Arama


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
26 Aralık 2008       Mesaj #4
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
DAGILMA DÖNEMİ

Sultanahmet Meydanı'nda halk yürüyüşü
Bu dönem 1792 Yaş Antlaşması ile başlayıp 1922 de Osmanlı Devleti'nin yıkılışına kadar devam eden dönemdir. Osmanlı Devleti Avrupalı devletlerin kendi aralarındaki çıkar çatışmalarından yararlanıp denge politikası izleyerek varlığını korumaya çalışmıştır.
Osmanlı Avrupa'da çıkan isyanlar ve uzun süren Rus savaşları ile iyice yıpranmış ve devlet yönetiminde ıslahata yönelik çalışmalar yapılmış isede pek başarılı olunamamıştır.Aynı zamanda Osmanlı'nın ilk dönemlerde gelen basarılı padişahları gibi padişahlar bu dönemde olmamakta ve dönem padişahları cahil olmaktadır.Bunun yanısıra hristiyan kız alımları ve hristiyan devlet adamı atamalarıda Dagılma Döneminin baslamasında büyük rol oynamıstır.
• Ayastefanos Antlaşması
• Berlin Antlaşması
• Sırp İsyanı(1804)
• 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı ve Bükreş Antlaşması
• Yunan İsyanı
• 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı ve Edirne Antlaşması
• Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın İsyanı
• Tanzimat Fermanı(1839)
• Kırım Savaşı(1853-1856)
• 93 Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı)
• Trablusgarp Savaşı (1911-1912)
• Balkan Savaşları (1912-1913)
• I. Dünya Savaşı (1914-1918)
• Çanakkale Savaşları (1915-1916)
• Saltanatın Kaldırılması (1922)
Saltanat Makamı [değiştir]
Ana madde: Osmanlı padişahları
Ayrıca Bakınız: Osmanlı Hanedanı soy ağacı
Osmanlı hanedanınıdan 36 padişah toplam 624 sene hüküm sürmüştür. İlk önce Bey diye adlandırılan padişahlar, 1383'den itibaren Sultan, 1517 tarihinden sonra da Sultan unvanına ek olarak Halife unvanını da taşımaya başlamışlardır.
Osmanlı padişahları tahta çıktıklarında yayımladıkları bir tür genelge olan Adaletnâme; kanunlara uyulması ve herhangi bir haksızlığa hiç kimsenin uğratılmaması konuları hakkında kaleme alınırdı.
Divan [değiştir]
bakanlar kurulu
Üyeleri [değiştir]
SadrazamMsn Tongueadişahtan sonraki en yetkili devlet adamıdır.Padişahın mührünü taşırdı.Bugünkü başbakandır.
VezirMsn Confusedadrazamdan sonraki en yetkili kişidir.Sadrazamın verdiği görevleri yapardı. Kazasker.Anadolu ve Rumeli'de olmak üzere iki ayrı kazasker bulunurdu.Adalet işlerine bakarlardı .kadı ve müderrislerin atamasını ya da görevden alma işini yapardı.Bugünkü yargı görevini yaparlardı. Defterdar:Anadolu ve Rumeli'de iki ayrı defterdar vardı.Rumeli'deki baş defterdardı.Maliye işlerini yapardı.Bugünkü Maliye bakanlığı görevini yürütürdü. Nişancı:Tapu,kadastro,fethedilen yerleri gelirlerine göre deftere kaydetmek işlerini yürütürdü. ŞeyhülislamMsn Grinevlet'te iken verilen kararların İslam'a uygun olup olmadığına karar verir,bu karara fetva denirdi. Kaptan-ı DeryaMsn Grinonanma ve denizcilikle ilgili işlerden sorumludur.İstanbul'dayken Divan toplan- tılara katılırdı. Divan-ı Hümayun 2.Mahmut dönemi'de kaldırılarak yerine nazırlıklar(bakanlıklar)kuruldu.
Yerel Yönetimler [değiştir]
Osmanlı eyaletlere ayrılmıştı.Bu eyaletlerin başına da birer vali atanırdı. Bu valiler askeri,siyasi her türlü imkana sahiptirler. Eyaletlerin içinde yer alan yerel yönetimlerde vardır. Kazaları beylerbeyleri, Sancakbeyliklerini ise sancakbeyi yönetirdi.
Devlet teşkilatı [değiştir]
Ana madde: Osmanlı Devlet Teşkilatı
Fatih, Osmanlı Devleti’ne düzenli ve sürekli bir yapı kazandırmak için önemli düzenlemeler yaptı. Yönetim, maliye ve hukuk alanında koyduğu kuralları içeren Fatih Kanunnamesi, sonraki dönemde de yürürlükte kaldı. Bu kanunname, tahta çıkan padişaha devletin geleceği için kardeşlerini öldürme hakkı veriyordu. Fatih’in Osmanlı devlet düzenine ilişkin temel ilkelerin pek çoğu, Tanzimat dönemine kadar geçerliliğini korudu.
Devlet Nişanları [değiştir]
• Tuğra
• Bayraklar
• Nişan
• Faik
Din [değiştir]
Osmanlı İmparatorluğu'nda İslamiyet baskın din olmakla birlikte, İslam inancında "semavi dinler" olarak kabul edilen Musevilik ve Hıristiyanlık dinlerinin mensupları, millet sistemi sayesinde o dönemde batı ülkelerinde azınlık dinlerine gösterilen hoşgörünün üzerinde bir rahatlık içinde yaşamayı sürdürdüler. Hristiyanlığın Ortodoks ve Gregoryen kiliseleri millet sistemi içinde meşru bir şekilde örgütlenmiş durumdaydı. Bu inançlara mensup kişiler, kendi dini kurallarına göre yargılanırdı.
