Arama


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
23 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Peygamberimiz (s.a.v.)'in lânetine kaş aldıran ve alanlar da dâhildir. (Ebû-Dâvûd)
Kaş aldırmak, kaşın kıllarını yolarak iyice inceltmek ve kaşı yukarıya almak suretiyle yapılmaktadır. Bu, hilkati değiştirme mahiyetindedir. Ancak kadının yüzünde biten kılları aldırması ve kocasının izniyle normal makyaj yapması bir kısım İslâm ulemasınca caiz görülmüştür. (İmam Nevevi de caiz görenler arasındadır. İbn Hacer, Fethu'l-Bari Kahire, 1959, C. XII, s. 500.) Bir hanımın kendini beyine karşı cazip duruma getirmesi müstehabdır. Beyini yabancıların cazibesinden korumuş olma hikmeti de vardır.
Fıkıh âlimleri yüzünde sakal ve bıyık biten kadının onları gidermesinin caiz olacağını; ancak kaşları inceltmenin, tabi şeklinden çıkarmanın, caiz olmadığını belirtirler. Çünkü kaş ve kirpik birer aza mesabesindedir. Aslında olmayıp sonradan biten yüzdeki kıllar ise bu sınıfa girmediğinden, kadının bunları gidermesin de bir mahzur görülmemektedir. Fıkıh kitaplarına baktığımızda şu hükmü görmekteyiz:
Kadını çirkinleştiren yüzdeki tüyler alınır. Erkeklerde görülen sakal, bıyık gibi şeylerin kadınlarda görülmesi halinde; alınması caizdir.
“İbn-i Abidin, sakal ve bıyığın kadında fıtrat olmadığını, bu sebeple (eğer çıkarsa) kesilmesinin (müstehab) olacağını beyan etmiştir!
Quo vadis?