Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Tek Mesaj #2085

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Haziran 2006       Mesaj #2085
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sevgiyle Kalın
************
Bir sabah ansızın telefon çalıyor
Ne olduğunu anlatamıyorum
Mahmurluk kaçıp giderekn uzaklara üzerimden
Üzerimi açıyor
Üşüyorum ve gene örtünüyorum
Telefon konuşuyor bana bak diye
Benim aklımda uykular uçuşuyor
Bir sabah harita üzerinde İstanbul’dayım
Ansızın telefon çalıyor
Yatarken içtiğim sigaranın
Ağzımda bıraktığı pasa tadı aklıma geliyor
Şaşkınım
Bir sabah belki kabuslardan uyandım
Telefonumu biri yokluyor
Giyeceklerim ve daha
Traş olmam lazım
Evraklarım çantamda ama
Cüzdanımı göremiyorum
Dışarısı küskün içine kapanmış
Sabahın uçurumlarında memurlar yolları aşındırmış
İşe gidenler gitmiş çoktan ben hala yataktayım
Bir sabah ansızızn herşeye geç kalmışım
Telefonum çalıyor

Elime bir tüfek alıyorum ve
Dolduruyorum içini
Fişek fişek üstüne patlıyor
Aklımdaki bütün kurtlar kaçışıyor
Ben dikkatli bakışlarımla
Sabah olmasına rağmen
Hepsinin nerede olduğunu biliyorum
Ve öldürüyorum

Sonra elim
Benim bana en yakın dostum
Telefonu kaldırıyor

Bir sabah ansızın
İçimdeki herşey üşüyorken
Sıcak bir günaydın
Dehietler saçarak
Hesapsızca bütün nedenlerden uzak
Yani sadece öyle olduğu için
Yani öyle olmasını bile düşünmeden
Neden kaygısız
Kendimi sesine bırakıyorum

Cüzdanım yok
Biryerlerdedir elbet
Az vakit kalmış geç kalmam
Yetişiriz
Traş olmam lazım
Kolay
Giyeceklerim ütüsüz
Zaten serseriliği severim

O ses kimin sesi
O günaydın kime ait
Kimden geldi

O ses benim aşkımın
Mahmur sesi
Sadece günaydın demek için
Uzaklardan
Benim onun yanında olmamı isteyip
İmkansızlıklardan
Yollardan geçip gelerek küskün
Yatağımın başucuna
Kıvrılarak hesapsız
Ama hiçbirine kırılmayarak
Hiçbirine gücenmeyerek
Biraz bana eksik
Biraz bana kaprisli
O günaydın sesi benim aşkımın

Bir sabah ansızın telefon çalıyor
Ne olduğunu anlatamıyorum
İçmişim sanki başım dönüyor
Günaydın dünyanın en güzel kızı diyorum
Ağlamaklıyım
Sesim titriyor

Bir sabah ansızın
Boyacıya gidiyorum
En dayanıklısından bir fırça
Ve sonsuz mavi
Geleceğin sokaklarda deniz var aşkım
Gökyüzü var
Mavi boya var elimde
Yağmur var
N’olur gel
Şimdi yanimda ol dermiş gibi
Günaydin diyorum

Bir sabah ansizin işe gidiyorum
Onun sesi var kulagimda
Aşindirilmiş kaldirimlar kimin umrunda
Bu kalabalik cadddelerden nereye akiyor insan selleri
Bana ne

Ben simsicacik bir günaydin gidiyorum yüregimde
Kimin var
Kaliyorum diyen kaç kişiye böyle masum
Günaydin dedi sevdim diye bildikleri kadinlar
Herbirine dendi elbet
Hiç aksatilmadan
Ama çok uzaklardan degil
Ama ne zaman geliyorsunu saklayarak onun içine degil
Ama seni seviyorum diye
Kaç kişi benim gibi günaydin dedi benim gibi sevgilisine

Bir sabah ansizin uyaniyorum
Bir telefon sesi
Nabizlar durgun bir uyku ertesi
Bende şaşiriyorum
O sicacik günaydin demesi
Demek degiştiriyormuş bu koskoca şehri
Baştan aşagiya

Çünkü bu sokak böyle yagmurluyken
Gözlerimde hiç güneşli görülmemiş gibi
Küfrederek geçtigi kavşak böyle kalabalikken
Servisi bekledigim yerde firtinalarin sesi
Aklimi deli gibi almişken
Içimden bu şiiri
Ne zaman söyledim ki...

Bir sabah ansizin birkaç misra düşüyor
Sevdicegim beni düşünmüş
Ben onu düşünmekten sarhoş olmuşum
Ve
Bakmişim
Bir akşam olmuş

Keşke hep böyle geçse ömrüm ah
Sabahlardan sevdigimin yanina
Kollarimin arasina alsam onu bir sabah
Uyurken görsem üstünü örtüp
Ve öpüp alnindan rüyalara kadar
Ugurlasam başini kaşiyarak

Ben her sabah uyaniyorum işte böyle seni düşünerek
Istanbul .../.../..... Unutulmus Bir Zaman Diliminde