Buna karşılık millet sistemine dahil olmayan dinlerin, devlet içinde meşru bir varlığı bulunmuyordu.
Halifelik [değiştir]
Ana madde: Hilafet
Hilafet veya Halifelik, İslami siyasi ve hukuki yönetim makamına ve yönetime verilen isimdir. Halife ise Hilafet makamındaki kişiye denir. İslamiyet Peygamberi Muhammed'in ölümünden sonra makam bir süre daha bir yönetim biçimi olarak varlığını sürdürmüş olsa da zamanla daha çok İslami bir toplumu veya İslam Devleti'ni vurgulamak için kullanılan bir terim olmuştur.
Halifelik daha çok müslümanların Sünnî kanadının temsilcisi olarak kabul görmüştür. Şiî kanadı büyük ölçüde Sünnî hilafet yönetimi altında yaşasa da Halife'yi kabul etmemişlerdir. Halifeliği Şiî'likteki ya da Alevilik'teki İmamet'ten farklı kabul etmek gerekir. İmamet teokratik bir özellik taşımasına rağmen, Halifelik teokratik bir özellik taşımamıştır. Halifeler yetkilerini saltanat dahi olsa Ümmet'in biat'ı ile devralmışlar, yönetim işlerini de büyük ölçüde danışmaya dayalı olarak yürütmüşlerdir. Bu anlamıyla teokratik olmaktan öte dünyevîdir.
Halife, ilk zamanlarda İslam toplumunda ilerigelenlerin seçimiyle başa geldiği halde, Emevi ailesine geçmesinin ardından saltanat şeklini almıştır. Abbasi Hanedanı'ndan gelen halifelerin 10. yüzyılda zayıflamasına kadar devlet başkanı görevini yürüten halife, bu dönemde siyasi gücün yerel hükümdarların eline geçmesinin ardından sadece ruhani önder veya İslami toplulukların onursal lideri haline gelmiştir. Abbasiler döneminde Bağdat'ta yaşayan halife, Moğolların 1258 yılında Bağdat'ı yağmalamaları sonucunda Mısır'a Memluk himayesine kaçmış, 16. yüzyılın başında Yavuz Sultan Selim'in Memluklar'a son vermesiyle birlikte İstanbul'a taşınmıştır. Daha sonra Osmanlı Hanedanı'na geçen halifelik, 3 Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kaldırılmıştır.
Osmanlı'da misyonerlik [değiştir]
Ana madde: Osmanlı'da misyonerlik
1820 yılında başlayan ve Kurtuluş Savaşı'na sonuna kadar süren zaman içerisinde Osmanlı Devleti'nde misyonerlik faaliyetleri çok hızlı bir şekilde gelişmiştir. Misyonerlik faaliyetlerini bu denli başarılı olmasında şüphesiz Osmanlı Devleti'nin Islahat Fermanı ile verdiği ayrıcalıklar, kapitülasyon anlaşmaları ile verilen ayrıcalıklar ve Osmanlı Devleti'nin bölgelerine ilgi göstermemesi etkili olmuştur. Başlangıçta kendilerine Anadolu'da hedef bulamayan misyonerler daha sonra Ermenilere odaklanıp çalışmalarında başarılı olmuşlardır. Açtıkları okullardan mezun olanların başarılı olmaları bu okulların etkilerini artırmıştır. Hatta zamanla Müslüman Türkler dahi çocuklarını bu okullara göndermişlerdir.
Misyonerlerin genel hedef kitleleri, İslamiyet'in yaygın olduğu bölgeler olmuştur. Bu çalışma Osmanlı Devleti ile sınırlı kalmayıp Afrika Kıtası, Arap Yarımadası, İran ve Orta Asya halklarına yönelik bir çalışmadır.
Osmanlı'da Dilencilik [değiştir]
Ana madde: Osmanlı'da Dilencilik
Osmanlı tarihinin her döneminde yardımı hak eden yoksullarla, yardım hak etmeyen kesimler arasında bir ayırım yapılmış olduğu söylenebilir. Özellikle dilenciler konusunda böyle bir ayırıma sıklıkla rastlanabiliyor. Çalışamayacak durumdaki dilencilerin mesleklerini Cer kağıdı verilir ve tayin edilmiş olan başbuğun sorumluluğu altında icra etmelerine göz yumulurken, çalışabilecek durumda olduğu halde dilenciliği tercih ettiği düşünülen kimseler yakalanıp kürek ve kalebentlik gibi çeşitli cezalara çaptırılmıştır.
Ordu [değiştir]
Ana madde: Osmanlı Askeri Teşkilatı
Osmanlı ordu teşkilatı Anadolu Selçukluları, İlhanlılar ve Memluklular devletlerinin askeri teşkilat yapılarından belirli ölçülerde yararlanılarak kurulmuştur.
Osmanlı Devleti Ordusu'nun Başkomutanlık görevini Hakanlar yapmışlardır.
Yaya ve atlılardan oluşturulan ordunun atsız kısmı "yaya”, süvarileri ise "müsellem” şeklinde adlandırılmıştı. Kapıkulu Ocakları'nın kuruluşuna kadar savaşlarda fiili olarak hizmet gördüler.
Osmanlı Devleti'nin temeli atılırken süvari olan beylik kuvvetlerinin yerine vezir Alâaddin Paşa ile Kadı Cendereli Kara Halil'in tavsiyeleriyle Türk gençlerinden oluşan ayrı ayrı biner kişilik yaya ve müsellem isimleriyle muvazzaf ade ve süvari kuvveti kuruldu.
Kara Ordusu [değiştir]
Ana madde: Osmanlı Ordusu


