Arama


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
11 Ocak 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Balkanlarda FetihlerSırp Sındığı zaferinden sonra Balkanlar'daki uç bölgelerini sağ, orta ve sol kanatlara bölen Sultan Murad, üç koldan fetih hareketlerini başlattı.
Sağ kanat yani doğu sınır bölgesi doğrudan doğruya Sultan Murad'ın kendi komutası altında idi. Sol kanat yani bati bölgesi komutanı Evrenos Bey, orta kol komutanı ise Kara Timurtaş Pasa idi.
1365 yılında Dalmaçya kıyılarının güneyindeki Dubrovnik (Raguza) Cumhuriyeti, Osmanlı himayesini kabul eden bir muahede imzaladı. Ticaretle uğrasan bu küçük Slav cumhuriyetinin ileriyi görebilmesi, onun asırlarca devam edecek olan hayatini garanti altına almasına sebep olmuştu. Osmanlılar, yıllık vergi karşılığında bu devletçiğin iç islerine karışmadıkları gibi onu ortadan kaldırıp ilga da etmediler. Dubrovnik'in himaye altına alınması ile Türkler, Adriyatik denizine dayanmış oluyorlardı. Hâlbuki bu esnada daha Akdeniz'e çıkmamışlardı.
Gümülcine'ye ikamet merkezi olarak seçen Gazi Evrenos Bey, Sırp Sındığımdan kısa bir müddet sonra Serez'i zapt etmişti. Fakat henüz Drama ile Kavala, Bizans'ın idaresinde idi.
Sultan Murad, Sırp Kralı Sefan Dusan'in ölümünden sonra Bulgar Prensi Ivan Aleksandr tarafından alınan Trakya'nın Karadeniz kıyılarını denetimi altına aldı. Böylece Bizans'ın Avrupa ile olan son karayolu bağı da kesildi. Bizans İmparatoru bu duruma bir çare bulabilmek için Roma'ya gitti. Dört kardinal huzurunda ve Saint Plevre Kilisesi'nde Ortodoks mezhebinin sapıklıklarından Tevbe ve istiğfar edip Latin Kilisesi'nin (Katolik) evladı oldu. Buna karşılık olarak da Papa, Bati dünyasından kendisi için büyük ölçüde yârdim temin edeceği vaadinde bulundu.
Fakat bu merasim, şahsî menfaatlerin dışında samimi bir alış veriş değildi. Bunun en belirgin delili ise İmparator'un Bizans'a döndüğü zaman, gittiğinden daha da eli bos kalması ve ümid ettiği yardımdan bir zerre dahi bulamaması idi. 1369'da Roma'da resmen Katolik olan İmparator, İstanbul'a döner dönmez tekrar Ortodoks mezhebine döndü. Böyle siyasî manevralar ile padişahîn itimadını da büsbütün kaya eden Bizans İmparatoru, daha da zebun ve çaresiz kalmış bulunuyordu.
Bu asırlarda Ortodoks ve Katolik mezhepleri arasında münaferet ve çekişme o dereceye varmıştı ki, bir Ortodoks, Türk idaresini Katolik idareye tercih ediyordu. Katolikler için de durum bundan pek farklı değildi.
1367'de Kara Ali Beyoğlu Timurtaş Pasa, Tunca üzerindeki Yanbolu'yu, Lala Şahin Pasa ise Samakov'u aldı. Samakov, Sofya'nın 50 km. kadar güneydoğusunda idi. Sultan Murad da 1368'de Hayrabolu'yu, 1369 yılında Kirkkilise (Kırklareli), Pınarhisar ve Vize'yi Bizanslılardan geri aldı. Buralar daha önce feth edilmiş olmalarına rağmen bir ara Bizans tarafından tekrar işgal edilmişlerdi. Bölgenin bu önemli şehirlerinin yeniden Osmanlıların idaresine geçmesi üzerine, Bizans'ın elinde Trakya'da fazla bir şey kalmadı.
Tuna nehrinden Rodos Balkanlarına kadar orta ve güney Bulgaristan ile Osmanlı fetihlerinden önce de kısmen Trakya'ya sahip olan Bulgar Kralı Yuvan Şişman, Osmanlılarla basa çıkamayacağını anlayınca onlarla barış antlaşması yaptı. Böylece Osmanlı himayesini benimsediği gibi vergi vermeyi de kabul etmek zorunda kaldı. Bu arada Kral Şişman, kizkardesi prenses Marya'yı da Sultan Murad'la evlendirmek suretiyle akrabalık tesis etmek ve bu sayede Osmanlıların gücünden de istifade etmek istiyordu. Gerçekten de Şişman, kendisine muhalefet edip Macarları Vidin'e sokmuş olan kardeşi Stratisimir'e karsı Murad'la Ulahlardan yârdim alarak Vidin üzerine gitmişse de muvaffak olamadı. Bu sıralarda Türklerin, Bulgaristan fütuhatı devam etmeye kararlı görünüyordu. Bu durumu gören ve daha önce devlet merkezi olan Tir tir nova'ya gelmiş olan Bulgar Kralı Şişman, Sırbistan Kralı ile anlaşarak birlikte Osmanlılar üzerine hücum etmeyi kararlaştırdılar. Lala Şahin Pasa, bu orduyu perişan etti. Bu Çamurlu meydan muharebesi ile Kuzey Bulgaristan kapıları da Türklerce açılmış oldu

kaynak
Quo vadis?