Al Canımı
Rengini leylaklardan aldığım
rüyalarını süsleyen dünyam
asırlar öncesinden kalma
batık hazine gemileri gibi
okyanusların derinliklerinde
nazenin mırıldamalar beklemekte
çürümüş tahtalarım yan yatmış
filikalardan kurtuluş bekliyor
rüzgarlar sonrası havalarda uçuşan
yapraklar gibi dönüyorlar umutlarım
ruhumu fırlatıp atıyorlar uzaklara
gidip gidip dönmeyen kırlangıçlarım
şimdi bahar geldi gülümseyerek
yaz sıcacık dayandı derken kapımıza
dilin lal oldu yüzün külden beter
içimden çıkmayan ağlamaların
zavallı inadıma rağmen koştururlar
bitir acılarını çek kapını gel
davam yiğitliğimi aştı
aşka direncimi kaybettim
gittiğin yerlerden habersiz
bir sabah dönmene teslimim
şimdi zaman infial noktasında
dalgaların boyumu aştığı kıyıdayım