Topcu arma
Yaya ve müsellemlerin temelini attığı ordu teşkilatı zamanla kuvvet ve sınıflara ayrılmıştır. Osmanlı ordusu başlıca 4 ana kuvvetten oluşmaktadır. Bunlar; Kapıkulu Ocağı, Eyalet Askerleri, Akıncılardır.
Kapıkulu Ocağı, Osmanlı Devleti'nin sürekli ordusunu oluşturan ve doğrudan padişaha bağlı olan yaya, atlı ve teknik sınıftan asker ocaklarına verilen addır. Kapıkulu ocaklarının kurulmasından önceki dönemde Osmanlı Devleti'nin askeri gücünü yayalar ve müsellemler oluşturuyordu.
Donanma [değiştir]


Bir minyatürde Osmanlı kadırgası.

Osmanlı Devleti'nin denizcilikle ilgilenmeye başlaması İzmit ve Gemlik taraflarının, daha sonra da Karesi ilinin alınması ile başlamaktadır. Karesi Beyliği gemilerinden faydalanılarak, Rumeli'ye geçen Osmanlı, 1390 yılında Gelibolu'da önemli bir tersane yapmıştır.
Saruhan, Aydın ve Menteşe beylikleri gibi denizde kıyısı olan beylikler, Osmanlı Devleti'nin idaresine girince, onların tersanelerinden de istifade edilmişti.
Bu yıllarda Türk Denizciliği'nin ilk ismi Çaka Bey İzmir'de donanmasını kurmuş, daha sonra ise kızını Kılıçarslan ile evlendirmiştir.
Ayrıca daha sonralardan donanmamıza kadırga isimli gemiler girdi. Kadırga hem küreği hem de yelkeni olan gemidir.
Hava Kuvvetleri [değiştir]
Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa tarafından temelleri atılan Osmanlı Hava Kuvvetleri, 1911 yılında Fen Kıtaları Müstahkem Genel Müfettişliği 2. Şubesi bünyesinde Havacılık Komisyonu adıyla faaliyete geçirilmiştir.
Havacılık Komisyonu'nun temellerini Fransa’dan satın alınan biri 25 Beygirlik, biri de 50 Beygirlik iki uçak oluşturmuştur.

Ekonomik yapı [değiştir]
Ana madde: Osmanlı İktisâdi Yapısı
Son Padişah'a kadar bütün Osmanlı paraların üzerinde Kostantiniye ibaresi kullanılmıştır. Kurtuluş Savaşında Yunanlıların bunu Yunan Kralı Konstantini kastederek kullanmaları üzerine kullanılmaktan vazgeçilmiştir
Osmanlı topraklarındaki şu anki devletler [değiştir]
Osmanlı Devleti'nin sahip olduğu topraklar üzerinde şuan toplam 64 ülke vardır. Ayrıca Osmanlı 8 ülkeyi Hilafeten kendisine bağlamıştır. Yine Osmanlı Ordusu çeşitli zamanlarda 14 değişik ülkede bulunmuştur.
Ana madde: Eski Osmanlı topraklarında şu an bulunan devletler listesi


kaynak
Quo vadis?