAKILIP Atese gonderilecek olanlarin ozelliklerini Tasiyorsaniz hesabi vereceksinizdir.
SAPIKLIKDA BIRAKILACAK OLAN INSANLAR KIMLERDIR.
1. FASIKLAR (fasikiyn)
(BAKARA suresi 25. ayet) İnnellahe la yestahyi ey yadribe meselem ma beudaten fe ma fevkaha, fe emmellezine amenu fe ya'lemune ennehül hakku mir rabbihim, ve emmellezine keferu fe yekulune maza eradellahü bi haza mesela, yüdillü bihi kesirav ve yehdi bihi kesira, ve ma yüdillü bihi illel fasikiyn
(BAKARA suresi 26. ayet) Allah bir sivrisineği, hatta üstündekini örnek vermekten sıkılmaz. İman edenler bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler. Kafirler ise: «Allah böyle bir örnek ile ne demek istemiş?» derler. Evet! Allah onunla bir çoğunu da şaşırtır, yine onunla bir çoğunu yola getirir. Onunla ancak fasıkları şaşırtır
2. Seytani Dost Edinenler (şeyatiyne evliyae)
(A'RAF suresi 30. ayet) Ferikan heda ve ferikan hakka aleyhimüd dalaleh innehümüt tehazüş şeyatiyne evliyae min dunillahi ve yahsebune ennehüm mühtedun
(A'RAF suresi 30. ayet) Bir kısmına hidayet buyurdu, bir kısmına da dalalet hakkoldu, çünkü bunlar, Allahı bırakıb Şeytanları evliya ittihâz ettiler, bir de kendilerini hidâyette zannederler
(HAC suresi 4. ayet) Kütibe aleyhi ennehu men tevellahü fe ennehu yüdillühu ve yehdihi ila azabis seiyr
(HAC suresi 4. ayet) (O şeytanki) hakkında şöyle hüküm verilmiştir: Şüphesiz kim onu dost edinirse, o muhakkak onu saptırır ve doğruca cehennem azabına götürür.
(3) Allah ve Resule itiatsizlik edenler
(AHZÂB suresi 36. ayet) Ve ma kane li mü'miniv ve la mü'minetin iza kadallahü ve rasulühu emran ey yekune lehümül hiyeratü min emrihim ve mey ya'sillahe ve rasulehu fe kad dalle dalalem mübina
(AHZÂB suresi 36. ayet) Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.
(4) Zalimleri ise Allah saptırır
(İBRÂHİM suresi 27. ayet) Yüsebbitüllahüllezine amenu bil kavlis sabiti fil hayatid dünya ve fil ahirah ve yüdilüllahüz zalimine ve yef'alüllahü ma yeşa'
(İBRÂHİM suresi 27. ayet) Allah Teâlâ sağlam sözle iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sapasağlam tutar. Zalimleri ise Allah saptırır. Allah dilediğini yapar.
(5) Allahin Mesajini işitip veya akıl etemeyenler
(FURKÂN suresi 44. ayet) Em tahsebü enne ekserahüm yesmeune ev ya'kilun in hüm illa kel en'ami bel hüm edallü sebila
(FURKÂN suresi 44. ayet) Yoksa onların ekserîsini işitirler veya akıl ederler mi zannediyorsun? Onlar sırf hayvan gibi hattâ gidişçe daha sapkındırlar
Msn Demon Atalarina, Reislerine ve büyüklerimize itaat edenler
(AHZÂB suresi 67. ayet) Ve kalu rabbena inna eta'na sadetena ve küberaena fe edallunes sebila
(AHZÂB suresi 67. ayet) Ve demiş olacaklardır ki: «Yarabbi! Muhakkak biz reislerimize ve büyüklerimize itaat ettik. Artık onlar da bizi doğru yoldan sapıttılar.»
(7) Bu dünyada kör gibi davrananlar
(İSRÂ suresi 72. ayet) Ve men kane fi hazihi a'ma fe hüve fil ahirati a'ma ve edallü sebila
(İSRÂ suresi 72. ayet) Bu dünyada kör olan kimse ahirette de kördür; üstelik iyice yolunu şaşırmıştır.
Msn Note: Cogunlugun fikirlerini izleyenler
(EN'ÂM suresi 116. ayet) Ve in tüti'eksera men fil erdi yüdilluke an sebilillah iy yettebiune illez zanne ve in hüm illa yahrusun
(EN'ÂM suresi 116. ayet) Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler.
(9) arzularınıza uyanlar
(EN'ÂM suresi 56. ayet) Kul inni nühitü en a'büdellezine ted'une min dunillah kul la ettebiu ehvaeküm kad daleltü izev ve ma ene minel mühtedin
(EN'ÂM suresi 56. ayet) De ki: Allah'ın dışında taptığınız şeylere tapmak bana yasak edildi. De ki: Ben sizin arzularınıza uymam, aksi halde sapıtırım da hidayete erenlerden olmam.
Yukaridaki ayetler kimlerin SAPIKLIKDA birakilacagini belirtmekdedir. Yukaridaki ozellikleri tasiyan kimse SAPIKLIKDA birakilacakdir. Simdi bunu Allah dogru yola iletecekleri ile karsilastirin. (Ayetler verses 39:18 , 13:27 , 6:125)
Yukardaki ayetler insanin dogru ve yanlisi secme konusunda ozgur oldugunu gostermekdedir. Sonuclar amellere gore olacakdir. Sonuclardan Allah degil biz sorumluyuz. Insanin sapiklikdan birakilacak olanlari Allah onlari SAPIKLIK icinde yarattiklari icin degil, Allahin koydugu Kurallara gore SAPIKLIKDA olanlardir. Insanlar FASIK, Inkar etmeyi, arzularini izlemekde, akilllarini kullanip kullanmamakda ozgurlerdir.
SONUC
Kurani detayli inceleyip, ayetleri karsikli inceledigimizde KADERCILIGIN olmadigini, insanin kaderinin onceden yazilmadigini goruyoruz. Insanlar istedikleri yolu yolu secme konusunda serbestirler. Bunula birlikde sonuclar Allahin koydugu kurallara gore olacakdir.Eger aci cekerlerse bu kendi tercihleridir. Kimse Allahi Kaderim diye Allahi suclayamaz.

Insallah bu isinize yarar....Msn Wink
Son düzenleyen Muhabbetci; 19 Kasım 2008 06:49 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi