Arama

Yılan (Squamata) - Tek Mesaj #1

BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
26 Ocak 2009       Mesaj #1
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Yılan
Vikipedi, özgür ansiklopedi & MsXLabs.org

Smooth Green Snake
"Bir gölün kenarında dinlenen bayağı yeşil yılan, Toronto."

Yılan, pullular (Squamata) takımının yılanlar (Serpentes) alt takımını oluşturan, yerde sürünerek hareket eden, pullu, uzun hayvanların ortak adı.

Yılanlar gözkapakları ve bacakları bulunmayan, ince uzun gövdeli sürüngenler­dir. Çok sayıda türden oluşan bu hayvanlar kutup bölgeleri dışında yeryüzünün hemen her yerinde yaşar. Ama büyük bölümü tropik bölgelere dağılmıştır. Hawaii, İrlanda ve Yeni Zelanda'ya özgü yılan ise yoktur. Yılanın uzun ve dar gövdesi pullu bir deriyle kaplıdır. Alt yüzeyindeki özelleşmiş pullar yerde kıvrıla kıvrıla ilerlemelerine yar­dımcı olur. Geniş pullar ise arka kenarların­dan yere bastırarak ve pürtüklü yüzeylerden destek alarak gövdeyi öne doğru itmeye yarar. Yılan bu hareket yöntemini hızlı git­mek istemediği zamanlar kullanır. Kayarcasına hızlı ilerleyişte, gövdesini yanlara doğru kıvırır ve pullarından da yardım alarak taş ve bitki gibi destek noktalarını kullanır. Yılanlar hızla ilerleyebilmekle birlikte, koşan bir insa­na yetişemez. Bu sürüngenler aynı zamanda iyi birer yüzücüdür. Bütün yılanlar her yaşta deri değiştirir. Bu sırada gözlerini örten deri bile kopar. Derileri bir eldiven gibi tersyüz edilerek atılır ve altta yeni bir deri oluşur. Yılanlar yılda birkaç kez deri değiştirir. Yılanların çoğu memeliler, kuşlar, kurba­ğalar, balıklar, kertenkele ve öbür kelerlerle beslenir. Bazıları besin olarak yumurtaları, pek azı böcekleri seçer. Ama hiçbiri bitkiyle beslenmez. Yılanlar başlarından iri hayvanla­rı yutabilir. Bunu başlarındaki kemiklerin yapısı ve eklemlenme özelliği sağlar. Baş ve çene kemiklerinin geniş hareket yeteneğinin yanı sıra, altçeneyi önden birleştiren esnek bir bağ vardır. Böylece yılanın ağzı avının iriliği­ne göre genişleyebilecek bir özellik kazanmış­tır. Keskin ve kıvrık dişleri avın hem yakalan­masına, hem de bütün olarak yutulup boğaza doğru gönderilmesine yardımcı olur. Bazı yılanların üstçenelerinde bir çift zehir dişi vardır. Bunların ya içi bir kanal oluştura­cak biçimde boş ve ucu delik yada bir yanı olukludur. Zehir bezlerinden gelen zehir bu dişlerin içinden ya da dış yüzeyindeki oluktan akarak ısırmayla açılan yaraya akıtılır. Zehir bezleri genellikle gözlerin alt gerisinde yer alır ve bir kanalla zehir dişine bağlanır. Zehirli yılanlar zehirlerini, avlarını öldür­menin yanı sıra kendilerini korumak için de kullanır. Öbür yılanların çoğu avlarını ya canlı canlı yutar ya da önce boğarak öldürür Boğmak için kurbanlarının çevresine sıkıca dolanarak soluksuz kalmalarına yol açarlar. Yılanların birçoğu kurbanlarını ne sokabilen, ne de boğabilen, zehirsiz ve insanlar için zararsız hayvanlardır. Yılanlar ancak tıslamaya benzer sesler çıka­rır. Ayrıca çıngıraklı yılanların kuyruklarındaki kuru ve boynuzsu deri parçaları takırtılı bir ses yayar. Yılan yumurtası parşömeni andıran yumu­şak bir kabukla kaplıdır. Yumurtalar bazen çürümeye yüz tutan bitkisel maddelerin üzeri­ne bırakılır. Burada oluşan ısı yumurtanın gelişmesine yardımcı olur. Bazı yılanlar çev­resine çöreklendikleri yumurtalarını açılana kadar bekleyerek korur. Bazı türlerde ise yumurtalar dişinin içinde açılır ve yavrular kendi çabalarıyla dışarı çıkarlar. Kışları soğuk geçen bölgelerde yılanlar oyuklara ya da taş aralarına girerek kış uykusuna yatar. Hindistan, zehirli yılanların büyük sorun oluşturduğu ülkelerden biridir. Burada kob­ralar ve iri engerekler yaşar. Kobralarla akraba olan küçük karait evlerin yakınına sokulduğundan en tehlikeli yılanlar arasında­dır. Karaitler çıplak ayakla dolaşmanın yay­gın biçimde görüldüğü Hindistan'da her yıl çok sayıda insanın ölümüne yol açar.

