Öncelikle şunu belirteyim; Pekineller'e karşı herhangi bir alerjim yok..Fakat söylediğin şeyler doğrultusunda ortaya şöyle bir tablo çıkıyor; "Türkiye'yi çok iyi temsil etmeleri Türk müziğine emekleri geçmediği anlamına mı gelir?" diyorsun..O zaman Glenn Gould'un Kanada müziğine, Arthur Rubinstein'ın da Polonya müziğine emeği geçmiştir, çünkü ülkelerini çok iyi temsil etmişlerdir; bu oldukça yanlış bir tespit olurdu..Pekineller tıpkı yukarıda saydığım isimler gibi yaptıkları işlerle "Dünya Müziğine" katkıda bulunmuşlardır..Fazıl Say'ın üç dört yıl önce Sivas'ta Aşık Veysel'in mezarının başında onun temasıyla yaptığı besteyi çalması, aynı günün akşamı kentte verdiği konserde Ulvi Cemal Erkin çalması; aynı şekilde Cihat Aşkın'ın yaptığı besteler ve albümler, Hüseyin Sermet'in besteleri; işte bunlar "Türk Müziğine" verilen emektir..İş Sanat'ta verilen yardım konseri ise genç müzisyenlere destektir, ulusal müziğe destek değildir..Son birşey daha söylemek istiyorum TAKE BACH hakkında.O albümü yazmışsın ama Pekineller Jacques Loussier Trio'yla bu albümü yapmadan önce zaten Jacques Loussier buna benzer yaklaşık olarak otuzun üstünde albüm yapmıştı, sanırım bu da bir akım yaratmaya yeterli değil..