Arama


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
12 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye

Mondros Ateşkes Antlaşması ve Sonrası


Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)
Ad:  imza.gif
Gösterim: 7723
Boyut:  35.7 KB
Osmanlı Devleti'nin I. Dünya savaşı sonunda İtilaf Devletleriyle imzaladığı ateşkes antlaşmasıdır.Anlaşma, Limni Adasının Mondros Limanında Osmanlı Devleti adına Bahriye Nazırı Rauf Bey ile İtilaf Devletleri adına Amiral Calthorpe tarafından imzalanmıştır. 1. Dünya savaşı deman ederken İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya Osmanlı Devleti'nin topraklarını kendi aralarında paylaşmışlardı.
Anlaşmanın maddeleri Osmanlı Devleti için çok ağır şartlar içermektedir.

Mondros Ateşkes Antlaşması'nın maddeleri
  • Boğazlar açılacak ve geçiş güvenliği için Çanakkale ve İstanbul boğazlarındaki istihkâmlar itilâf devletleri tarafından işgal edilecek.
  • Osmanlı ordusu hemen terhis edilecek ve bunların silâh, cephane ve teçhizat, araç-gereç itilâf kuvvetlerine teslim edilecek. Amaç: İtilaf Devletleri işgallere karşı Osmanlı Devleti'ni savunmasız bırakmak istemiştir.
  • Osmanlı Devleti' nin bütün liman ve tersaneleri itilâf devletleri gemilerinin faydalanmasına açık bulundurulacak. Amaç: İşgallere karşı Osmanlı Devleti'nin savunmasız bırakmak.
  • Toros tünelleri itilâf devletlerince işgal edilecekti.
  • Tüm haberleşme, ulaşım araç ve gereçleri itilâf devletlerince denetlenecek. Amaç: Türk halkının haberleşmesini engellemek. İşgalleri kolaylaştırmak.
  • İtilâf devletleri güvenliklerini tehlikede gördükleri herhangi bir stratejik bölgeyi asker çıkarmak suretiyle işgal edebilecek.(7. madde) Amaç: İtilaf Devletleri yapacakları işgallere zemin hazırlamışlardır.
  • Erzurum, Sivas, Diyarbakır, Elazığ, Van, Bitlis'te (Vilayet-i Sitte) herhangi bir karışıklık çıkacak olursa, İtilâf devletleri bu bölgede önemli gördükleri yerleri işgal edebilecek.(24. madde) Amaç: Doğu Anadolu'da Ermeni Devleri kurmak.
  • Suriye, Irak, Hicaz, Yemen, Trablus ve Bingazideki Türk kuvvetleri en yakin itilâf kumandanına teslim olacak.
Anlaşmanın 7. maddesi ile Osmanlı Devleti'nin işgaline zemin hazırlanmış.24. madde ile Doğu Anadolu Bölgesi'nde Ermeni Devleri kurmak amaçlanmıştır.

Mondros'tan sonra yapılan işgaller şunlardır;
  • İngilizler: Musul, Urfa, Antep ve Maraş
  • Fransa : Adana ve çevresi
  • İtalya : Antalya ve Konya
13 Kasım 1918'de İstanbul İtilaf Devletleri tarafından denetim altına alınmıştır.

Paris Barş Konferansı (18 Ocak 1919)
İtilaf Devletleri yenilen devletlerle yapacakları barış görüşmeleri için Paris'te bir konferans topladı. Konferans'a Yunanlılar da katıldı. Sahte belgeler ileri sürerek Ege Bölgesi'nde hak iddia eden Yunanlılar İngilizler tarafından desteklendi.İngiltere, Batı Anadolu'yu savaş sırasında yapılan gizli görüşmelerle İtalya'ya vermesine rağmen kendi sömürgeleri tehlikeye girebilir düşüncesiyle daha zayıf olan ve kolayca kontrol altında tutabileceği Yunanistan'ı desteklemiş ve Batı Anadolu'nun Yunansitan'a verilmesini sağlamıştır. İzmir'in Yunanlılar tarafından işgal edilmesine karar verildi.Yenilen devletlerle imzalanacak barış anlaşmaları hazırlandı.

Paris Barış Konferansında yenilen devlerle şu anlaşmalar imzalandı:
  • Almanya ile Versay Antlaşması (28 Haziran 1920)
  • Avusturya ile Saint Germain Antlaşması (10 Eylül 1919)
  • Macaristan ile Triyanon Antlaşması (4 Haziran 1920)
  • Bulgaristan ile Nöyyi Antlaşması (27 Kasım 1919)
Osmanlı Devletiyle yapılacak olan barış anlaşması konusunda anlaşmaya varılamadı. Osmanlı Devletiyle 10 Ağustos 1920 tarihinde barış anlaşması (Sevr Barış Anlaşması) imzalanmıştır.

İzmir'in İşgali (15 Mayıs 1919)
Paris Barış Konferansı'nda Batı Anadolu'nun Yunanlılara verilmeis kararlaştırılmıştı. İngilizlerin dersteğini alan Yunanlılar 15 Mayıs sabahı İzmir'e asker çıakrdı.İşgale karşı Türk halkı tepki gösterdi. Yunan işgaline karşı ilk kurşunu Hukuk-i Beşer gazetesi yazarı Hasan Tahsin sıktı.Yunanlılar İzmir'in işgalinde çok sayıda Türk'ü şehit ettiler.
İzmir'in işgali, Türk halkında milli bilincin uyanmasını sağlamıştır.
Son düzenleyen Safi; 21 Ekim 2016 01:19
Quo vadis?