Arama


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
20 Kasım 2008       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
metin içerisinde ''yaşayan dil '' kavramı örneklenerek açıklanmış

Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan bir genelge ile okullarda “Yaşayan Türkçe”nin esas alınması gerektiği belirtildi. “Yaşayan Türkçe” kavramı ile dilin yapı taşı olan kelimelerin geçmişten bugüne bir süreklilik dahilinde kullanımı ve herkes tarafından kabul görmüş, anlaşılmış olması ifade ediliyor.Mesela “kitap” kelimesi Arapça kökenlidir ama yüzyıllardır bu kelime kullanılmaktadır.Kısaca halk arasında kabul görmüş bir kelimedir.Kitap yerine Türkçe kökenlidir diyerek “betik” kelimesi türetilmiş ama bunca yıl geçmiş olmasına rağmen “betik” kabul görmemiştir.Edebiyat kelimesi yerine “yazın” kelimesi önerilmiş ama bugün yine “edebiyat”demeyi tercih ediyoruz.Zira kitap, edebiyat vb. kelimelerin kökeni hangi dile ait olursa olsun artık bize aittir; kabul görmüştür.Diğer bir ifadeyle “Yaşayan Türkçe”ye dahildir.Dilde doğru yaklaşım da budur.
Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca: “Türkçem, benim ses bayrağım” der.Ne güzel ifade etmiş.Evet, dil bir milletin ses bayrağıdır.Milleti millet yapan unsurlardan biri de “dil”dir.Dil ile anlaşma ve iletişim ortamı sağlanır.Dil, bir yönüyle milletin hafızasıdır.Sağlıklı bir iletişimin sağlanması ise “doğru kelime-doğru cümle” şartına bağlıdır.
Mütefekkir Cemil Meriç:“Kamusa uzanan el, namusa uzanmıştır” der.Halkın kullandığı kelimeler yerine, yabancı kelimeleri ısrarla kullanmak dile zarar verdiği gibi kültürümüze de zarar verir.Her kelime bir kültürün taşıyıcısı.Bu sebeple dil hususunda bilinçli olmak gerekiyor.
Süper, ultra, mega, show, star, vizyon, cafe, bazaar, aktüel, aksiyon…Dil, hızla kirleniyor.Bu tür kelimeleri –maalesef- sıkça duyuyoruz.Halbuki bu kelimeleri karşılayan kendi kelimelerimiz var.Neden kendi kelimelerimizi kullanma cesaretini göstermiyoruz ?
“Çağrı” kelimesi varken “mesaj” kelimesini kullanmak niye ? “Yıldız” kelimesi dururken “star”; “gösteri” kelimesi varken “show”; “köprüyol” kelimesi yerine “viyadük” kelimesini kullanmak doğru bir tercih değil.
Quo vadis?