Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Tek Mesaj #2039

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Mayıs 2006       Mesaj #2039
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
YYağmur zamanı Ankara' da

Ay ışığı altında salınır
Korkuların beklentisi huzursuz şafak
Çitler çekilir engin dağların yücesine
Uzun çok uzun sıra dağlar
Yağmur zamanı Ankara' da.
Yüksek tepelerin ulu ağaçları
Kucak açmışken göğe
Nankör bir yıldırım vurur en yüce dalı
Bazen kasırgaların eşiğinde bir engel
Bazen de nazlı bir selvi olur sevdalar
Bir ağacın dallarının altında yatıyorum,
Daha doğrusu dalları örtü yapıp uzanmışım
Yeşil sarı yaprakların arasından,
Bir ışık huzmesinin silikleşmiş siluetini gözlüyorum,
Renkler,
Ne bir gökkuşağının yedi rengi,
Ne de yaşadığım kentin,
Kış aylarında atan, önce gri
Sonra
Simsiyah olan göğünde gördüğüm renkleri gibi de değil,
Ekinlerin karın altında yaşam savaşı veren yeşilinden,
Canlılığı yaprağına vurmuş bir selvinin,
Ölüme meydan okuyan yeşillerin en koyusuna uzanıyor.
Sarı ise,
Bitip tükenmişliğin yolun sonuna gelmişliğin rengi gibi geliyor bana,
Sarı hep korkutuyor hep ölüme yakınlığı çağrıştırıyor.
Dedemin solan, soldukça sararan rengini gördüğümden beri,
Ekinlerinde ölüm vakitlerinde
Deste zamanlarına az kala,
Orakların ya da tırpanların demir ışıltıları,
Bir o yana bir bu yana salınıp kökü gövdeden ayırırken
Ya da
Baharın sonuna geldiğimizde sararıp,
Yolun kenarlarında,
Ölüme direnen bir canlılıkla yaşadığı yaz ve bahardan
Arta kalan yokmuş gibi
Ağır aksak bir kabullenişle
Sessiz sedasız süzülen, yapraklarında pekişti.
Ölüme yakınlığın işaretinin sarı olduğu
Ve her rengin sarardığında,
Senin beyaz teninin,
Destelerce biriktirdiğim hasretinde,
Susuz kaldığım,
Özleminle gözlerimi kapayacağım geliyor aklıma,
Hasretine sarılıp vuslat düşleri kuruyorum,
Bu düşleri en çok uyanık olduğum,
Yani
Seni düşünmenin acısını en çok hissettiğim zamanlarda görüyorum.