Trim albo 041109 ltn
"Endonezya'da her yıl 30-40 kişinin ölümüne yol açan takma adı sessiz katil olan beyaz dudaklı yeşil ağaç engereği. İnsanlar bu hayvanla genelde meyve toplarken karşılaşır."

Yılan Türleri
Afrika'da bulunan zehirli yılanlar arasında kobralar, kobraların ağaçlarda yaşamaya uyarlanmış akrabalarından mambalar ve bir­çok engerek türü sayılabilir. Avustralya'da yaşayan yılanlardan taypanın zehri de çok güçlüdür. Piton ise avlarını boğarak öldürür. Pitonların akrabalarından boa daha çok Orta ve Güney Amerika'da yaşarken anakonda Amazon ormanlarındaki bataklıklarda ve akarsu boylarında görülür. Piton ve anakonda en iri yılan türleridir. Çıngıraklı yılanlar ise Amerika'nın en tanınmış zehirli yılanları ara­sında yer alır. Bu paragrafta sözü edilen yılanlara ilişkin ayrıntılı bilgiyi ansiklopedide­ki kendi maddelerinde bulabilirsiniz. Güney ve Güneydoğu Asya'da bütün yılan familyalarının üyelerine rastlanır. Bu yılanla­rın birçoğu Asya'nın öbür bölgelerinde ve Avrupa'da da bulunur. Avrupa zehirli yılan­ların en az rastlandığı kıtadır. Avrupa'da görülen zehirli yılanların hepsi engerek grubundandır ve 10 kadar türden oluşur. Türki­ye'de ise yedisi zehirli 30 dolayında yılan türü vardır. Deniz yılanı, yılanlar için pek akla gelme­yen bir ortam olan denizlerde yaşar. 50'yi aşkın deniz yılanı türü vardır. Bunların zehir dişi kobra ve mambalarda görüldüğü gibi önde bulunur. Gövdeleri yassı, kuyrukları kürek biçiminde, burun delikleri kapaklıdır. Gövdelerini yanlara doğru dalgalandırarak yüzerler. Büyük bölümü yumurtlamak yerine gelişmiş yavrular doğurduğundan üremek için kıyıya çıkma gereksinimi duymaz. Uzunlukla­rı genellikle 1 metre dolayındadır. İçlerinde en irisi olan büyük deniz yılanı (Laticauda semifasciata) 2 metreyi aşabilir. Çoğu Doğu Afrika, Hindistan, Güneydoğu Asya ve
Avustralya kıyılarında yaşar. İçlerinden bir tür Madagaskar'dan Büyük Okyanus'a ve Orta Amerika'nın batı kıyılarına kadar yayıl­mıştır. Genellikle balıklar ve balık yumurtalarıyla beslenirler. Bazılarının zehri kobranınkinden güçlüdür. Deniz yılanları derileri ve Japonya gibi bazı Uzakdoğu ülkelerinde eti için de avlanmaktadır.

Echis carinatus sal
"Hindistan'ın Türkiye'nin ve Asya'nın en tehlikeli yılanlarından biri:Benekli engerek"

Su Yılanı Tatlı sularda yılanlara daha sık rastlanır. Ama bu yılanlar karada da kolayca hareket edebilir ve avlanabilirler. Eskidünya' da yaşayan türler yumurtlayarak ürediklerin-den karaya daha çok bağımlıdır. En iyi bilinen tür olan bayağı su yılanı (Natrix natrix) Avrupa ve Kuzey Afrika'dan Orta Asya'ya kadar yayılmıştır. Uzunluğu bazen 1,5 metreyi aşsa bile genellikle 1 metre dolayındadır. Su yılanları zehirsizdir. Tehlike karşısında başını şişirir ve dışkılık bölgesinde­ki bezlerden kötü kokulu bir sıvı salgılar. Balık ve kurbağa gibi avlarını ısırarak öldü­rürler.

