belki acımasız ve zor yalana el deymeden divaneliğin nefes alış şekli belkide aşkın bilmecesi.... hangi gecede başı önde bir yıldız bulsam gökyüzüne ağlamışlığım vardır hangi sözde bir med cezir hasreti yüklenmişse ayrılığın kumsalına vurmaz hiç bir dalga bu önsöze yalvarışım şiirlere ilhamdır.. kurtuluşu yoktur seninle savaş oyunu oynamanın kanar senden armağan yaralarım tuzumda sensin... hangi sözde dalgayı görsem güneşsiz gözlerinin akşamı gibi ankaranın cıplak sırtı gibi yoksul bi serinlemeye sığınırım uyku tutmaz... sahte şarkılardan anlamam neden soruşlardan korkak terk ediş fiillerine sığınmadan gitmek istediğimi söylerimde dilime hüküm giydiremem idamıdır şairlerin sevgili olmayan mısraları... sonra birden kokun gelir burnuma hani şu meşhur sabah rüzgarıyla seninle tıka basa doludur içim yalnızlığın en sancılı molasında yakıtı biter yanmalarımın özgürlük dilersin ya benden firarın esaretimdir bana lazım olan bir kaç kafiye şimdi sadece ayrılığına yalvarıyorum duyuyor musun...