Arama


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
20 Kasım 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
akılcılığın, gerçeklik ve yapıcılıkla iliş­kisi, çok ufak bir paragraf, «İnsan için hayatta kalabilmek tabiat ve toplum önünde akılcı ve bilimci davranmayla olur. Bu zorunluluğu anlamak, gerçeği anlamak demektir. Bu gerçeği anlamaya gerçekçilik denir. Bu temel gö­rüşten hareket edilerek tabiatta yapılan her türlü katkı ise yeni, olumlu ve yapıcı olur. Böyle bir anlayış yapıcı bir anlayış olduğu için, yapıcılıktır». Bu satırlarla denilmek isteneni anla­mak mümkün değil.

Bunun dışında bir «Felsefeye Giriş» kitabında neden yer ve­ rildiği anlaşılmayan konuların, ki biraz evvel somut örnekler verdik, yanısıra, şu gibi konular da var, örneğin: «Milli Birlik ve Beraberliğin .Sağlanmasında Akılcılığın Önemi», ya da «Akılcılığın Sorumlulukla Olan İlişkisi», vb. Bu gibi konuların felsefe disiplinleri, felsefe öğretileri, felsefe problemleriyle il­gisini anlamak olanaksız. «Bilim ve Teknolojiyi Uygularken Gözönünde Bulundurulacak Esaslar», ya da aynı sözcüklerle
kullanıyorum,«Taassup ve Hürriyet ya da Cehaletten Kaç­mak, Taklitçilikten Kaçmak».

O halde, öyle görünüyor ki, felsefeye ilişkin, doğrudan fel­sefeyi ilgilendiren temel problemler, temel disiplinler, filo­zoflar ve öğretileri, onlara ilişkin yapıtlardan doğrudan çe­viriler, hiç sözkonusu değil. Şimdi, böyle bir felsefe eğitimi ve biraz evvel sayın Nutku'nun da söylediği gibi, genel bir eği­tim idesi içinde olup bitenleri düşündüğümüz zaman, Türkiye' nin içinde bulunduğu açmazın ne denli derin olduğu daha çar­pıcı bir şekilde karşımıza çıkmaktadır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen ahmetseydi; 3 Mart 2015 16:13
Quo vadis?