800px Nerodia sipedon shedding
"Serinlemek için suya girmiş bir yılan"

Kara Yılan Birçok yılan türüne tümüyle ya da büyük ölçüde kara renkli olmasından ötürü kara yılan denmiştir. Türkiye'deki dağı­lımı İzmir yöresinden başlayarak Akdeniz Bölgesi'ne ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi' nin batı, Doğu Anadolu Bölgesi'nin güney kesimlerine kadar uzanan bayağı kara yılanın (Coluber juguiaris) genel coğrafi dağılımı Kıbrıs ile Ortadoğu'nun büyük bir bölümünü kapsar. Uzunluğu 2 metreyi aşabilir. Türkiye' de yaşayan yılanların en uzun türüdür. Zehir­siz olmakla birlikte insandan genellikle kaç­maz ve tıslayarak kendini korumaya çalışır. Avustralya kara yılanı (Pseudeschis porphyri-acus) akrabası olan kobra gibi zehirlidir. Sıçan Yılanı. Besinlerini büyük ölçüde sı­çan gibi kemiricilerden sağlayan 50 dolayında zehirsiz yılan türü sıçan yılanı adı altında toplanır. Sıkıca sarıldıkları avlarını boğarak öldüren bu yılanlar Asya, Avrupa'nın güneyi, Orta ve Kuzey Amerika'da yaşar, kendilerini savunurken kuyruklarını titretir, su yılanları gibi kötü kokulu bir sıvı çıkarır ve ısırmak üzere birden saldırıya geçebilirler. Hepsi de yumurtlayarak ürer. Genellikle güzel renk ve desenlerle bezelidirler. Uzunluğu 1,8 metreye ulaşabilen sarı sıçan yılanı (Elaphe quatuorli-neata) Avrupa'nın en iri yılanıdır. Bu tür İtalya'dan Türkiye, Kafkaslar ve İran'a kadar yayılmıştır. Değişik adlarla tanınan birçok sıçan yılanı vardır. En iyi bilinenlerinden Asklepios yılanı (Elaphe longissima) adını Eski Yunan ve Roma'da hekimlik tanrısı Asklepios'tan alır. Asklepios'un kutsal hayvanı sayılan bu yılan sağlık merkezi olarak kullanılan asklepieion-larda besleniyor, yaladığı hastaları iyileştirdi­ğine inanılıyordu. Anadolu'daki yerleşim alanlarında sıkça görüldüğünden ev yılanı (Elaphe situla) denen tür de bir sıçan yıla­nıdır.

741px Python molurus D182D0B8D0B3D180D0BED0B2D18BD0B9 D0BFD0B8D182D0BED0BD
"Burma pitonu, dünyanın en uzun yılanı."

Kral yılan Kanada'nın güneydoğu kesimle­rinden Ekvador'a kadar uzanan bölgede yaşa­yan yedi yılan türünden oluşur. Yılan zehrin­den etkilenmediği anlaşılan ve adını zehirli yılanları bile yiyebilmesinden alan bu yılanlar avlarını genellikle boğarak öldürür. Kral yılanların bazı türleri kırmızı, sarı ve siyah halkalarından ötürü yalancı mercan yılanı olarak da tanınır.


600px Anaconda jaune 34
"Anakonda"

Mercan yılanı denen türler parlak ve yan yana gelen zıt renkleriyle dikkat çeker. Bu yılanların Amerika'da yaşayan bütün türleri kobrayla aynı familya içinde yer alır. Kobra­dan farklı olarak, avlarını sokmak yerine, başından yakalayarak yutarlar. Bazılarının zehri soktuğu insanı yarım saatte öldürecek ölçüde güçlüdür. Mercan yılanlarının renk ve desenlerinin yırtıcılara karşı bir uyarı işlevi gördüğü sanılmaktadır. Ama bu hayvanların geceleri, düşmanlarının ise gündüzleri etkin­lik göstermesi nedeniyle bazı bilim adamları ortaya çıkan renklenmenin bir uyarı işareti değil, yılanın tipik gövde çizgilerini bozan bir çeşit kamuflaj olduğunu öne sürmektedir.

