Arama


_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
22 Ocak 2009       Mesaj #49
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi

Stres ve Trafik Psikolojisi

“Stres” sözcüğü günlük hayatımızda hekimlik uygulamasında ve bilimsel alanda yayınlarda çok yaygın olarak ve değişik anlamlarda kullanılır. Tarihsel olarak Latince “Estricitia” fiilinden türemiş olup “basınç yüklenme gerilim zorlama” anlamına gelen bu terim günümüzde tıpta kullanılan anlamıyla genel adaptasyon sendromu çerçevesinde Selye tarafından bilimsel model olarak geliştirilmiştir. İşte henüz Selye tarafından psikiyatri ve genel tıp için geçerli bir model olarak ortaya atılışından bu yana yaklaşık 40 yıl geçmesine rağmen günlük hayatımıza yerleşmiştir. Hatta bazı Batılı kaynaklar XIX. yüzyılın ilk çeyreği Orta Avrupa’sı gibi yeni bir sıkıntı stres çağının yaşanmakta olduğunu belirtir. Aslında bu terimle sembolize olan ya da anlatılmak istenen temel yaklaşım ileri uzmanlaşma sürecinde olan günümüz tıbbının insan varlığını ve hastalıkları biyolojik ruhsal sosyal bütünlüğü içinde ele alması gerektiği düşüncesidir.

Tıpta “stres” sözcüğü insanda zorlanmaya neden olan uyum ve dengeyi bozan fiziksel çevresel ruhsal toplumsal ve psiko - sosyal etkenleri organizmada bu etkenlere karşı gelişen olumsuz değişiklikler ve tepkileri anlatmak için kullanılır. Bu zorlayıcı etkenler hava kirliliği radyasyon kalabalık gibi fiziksel kimyasal çevresel; iş ev ortamı ve sosyal iletişim odaklarına ilişkin psiko - sosyal sıkıntı; korku hayal kırıklığı gibi psişik ve düşünce düzeyinde olabilir. Yaşam dönemleri ve krizleri başlı başına stres odaklarıdır.
Hızlı nüfus artışı dünya ve toplumdaki hızlı değişmeler bu değişikliklere uyum güçlüğü gelecek endişesiyle yapılarında ve insanlar arası ilişki ve etkileşimde değer yargısı çatışmaları kayıp olayları izolasyon kronik hastalıklar günümüz insanını etkileyen özel psiko - sosyal etkenlerden bazılarıdır.

Günümüz insanı artık belki ilkel biyolojik düzeyde tehdit edilmiyor; ancak işte yolda evde iç dünyasında düşüncelerinde iç çatışmalarında zorlanıyor. Fakat biyolojik savunma mekanizmaları ilk insanınkinden pek fazla farklı değil. Bu nedenle zorlamaya karşı davranış düşünceye ait savunma düzenekleri ve sosyal koruyucu yöntemler geliştirmek zorundadır. İşte çok değişik zorlayıcı hayat vakaları kişiye topluma yaşa kültüre benlik gücümüze ve benzer birçok etkene bağlı olarak psiko - sosyal sağlığımızı ve uyumumuzu etkiler.

Biyolojik çevrenin aaaabolizma üzerinde etkileri
Devamlı dışarıda görev yapan insanlar; atmosferdeki metorolojik elementlerden canlı organizması üzerine etkisi bulunan ısı nem hava basıncı güneş ışıması süresi hava basıncının alçalma şiddeti alçalma türü hava bulanıklığı bulutlanma derecesi rüzgar yönü ve hızı hava içindeki maddeler ve bunların yoğunluğu ve gücünden çok fazla miktarda tesir altında kalırlar.

Biyolojik çevreden etkilenme sonucu ortaya bedensel birtakım hastalıklar çıkar. Bunlardan söz etmek konumuzun dışında sayılır. Biz daha çok ruhsal rahatsızlıklardan ve problemlerden söz etmek istiyoruz.

Biyolojik çevrenin kirlenmesi sonucu insanlar da bu işten nasibini alır. Çevre içinde beslenmeye yönelik maddelerin bozulması ya da yok olması insan sağlığı için bir sakınca oluşturur. Tabiatın yeşil alanlar kırsal ve sulak yöreler deniz kıyıları gibi gezinti ve görüntüsü insana hoşluk verip ferahlatıcı dinlendirici olan bölgelerin de yok olup daralması fiziki sağlığın yanı sıra ruh sağlığı açısından da zararlı bulunur.

Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu
İ. Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
İç Hastalıkları Uzmanı (Psikiyatri)
Son düzenleyen Safi; 20 Haziran 2016 04:00