Bilimsel sınıflandırma
  • Alem: Animalia (Hayvanlar)
    • Şube: Chordata (Kordalılar)
      • Sınıf: Reptilia (Sürüngenler)
        • Takım: Squamata (Pullular)
          • Alt takım: Serpentes
Genel bilgiler
Yılanlar, genellikle üç metre öteyi görebilirler. Koku almada burun deliklerini değil dillerini kullanırlar. Uzun ve çatallı dillerinin her iki ucu havadan ve yerden gelen kimyasal kokuları alır. İçeri çekildiğinde dil ucundaki kokular damaktaki jakobson organında duyu haline dönüştürülür. Engerek yılanları zehirledikleri avının izini dilleriyle takip ederler ve ölüsünü bularak yutarlar. Yılanların burun delikleri, ağız kapalıyken alt çenedeki hava borusunun üzerine geldiğinden ağızlarını açmadan solunum yaparlar. Avlarını yutarken ağız açık olduğundan burun deliklerinin hava borusuyla ilgisi kesilir. Böyle zamanlarda, vücutlarında bulunan hava torbalarındaki yedek havadan faydalanırlar. Çoğu yılanın sadece sağ akciğeri gelişmiş, diğeri adeta kaybolmuştur. Boa ve piton yılanlarında sol akciğerler küçüktür. İri avların yutulması uzun sürdüğü zaman ağız tabanında bulunan soluk borusunun girişi ağızdan dışarı çıkarılabilir. Bu özellik büyük hayvanları yemek için bir adaptasyondur, yılana ağız dolu olduğunda dahi nefes alma imkânı sağlamaktadır.

Yılanlar dış kulakları olmadığından uzun zaman sağır zannedilmiştir. Aslında çeneleriyle kulakları arasında kemik bağlantıları olduğundan, üzerinde bulundukları toprağın yansıttığı sarsıntıları kolayca işitirler. Çenesini yere koyan çıngıraklı bir yılan çok uzaktan gelen bir atın ayak seslerini bile kolayca duyabilir. Yılanların bulunabildiği arâzilerden geçen bir insan, gürültülü ayak darbeleriyle yürüdüğünde hiçbir yılana rastlamaz. Bazı yılanların göz ve burunları arasında ince zarlı iki çukur bulunur. Bunlar, sıcak kanlı hayvanların vücutlarından yayılan ısı dalgalarını (infrared) tespit ederler. Bunların sayesinde avlarını karanlıkta bile bularak takip ederler.

Yılan zehiri av etini eritmeye yarayan kuvvetli bir sindirim sıvısıdır. Zehirsiz yılanlarda bile zehirli olan kuvvetli bir sindirim sıvısı vardır. Ağızlarına parmak sokulduğunda veya dişlendiğinde tükürüklerinden dolayı yanma ve şişme yapar. Dişleri sökülen zehirli yılanlarda dişler tekrar sürer. Yılanların renkleri ve boyları çeşitlidir. Zehirli yılanların başları üçgen ve kuyrukları küt olduğu söylenirse de bunlar kesin belirtiler olamaz. Her yılanı zehirli kabul ederek onlardan sakınmak gerekir.

Üreme
Yılanlar yumurtlayarak ürerler. Yumurtalardan ergine benzer yavrular çıkar. Yavrular yumurtadan çıkar çıkmaz annelerini ararlar. Boa, anakonda ve engereklerin çoğu yavrularını doğurur. Bunlar gerçek doğum değildir. Yumurtalar ana karnında gelişip açıldığından doğum gibi görülür. Buna “Ovovivipar” üreme denir. Gebelik süresi 2 aydır.

Sınıflandırma
  • Üst familya: Booidea
    • Boidae
    • Bolyeriidae
    • Cylindrophiidae
    • Loxocemidae
    • Pythonidae
    • Tropidophiidae
    • Uropeltidae
    • Xenopeltidae
  • Üst familya: Typhlopoidea
    • Anomalepididae
    • Leptotyphlopidae
    • Typhlopidae
  • Üst familya: Colubroidea
    • Acrochordidae
    • Atractaspididae
    • Colubridae
    • Elapidae
    • Hydrophiidae
    • Viperidae

Ayrıca yılan resimleri için bakınız: Yılan Resimleri



Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica & Vikipedi, özgür ansiklopedi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.